Agos'tan Uygar Gültekin'in haberine göre, Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM), Tarabya’da faaliyet gösteren bir Rum vakfına karşı 2014’te ilginç bir dava süreci başlatmış; 1980 yılında yönetimine el konan bir vakfa ait olan ve VGM’nin o tarihte gasp etmeyi unuttuğu, şu anda Kıyı Restoran olarak kullanılan binanın peşine düşmüştü. VGM’nin açtığı ilk dava, mahkeme tarafından reddedilmesine karşın, Genel Müdürlük ısrarcı oldu ve bu kararı temyize götürmekle yetinmeyerek, başka bir mahkemede aynı taleple bir dava daha açtı. Tarabya’da, aynı vakfa ait, kullanılmayan bir okul da bulunuyor.
Örneğine pek fazla rastlanmamış davanın hikâyesi şöyle:
Tarabya’da, 1980 yılına kadar Rum toplumunun üç ayrı faal vakfı bulunuyordu: Aya Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı, Aya Yorgi Rum İlkokulu Vakfı ve Aya Eleni Kilisesi Vakfı. Üç vakfın da yönetim kurulları bulunuyordu ve semtte Rum nüfusu vardı; buna karşın, VGM, 1980’de, ‘akarı ve gayesi olmadığı’ iddiasıyla, Aya Yorgi Rum Okulu Vakfı’nın yönetimine el koyma kararı aldı ancak o tarihte, söz konusu vakıfla ilgili herhangi bir işlem yapılmadı.
Tarabya’da çalışmaya devam eden diğer bir Rum vakfı olan Aya Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı, yönetimine el konan vakfın adını kendi adına ekleyerek, ‘Tarabya Aya Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum İlkokulu Aya Yorgi Vakfı’ oldu ve el konan vakfın mülkleriyle ilgili olarak da tasarruflarda bulunmaya başladı. Mülkler bu isim altında kiraya verildi ve kiralar toplandı. Vakfın yönetim kurulu seçimleri de sorunsuz bir şekilde yapıldı. Bütün bu işlemler sırasında, VGM, denetimlerini sürdürdü. Vakıf, 35 yıla yakın bir süre boyunca faaliyetlerini bu şekilde devam ettirirken, işlemlerinde usulsüz herhangi bir durum tespit edilmedi.
VGM’nin talebi reddedildi
VGM, 18 Mart 2014 tarihinde, vakfın kiracısı olan ‘Kıyı Restoran’ adlı işletmeye karşı, mülkün idareye ait olduğu iddiasıyla, ‘haksız işgal’ davası açtı. İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davaya, Tarabya Aya Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum İlkokulu Aya Yorgi Vakfı da müdahil oldu. Rum vakfı, mülkün sahibinin kendileri olduğunu ve kiracının vakfa düzenli olarak kira ödediğini söyledi.
‘Kötüye kullanıma emsal teşkil edecektir’
Vakıf, müdahil olduğu davada itirazlarını şu şekilde sıraladı:
“Bina, tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, Tarabya Aya Yorgi Kilisesi Vakfı’na ait olup, vakfın akarı olarak cemaatin ihtiyaçları için kullanılmak üzere 3. şahıslara kiralanmaktadır.
Kiralama işlemleri Tarabya’da mevcut üç kilise vakfını temsilen Tarabya Aya Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum İlkokulu Aya Yorgi Vakfı tarafından yapılmaktadır. Bu uygulama uzun yıllardır sürmekte olup, VGM’nin bilgisi dahilindedir. Vakıflar Kanunu gereği oluşturulması gereken mütevelli heyetine üye bulma zorluğu ve özellikle siyasi politikaların yönlendirmeleri üzerine mütevelli seçimlerine dahi uzun aralıklarla izin verilmekte olup Tarabya cemaati vakıfları için sadece Tarabya Aya Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi ve Rum İlkokulu Aya Yorgi Vakfı’na seçim hakkı tanınmaktadır. Vakıflar İdaresi, yaptığı denetimlerde Tarabya’da mevcut Rum Ortodoks cemaat vakıflarına ait mal varlığının tek elden idare edildiğinden haberdar olup bugüne kadar hiçbir işlem yapmamıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 35 yıl önce aldığı karardan yola çıkarak bugün dava açması, hukukun genel ilkelerine, iyi niyet karinesine, hayatın olağan akışına ve nedeyse yarım asırdır fiilen devam eden duruma aykırıdır.”
Cemaat vakıflarının el konan mülklerinin iadesini sağlayan yasal düzenlemeye dikkat çekilen itiraz metininde, bu tür iddialarla mülklerin VGM tarafından kontrol edilmek istenmesinin “hakkın ve yetkinin kötüye kullanmasına emsal teşkil edeceği” uyarısında bulunuldu.
Bir dava daha
Davaya bakan 25. Asliye Hukuk Mahkemesi, VGM’nin başvurusunu, mülk sahibinin VGM olmadığı gerekçesiyle reddetti. VGM bu kararı temyiz etmekle birlikte, temyiz sonucunu beklemeksizin İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde aynı talebi içeren bir dava daha açtı. Mahkeme, şu anda Yargıtay’ın vereceği nihai kararı bekliyor.
Vakfın Avukatı:‘Anayasa Mahkemesi’ne taşırız’
Rum Vakfı’nın avukatı Osman Kuray, davalara ilişkin olarak şu değerlendirmede bulundu: “Eğer devam eden davayı kazanırsak, Vakfılar Genel Müdürlüğü’nün taraf olmadığı netleşmiş, vakfın faaliyetinin de devam ettiği belirlenmiş olacak. Vakıfların tüzel kişiliğinin devam edip etmediğine Asliye Hukuk Mahkemeleri karar verir. Mahkeme tarafından bunun da tespit edilmesini istedik. Dosya Yargıtay’dan döner ve yeniden yargılama sürecinde sonuç alamazsak, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne, oradan da sonuç alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız.”