Vagonlar Raylarla Buluşamıyor



Avrupa ve Asya kıtasını Marmara Denizi’nin altından tünellerle birbirine bağlayacak Marmaray Projesi’nin yeraltındaki inşaatı hızla sürerken, yer üstündeki banliyö hatlarının iyileştirilmesi ve entegrasyonu çalışmaları durdu. Projenin ikinci etabı olan Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı Banliyö Hatlarının İyileştirilmesi, İnşaat, Elektrik ve Mekanik Sistemler (CR1) Sözleşmesi yüklenici firma tarafından geçen yıl feshedildi. Dosya şu an uluslararası tahkimde. Yeni yükleniciyi belirlemek için mayıs ayında açılan ihaleye katılanların teklifleri de değerlendirilme aşamasında. Feshedilen sözleşme ile demiryolunun iki yıl boyunca işletilmeye kapatılması, arazi ve gayrimenkullerin DLH Genel Müdürlüğü’ne bedelsiz devredilmesine karşı açılan iki dava ise Danıştay’da.

Marmaray Demiryolu Projesi’nin Güney Kore’den ithal edilen vagonları geçen günlerde Edirne’ye getirildi ancak vagonların raylarla buluşacağı güne daha çok var. Projenin açıklandığı gibi 29 Ekim 2013’te bitirilmesi de oldukça zor görünüyor. Çünkü 3 etaptan oluşan projenin mevcut demiryollarının iyileştirilmesini kapsayan ikinci etabı, feshedilen sözleşme nedeniyle bir yıldır ilerlemiyor.

Sendikadan dava

Projenin demiryollarını kapsayan bu etabına dava açan Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Yavuz Demirkol, Gebze-Haydarpaşa ve Sirkeci-Halkalı arasındaki demiryolunun iki yıl boyunca işletilmeye kapatılması, proje kapsamında arazi ve gayrimenkullerin bedelsiz olarak Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü’ne (DLH) devredilmesi, tarihi ve kültürel varlıkları koruma ile ilgili mevzuatın çiğnenmesi, Haydarpaşa Limanı, Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının işlevsiz hale getirilmesi nedeniyle ilgili idari işlemin iptali istemi ile 2007’de Ankara 2. İdare Mahkemesi’nde dava açtıklarını anımsattı.

Davada 31 Aralık 2010 tarihinde sendika aleyhine karar çıktığını anlatan Demirkol, bunun üzerine Danıştay’a temyiz başvurusunda bulunduklarını söyledi.

TCDD’nin Gebze, Pendik, Maltepe, Söğütlüçeşme, Haydarpaşa ve Halkalı ile Yedikule Yol Atölyesi’nde bulunan bir kısım arazilerinin yasalara aykırı olarak bedelsiz bir şekilde DLH İnşaatı Genel Müdürlüğü’ne kullanım için yetki devri yapılmasına ilişkin protokolün iptali için BTS üyesi Tugay Kartal tarafından açılan davada da Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin TCDD ve Ulaştırma Bakanlığı lehine karar verdiğini belirterek, “Dava Danıştay’da temyizde. Davaya temyiz aşamasında sendika olarak da müdahil olduk” dedi.

Devlet ne kadar zarara uğradı?

Yargıya taşınan etapta yaşanan asıl sorun ise sözleşmenin feshedilmesi. Söğütlüçeşme-Gebze, Kazlıçeşme-Halkalı hattının yüklenici firması Fransız Alstom-Marubeni ve yerli Doğuş (AMD) Konsorsiyumu projeye bu şartlarda devam edemeyeceğini belirterek 27 Nisan 2010’da CR1 Sözleşmesi’ni tek taraflı iptal etti. Ulaştırma Bakanlığı da 19 Temmuz’da fesih kararını açıkladı. Fesih sonrası sözleşme gereği dosya tahkime gitti. Bakanlık, sözleşme tahkimde olduğu için CR3 adıyla mayıs ayında uluslararası yeni bir ihale açtı. Şu an teklifler değerlendiriliyor.

Yavuz Demirkol, devletin bu işte ne kadar zarara uğradığının bilinmediğine dikkat çekti. Konsorsiyumun gerçekten neden işi bıraktığının açıklanmadığına vurgu yapan Demirkol “İşe devam etmesinin önünde engel olan sözleşme koşullarının ne olduğu tarafımızca bilinmemekle birlikte, birdenbire sözleşme koşullarının ağırlaşması beklenemeyeceğine göre, bu sürece neden seyirci kalındı? Yoksa bu durum bekleniyor muydu? Yeni ihalede konsorsiyumun şikâyet ettiği sözleşme maddelerinin yeni sözleşmeye ne şekilde gireceğini merak ediyoruz. Bu konuda yapılmış resmi bir açıklama da yok” dedi.

Demirkol, konsorsiyumun sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği tarihe kadar ne kadar avans aldığı, ne kadar iş yaptığı, alınıp depolara konulduğu söylenen ray ve sinyal kablolarının yeni yükleyici tarafından kullanılıp kullanılmayacağının da bilinmediğini söyledi.



Süreç sil baştan

Mevcut demiryolu hatlarının yeni sisteme entegre edilmesi için kapatılması konusunda sürekli olarak farklı tarihler verildiğini belirten Demirkol “Önce 8 Aralık 2008, sonra 15 Haziran 2009 ve sonra da 7 Ocak 2010 tarihlerini verdiler. Ama hiçbiri gerçekleşmedi. Şimdi fesih sonrası tekrar yapılan ihalede sözleşme imzalanacak, yeni yükleniciye yer teslim edilecek ve yepyeni bir süreç başlayacak” diye konuştu. Demirkol, TCDD Genel Müdürlüğü’nün DLH Genel Müdürlüğü’ne 13 Mayıs 2011 tarihinde gönderdiği bir yazıda banliyö hatlarının Marmaray Projesi kapsamında ne zaman kapatılacağını sorduğunu ifade ederek şu bilgileri verdi:

“DLH Genel Müdürlüğü’nün cevap yazısında ihale sürecinin devam ettiğini sonuçlanmasının ardından ihaleyi kazanan firmanın sözleşmesel olarak işe başlama tarihinden 411 gün sonra Gebze-Pendik, 595 gün sonra Pendik- İbrahimağa, 503 gün sonra da Halkalı-Kazlıçeşme arasının kapatılacağını bildirdi.”

Demirkol, projenin ikinci etabında yaşanan bu aksaklıklara karşın Marmaray’ın 29 Ekim 2013’te bitirileceğinin söylenmesinin hayalden başka bir şey olmadığını söyledi. Projenin sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi nedeniyle geciktiğini vurgulayan Demirkol, Başbakan’ın gecikmeyi davalara ve arkeolojik kazılara bağlamasını eleştirdi. Demirkol tepkisini şöyle dile getirdi:

“Başbakan Erdoğan’ın Marmaray Projesi’nin gecikmesini ‘davalar projelerimizi etkiliyor’ iddiasına dayandırması yaşanan gecikmelere gerekçe değil. Çünkü sendikamız tarafından açılan davalar sonucunda herhangi bir durdurma veya iptal kararı çıkmadı. Yalnızca Yedikule’de yapılan kazılar ve kamulaştırmalarda konut sahiplerinin açmış olduğu davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ayrıca yapılan arkeolojik kazılarda beklenmeyen ve öngörülmeyen derecede nadide eserlerle karşılaşılması projede sarkmalara neden oldu.

Çevreye, tarihe ve kültüre saygılı bir proje olarak ilan edilen Marmaray’da yaşanan gecikmeler nedeniyle arkeolojik kazılara ‘orada üç beş çanak çömlek çıktı’ diye yaklaşım sergilenmesi ise düşündürücü. Bu proje ile TCDD’nin Haydarpaşa ve Sirkeci garları başta olmak üzere boşa çıkartılan birçok taşınmazın kentsel dönüşüme tabi tutularak satılmasının önü açılmak isteniyordu.

Ancak Haydarpaşa Gar Dönüşüm Projesi’ne karşı, sendikamız ve Mimarlar Odası öncülüğünde oluşturulan Haydarpaşa Dayanışması’nın girişimleri sonunda Haydarpaşa Gar Dönüşüm Projesi’nde iktidarın beklediği gelişmeler engellendi. Bu proje bir bütünsellikten uzak.

İleride demiryolu taşımacığı ile Marmaray projesinin nasıl entegre edileceğinden, kentsel dönüşümlere açılacak alanların belirlenmesinden, demiryolu hatlarının hangi araziler üzerinden geçeceğine, hangi trenlerin çalıştırılacağına dair işin uzmanlarınca hazırlanmış bir proje değil.”



Vagonlar Edirne’de bekliyor

Marmaray Demiryolu Projesi’nin Güney Kore’den ithal edilen vagonları 4 Temmuz’da Edirne’ye getirildi. 10’ar milyon Avro’luk 18 tren seti 24 saat özel güvenlik ekipleri tarafından korunuyor. Ulaştırma Bakanlığı’nın İstanbul’da yapımına devam ettiği Marmaray Demiryolu Projesi’nin Güney Kore’den sipariş ettiği vagon setleri Adapazarı’ndaki Türkiye Vagon Sanayii Fabrikası’nda monte edildi. Güney Koreli uzman ekiplerin de yer aldığı üretim sonrasında montajlanan vagonlar TIR’larla Edirne Gar Müdürlüğü’ne getirildi. Gar Müdürlüğü Lojistik depolarında projenin bitirilmesi planlanan 29 Ekim 2013 tarihine kadar bekletilecek. Ancak vagonlar burada öngörüldüğünden daha uzun süre misafir olacak gibi görünüyor. Bu sürede vagonların bir zarar görüp görmeyeceği büyük bir soru işareti.

100 yıllık proje

İstanbul Boğazı’na tüp tünel fikri ilk kez 1860 yılında Sultan Abdülmecit tarafından ortaya atıldı. Bu düşünce, 1902 yılında Sultan 2. Abdülhamit döneminde projeye dönüştürüldü ancak bütçe ve teknik olanaksızlıklar nedeniyle gerçekleştirilemedi. Tüp tünelin ilk fizibilite etüd çalışması 1985’te yapıldı. Çalışma 1997’de güncellendi. Proje için İstanbul Boğazı’nda ilk deniz sondajları 1985-1987 yılları arasında yapıldı. 2002 yılında yapılan ek sondajlarla İstanbul Boğazı’nın jeolojik yapısı detaylı olarak tespit edildi. İlk kazmanın 2004’te vurulduğu projenin tünel bölümü 26 Şubat’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleştirildi. Batırma tüp tünel, her biri ortalama 18 bin ton ağırlığında 11 tünel elemanından oluştu. Elemanların en uzunu 135 metre olmak üzere 15.5 metre genişliğinde ve 8.75 metre yüksekliğinde. Bu tüpler Tuzla’da imal edildi. Marmaray tamamlandığında Gebze’den Halkalı’ya kadar 40 istasyon bulunacak. Mevcut iki banliyö hattı kaldırılarak yerine 3 yeni hat yapılacak.

Arkeolojik kazılar

Proje kapsamında Yenikapı’da yapılan kazı çalışmalarında MS 379-395 dönemine ait Theodosius tarafından Mısır’dan ithal edilen buğdayın taşınması için yapılan ve tarihte Eleutherion Limanı diye anılan antik bir liman ortaya çıkarıldı. Limanda yaklaşık bin yıllık 12 adet gemi kalıntısı gün yüzüne çıkarıldı. Ayrıca limana ait bir iskele ile Konstantin Surları’na ait olduğu bilinen duvarlar da gün yüzüne çıktı. MS 4. yüzyıla ait tonozlu bir gizli geçit ile yer altı mezarına da rastlandı. Üsküdar’da 11. yüzyıl Bizans dönemine ait dini bir yapı ve Ayrılıkçeşme’de Osmanlı döneminden kalma bir sarnıç bulundu. Kazılar sırasında bulunan Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerine ait eserler İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.