Üzerinde İnşaata Başlanan Mezarlığın Tescili için Koruma Kuruluna Başvuruldu



Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ermeni Katolik mezarlarının üstüne, İtfaiye Meydanı esnafını zorla boşaltmak için yapılan, hukuksuz geçici dükkân inşaatının peşini bırakmıyor.

Bu konuda büyük kamuoyu oluşturan Mimarlar Odası Ankara Şubesi, insan kemiklerinin çıktığı alanın mezarlık olarak tescil edilmesi için Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’na başvurdu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, alandaki hukuka aykırı inşaata ilişkin işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava da açtı. Öte yandan Kültür Bakanlığı'nın bilgi ve belge göndermeyerek, Büyükşehir Belediyesi’ni saf dışı bıraktığı görülürken, hukuksuz inşaata Koruma Kurulu’nun oy birliği ile onay verdiği, Büyükşehir Belediyesi temsilcisinin de inşaatın yapılmasına onay verdiği ortaya çıktı.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Süreci titizlikle takip ediyoruz. Ermeni Katolik mezarlarına beton dökerek çok kültürlülüğe darbe vuranların peşini bırakmayacağız. Alanın mezarlık olarak tescil edilmesi için Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’na başvurduk ve alandaki hukuksuz inşaata ilişkin işlemin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açtık. Bu vicdansızlık kamuoyu nezdinde büyük tepki topladı. Bir yandan fikri takibe ve resmi yazışmalara devam ediyoruz. Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi’ne kazı bulgularına ilişkin tutanakların kendilerine iletilip iletilmediğini sorgulamıştık. Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi,  Kültür Bakanlığı Müzeler Genel Müdürlüğü’nden herhangi bir belge ve bilginin kendilerine ulaşmadığına dair cevap verdi. Kültür Bakanlığı belediyeye bilgi göndermiyorsa Belediye gereğini yapmalı. Öte yandan bilimsel kaynaklarda mezarlık olduğu kanıtlanan alana ilişkin belediyenin sorumluluklarını yerine getirmemesi, dahası Gökçek döneminde İller Bankası’nın yıkımına onay veren, Atatürk Kültür Merkezi alanında Atatürk’ün tarihi tören pistinin yıkımına onay veren kişinin koruma kurulu toplantılarında belediyeyi temsil etmesi akıllara durgunluk vericidir. Kültür Bakanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı ivedilikle sürece müdahil olmalıdır ve kazı çalışmalarını durdurmalıdır.” diye konuştu.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, kazı çalışmalarına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Daire Başkanlığı’na, Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na (TOKİ) resmi yazılarla başvurmuştuk. Bu yazışmalar sonucunda Koruma Kurulu’nun alandaki inşaat çalışmalarına onay verdiği de ortaya çıktı. Kurula, inşaat çalışması için onay alınıp alınmadığını sormuştuk. Ankara Kültür Varlıkları Bölge Koruma Kurulundan gelen cevapta inşaata kurulun onay verdiği belirtildi. Koruma Kurulu’nun çok kültürlülüğü ve Ulus’un tarihi dokusunu koruması gerekirken onay vermesi içler acısıdır. Kültür varlıklarımız kime emanettir, sahipsiz midir?

Bölgede kazı çalışmaları tamamlanmış ve dükkân yapmak için beton dökülmüş. Hafta sonu dahi inşaat çalışması devam ediyor. Yangından mal kaçırırcasına inşaata devam ediyorlar. Dava süreçleri devam ederken İtfaiye Meydanı esnafını zorla boşaltmak için dükkânlar son hız bitirilmeye çalışılıyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, süreci yakından takip ediyoruz. Bölge bilimsel kaynaklarda Ermeni ve Katolik Mezarlığı olarak görünmekte, ilgili parselin tapu sorgularında, kilisenin ve hamamında bulunduğu tarihi eserler bulunmaktadır. Buna rağmen inşaatın hala devam ettirilmesi, Anadolu topraklarındaki çok kültürlülüğe yapılan çok büyük bir saygısızlıktır. İtfaiye meydanı esnafını mağdur eden ve tarihi değerlerimizi yok eden bu uygulamalardan vazgeçilmelidir. Bu alanda hukuksuz inşaatın yapılması ve Koruma Kurulu’nun buna onay vermesi tamamen bu ülkede tuzun koktuğu gösterir.”

Candan, yerinde inceleme yapmak için alana gittiklerinde polisin zor kullanarak alana girmelerini engellemesini ise şöyle değerlendirdi: “Bu otoriter rejimi göstermektedir, zor kullanarak bir meslek odası başkanı ve TBMM’de milleti temsil etmekle görevli milletvekili alana alınmıyorsa, bu ülkede tuz kokmuştur. Yaptığınızın suç olduğunu biliyorsanız gizli saklı bir süreç işletirsiniz ve alanı göstermezsiniz. Bizi içeri almamaları bu iktidarın en ufak idari işlemde bile hukuksuz süreç işlettiğinin göstergesidir. Öte yandan bu ülkede Ermeniler, Lazlar, Yezidiler, Kürtler, Ezidiler ve Türkler Anadolu topraklarında hep birlikte yaşamışlardır. Onların kemikleri bizim topraklarımıza karışmış durumdadır.  Din, dil, ırk ve etnik ayrımcılık yapmak, nefret suçu ve insan hakkı ihlalidir. Mezarlığa beton dökerek dükkân yapılması vicdanlara sığmaz.”