İstanbul’a yapılması planlanan 3. köprünün kesinleşen
güzergâhı olan Garipçe-Poyrazköy hattının, 1996’da dönemin
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yapan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın reddettiği güzergâh olduğu ortaya çıktı. Güzergâh ve köprü
projesini değerlendiren uzmanlar ise projenin kentin ulaşım sorununu
çözemeyeceğine dikkat çekerek, İstanbul’un son orman alanlarının “rant” uğruna
imara açıldığına dikkat çekti.
Başbakan’ın karşı çıktığı
güzergâh
Eski Mimarlar Odası Genel Başkanı, gazetemiz yazarı
Oktay Ekinci: Belirlenen güzergâh İstanbul’a en zararlı
güzergâhtır. Yeni bir güzergâh değil, 1996’da Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye
başkanı iken reddettiği güzergâhtır. Karayolları, Garipçe- Poyrazköy güzergâhını
1995’te belediye planına işlenmesi için göndermişti. 1996’da önce Prof. Doğan
Kuban’ın başkanlığını yaptığı 3 Numaralı Koruma Kurulu, güzergâhı reddetti, konu
belediye meclisine gitti. Belediye Meclisi de oybirliğiyle reddetti. Erdoğan
basın toplantısı düzenleyerek İstanbul’a en zararlı güzergâh olduğunu ve bu
nedenle kabul etmediklerini ilan etmişti. Çünkü ormanların en yoğun olduğu
bölgeden ve su kaynaklarını besleyen derelerin kaynak havzalarından geçmektedir.
Seçilen güzergâh Başbakan’ın 15 yıl önce reddettiği, İstanbul’un ‘idam fermanı’
dediği güzergâhtır. Bunun hukuken gerçekleşme şansı yoktur. Çünkü koruma
kurulunca reddedilmiş, İBB’nin onaylamadığı bir güzergâhtır. Bilime, hukuka ve
demokrasiye aykırıdır. Eğer anayasayı değiştiremezlerse yüksek yargı da bu
güzergâhı reddeder.
‘Korsan köprü’
CHP İstanbul
İl Başkanı Gürsel Tekin: Bakan Yıldırım’ın açıkladığı 3. köprü
‘korsan köprü’dür. Bu köprüyü inşa edemezler, çünkü bu köprü kente ilişkin
hiçbir planda yok. Çevreye en zarar verecek proje olarak açıklanan güzergâh da
tam bir skandaldır. İstanbul ve Marmara Bölgesi için tam bir çevre faciasına yol
açacak projenin açıklandığı toplantıda Çevre Bakanı neden yok acaba?
Bu
projeye karşı olduğu için mi, yoksa çevre konusu kimsenin umurunda olmadığı için
mi? Kentte yapılacak en küçük bir değişiklik bile önce planlara işlenir.
Ulaştırma Bakanı’na sormak istiyorum. 3. Köprü hangi planda var? Bu yüzden,
çakılacak tek bir çivi bile yasadışıdır.
Bu köprü korsandır. Kenti
yönetenlere rağmen alınan bir karardır. Kenti Başbakan mı, Ulaştırma Bakanı mı,
yoksa Kadir Topbaş mı yönetiyor, anlamış değiliz. Köprüyü Ulaştırma Bakanı
açıkladığına göre bu kenti yöneten Kadir Topbaş tamamen devre dışı
bırakıldı.
Yeni Sultanbeyliler yaratacak
Orman
Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanı Besim Sertok: Daha önce
belirlenen 6 güzergâhtan kent için olabilecek en kötü güzergâh tercih edildi.
Bakan Yıldırım’ın açıklamalarına göre yalnızca köprünün geçeceği arazinin yüzde
48’i orman alanı. Bunun dışında yapılacak tali yollar da ciddi orman tahribatı
yaratacaktır. Bu proje aynı zamanda orman alanlarının işgal yoluyla yapılaşmaya
açılması anlamına da geliyor. 2. köprünün yapımı sonrası oluşan ve tamamı kaçak
nitelikteki Sultanbeyli örneğinde olduğu gibi buralarda da yeni yerleşim yerleri
oluşacaktır.
Kente yeni göçlerin gelmesinin de önünü açacaktır
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun
Kahraman: Orman ve havzalar için son derece kritik bir projedir.
Ormanları yok edecek, İstanbul’u yaşanmaz hale getirecektir. Bakanımız “Doğal
hayata zarar vermeyeceğiz” dese de rantın önüne hiçbir siyasi güç geçemez,
engelleyemez. 2. köprü buna örnektir. 2. köprü yapıldıktan sonra yerleşim kuzeye
doğru büyümeye başladı ve engellenemedi. Bizim kaygımız en başından beri buydu.
En başından beri eğer böyle bir şey yapılırsa ormanların yok olacağını, yanlış
olduğunu söylüyorduk. Daha metrolarla bağlı Marmaray sisteminin etkilerini
görmeden bu kararı almak, işin ne kadar plansız ve fizibilitesiz yapıldığının
bir örneğidir.
Tarihe rant köprüsü olarak
geçecek
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı
Cemal Gökçe: Köprü nereye yapılırsa yapılsın İstanbul’un ulaşım
ve trafik sorununa çözüm getirmeyecektir. İstanbul’un ulaşım sorunu köprülerin
yetersizliğinden değil, otomotiv ve özel araçlara dayalı bir ulaşım sisteminin
kentte hâkim olmasından kaynaklanmaktadır.
İstanbul’un ulaşım sorununun
çözülmesi ancak raylı sisteme dayalı toplu taşıma sisteminin gelişmesiyle
sağlanabilir. Kentin hiçbir sorununu çözmeyen, sorunlarını arttıran bu projenin
amacı ‘rant’ yaratmaktır ve bu proje tarihe ‘rant köprüsü’ olarak
geçecektir.