Uzmanlar 2060 Kozan'ını Tartıştılar



Kozan Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Yeni Ufuklar - Kozan 2060’ çalıştayı 30-31 Ekim tarihlerinde, çeşitli akademisyen ve uzmanların da katılımıyla Kozan'da gerçekleştirildi.

Koordinatörlüğünü Mimar ve Şehir Mimarı M. Numan Cebeci’nin yaptığı sempozyuma Prof. Dr. H. Semih Eryıldız (Ekolojik Planlama), Prof. Dr. Erdogan Gültekin (Peyzaj Planlaması), Prof. Dr. Çınar Atay (Şehir Planlaması ve Ekonomisi), Prof. Dr. Işık Aksulu (Tarihi Çevre Koruma), Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili (Sosyal Yapı), Doç. Dr. İsmail Ceritli (Alt Yapı), Şehir Plancısı Füsün Taşkınsu (Planlama Mevzuatı), Şehir Plancısı Yeter Yeşim Çekil (Planlama Hukuku) ve Turizmci Hüseyin H. Kahveci'nin yanı sıra Kozan'daki bazı kamu kurumlarının, STK'ların, siyasi partilerin ve Belediye'nin ilgili birimlerinin temsilcileri katıldı.

Belediye Başkanı Mimar Kazım Özgan, 2004 yılında yapılan ve Kozan'ın sosyal, ekonomik ve kentsel yol haritasının belirlenmesinde önemli bir adım teşkil etmiş bulunan ‘Dün'den Yarın'a Doğru Kozan’ sempozyumunun devamı niteliğindeki çalıştayla ilgili olarak; "Bugün bulunduğumuz kavşakta, gözlerimizi 50 yıl sonraya dikiyor ve geçmişin prangalarından elden geldiği ölçüde sıyrılarak, uzak ufuklarda ulaşmak istediğimiz limanı belirlemeye çalışıyoruz. Amacımız oturup konuşmanın dışında gerçekten Kozan’ın gelecek 50 yılını düzenleyip yeni nesillere güzel bir şehir bırakmak" şeklinde konuştu.

Pek karşılaşılmayan ve belki o yüzden de biraz dudak büktüren ‘50 yıllık perspektif’ konusunda ise çalıştay koordinatörü Cebeci, benzer yaklaşımların bütün şehirlerimiz tarafından benimsenmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları söylüyor:

"Bugün şehirlerimizde yaşadığımız kentsel sorunların çoğunun kaynağı, yerleşmenin büyüklüğüne göre, bundan en az 20-25 yıl ile 40-50 yıl önce yapılmış hatalarda yatmaktadır. Hataların başlangıcına uzanmadan, kaynaklarına el atmadan ve o kaynakları kurutmadan şehirlerimizi sağlıklı ve mutlu geleceklere yönlendirmemiz beklenmemelidir.

Alışılmış 15-20 yıllık plan dönemi perspektifleriyle, birkaç on yılda birbiri üzerine sarılarak koca bir yumak olmuş problemlerin kökünü kazımak mümkün değildir; ancak etkilerini azaltıcı veya onları bir süreliğine gündemden uzaklaştırıcı tedbirler getirilebilir. Ne var ki, problemin kökü orada durmaktadır ve sonraki nesiller aynı problemlerin daha da vahim hale gelmiş sonuçlarıyla uğraşmak zorunda kalacaklardır.

Oysa 50 yıl öteye baktığınızda (bu 40 veya 60 yıl, hatta çok büyük şehirler için 70 yıl da olabilir) şöyle ilginç bir tablo çıkıyor ortaya: Bugün yaşayan insanların çoğunluğunun muhtemelen göremeyeceği o günlere, şu anda şehri dolduran yapıların da yarısından azı, belki üçte veya dörtte biri ulaşabilecektir. Yıkılanların yerine yapılacak olanlarla, artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için inşa edilecek yeni binaların donatacağı 50 yıl sonrasının şehrinde, bugün etrafta gördüğümüz binalardan varlığını sürdürebilenlerin payı yüzde 20-30 civarlarında kalacaktır. Böyle küçük bir oranın, bütün bir şehrin geleceğini yönlendirmesi, yarım asır sonrası üzerine ipotek koyması, elbette ki akıl ve mantık kadar insafa da sığmaz.

Bu perspektiften baktığınızda ve mevcut şehir dokusunun 50-60 yılda yüzde 70-80 oranında değişecek/yenilecek olduğunu gördüğünüzde, 15-20 yıllık dönemlerde göze alamayacağınız, çok daha uzun dönemlere yayılması gereken radikal (bugün için ‘uçuk’ bile denebilecek) ve biraz da sıkıntılı, ama gerekli çözümlere yönelmeniz de imkan dahiline girer.





Kozan'a döndüğümüzde, Cumhuriyet'e, dağın yamacına sığınmış yaklaşık 5 000 kişilik bir kasaba olarak adım atan şehrin (1927'de 5 266 kişi) bugün ovaya yayılmış 75 000 nüfuslu bir ilçe merkezi olduğunu görüyoruz. Ne var ki, şehir bu bir asıra yaklaşan süreçte nüfusunu 25, yerleşim alanını ise yaklaşık 40 kat büyütürken işlevsel-mekansal organizasyonunda bu büyümelere uygun değişimleri gerçekleştirememiş. Ulaşım ağı on yıllar öncesinin (kimi özellikleriyle 80-100 yıl öncesinin) geometrik ve aritmetik özelliklerini taşıyor; geometrik açıdan çağdaş bir kentin ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale getirilmesi imkansız, aritmetik açıdan çok zor. Dağın yamacındaki eski yerini terkedemeyen şehir merkezi (MİA) uç semtlere 5-6 km uzaklıkta kaldığı için, ana akslarda kilometreler boyunca zemin katlarda ticaret gelişmiş.

Özetle, Kozan'ı gelecek kuşaklara hazırlayabilmek için radikal değişiklikleri göze almak şart. Bunun için de, arkamıza bakıp ‘Biz buraya nasıl geldik?’ diye sormaktan çok, ileriye bakıp ‘50 yıl sonra, biz Kozan'ın nasıl bir yer olmasını istiyoruz?’ diye düşünmek ve bulunduğumuz yerden bizi o noktaya ulaştıracak güzergahı belirlemek zorundayız".

Böyle bir gerekçeyle sunulan bu aykırı görüş, çalıştayda itiraz veya muhalefet yerine ciddi bir destekle karşılaştı. Kendisi de Kozan'lı olan Prof. Bilgili 50 yıl sonrasını düşünen tek şehrin Kozan olduğunu bildirirken, Prof. Atay büyük şehirlerin bile en çok 25-30 yıllık stratejik planlar yaptıklarını hatırlattı ve onlara örnek teşkil etmesini dilediği bu çalışması dolayısıyla Kozan'ı kutlamak gerektiğini belirtti.

Çalıştayda uzmanlar ve Kozanlılar, Kozan'ın taşıdığı potansiyel ve bu 50 yıllık uzun yolculukta karşılaşılması muhtemel güçlükler ve problemler üzerine odaklandılar. Bugünden görülebilen veya sezilebilen teknik, idari, fiziksel, hukuki, mali ve sosyal problemler masaya yatırıldı; onları bertaraf etme ve aşma yolları tartışıldı. Şehrin ekonomisinin tarım ağırlıklı olmasının, çevrenin nispeten az bozulmasında önemli rol oynadığının altı çizilerek bu ekonomik yapının gelecekteki 50 yıl zarfında da korunması, ancak tarımın hızla ticarileştirilmesi, yani üretimin yanına bu ürünün Kozan tarafından pazarlanmasının da ilave edilmesi gerektiği vurgulandı.

Diğer taraftan, yörenin taşıdığı kültür turizmi potansiyelinin (Anavarza ve Karasis gibi arkeolojik alanların da katkısıyla) turizm sektörünün tarımla birlikte Kozan ekonomisinin lokomotifi konumuna yükselmesini sağlayabileceğine dikkat çekildi. Şehrin bu konudaki en ciddi handikabı olan nitelikli konaklama tesisi açığının ise, ilk planda tescilli konakların ve büyük evlerin restore edilerek butik otele çevrilmesiyle önemli ölçüde aşılabileceği belirtildi. Böyle bir yapı (şimdilik şehirdeki tek yapı) olan ve çalıştayın da düzenlendiği Yaverin Konağı bu konuda ümit verici bir örnek teşkil ediyordu. En büyük mekanının ancak 32 kişilik bir toplantıya imkan vermesi sebebiyle katılım oldukça sınırlı tutulmuş olmasına rağmen, davetlilerin Konak'ta geçirdiği keyifli iki gün, tercihteki haklılığın açık bir göstergesi idi.

İki günlük çalışmanın sonunda, 2060 Kozanı'nın sahip olması arzulanan özellikler belirlendi. Bazıları aşağıda özetlenen bu özelliklere bakıldığında, geleceğin Kozanı'nda ‘yeşil’in ve ‘yaya’nın öncelik taşımasının hedeflendiği anlaşılıyor:





Elli yıl sonrasının Kozan halkına (hatta nispeten yaşlı kuşağına) 2060 vizyonunu ve bu bayrağı taşıma istek ve şevkini bugünden kazandırmak için, Belediye çalıştay öncesinde ilçedeki ilköğretim ve lise talebeleri arasında ‘50 Yıl Sonra Kozan’ konulu bir kompozisyon yarışması düzenledi. Bu yarışmanın değerlendirmeleri de çalıştay sırasında sonuçlandırıldı ve kazananlara ödülleri çalıştayın kapanış oturumunda verildi. Şimdi sırada, bu yarışmaya katılan gençlerle bir ‘Kozan 2060 Gençlik Konseyi’ oluşturulması ve Kent Konseyi'nin denetiminde gençlerin düşünceler, projeler geliştirmeleri, Kozan 2060 seferinin birer ‘askeri’ hatta müstakbel kumandanı olmak üzere çekirdekten yetiştirilmeleri var.

Ayrıca, Belediye tarafından, Kozan 2060 çalıştayının yaklaşımını, amaçlarını ve sonuçlarını özetleyen bir pano/takvim hazırlanıyor. Her eve, işyerine, okulların her sınıfına ve resmi dairelerin her odasına birer adet dağıtılmak üzere basılacak olan bu takvimle, Kozan 2060 vizyonunun bir yıl boyunca duvarlarda asılı kalarak zihinlere ve gönüllere yerleşmesi amaçlanıyor. Söz konusu takvim, http://www.kozanhaber.com/takvim.rar adresinden elde edilebiliyor.