Prof. Dr. Uyar, bir nükleer santral
kurulumunun yakıt temini, atık depolaması ve kapatılmasıyla birlikte 30 milyar
dolara mal olduğunu, eşdeğer enerji ortaya çıkaracak rüzgar enerjisi yatırımının
üç milyar dolar kadar olduğunu söylüyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Japonya'daki depremin ardından yaşanan
nükleer santral patlamalarının açtığı felakete rağmen Mersin Akkuyu'da santral
yapımı kararından vazgeçmiyor.
Marmara Üniversitesi Yeni Teknolojiler Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, nükleer enerjinin Türkiye'nin enerji seçeneklerinde
aday olamayacağını söyledi.
Uyar, elektriğin etkin kullanımı ve yenilenebilir enerjiler, rüzgar ve güneş
ile Türkiye'nin enerji ihtiyacının çevreye ve bütçeye zarar vermeden
karşılayabileceğini belirtti.
Doğal enerji her zaman vardı, teknoloji yoktu
1850'lere kadar doğal kaynaklarla tüm ihtiyaçlar karşılanıyordu. Lakin
doğal kaynakların kullanımı için teknoloji yoktu. Sanayi devrimiyle birlikte
fazla enerjiye ihtiyaç duyulması fosil yakıt kullanımına sebep oldu.
1950-1970 yıllarında karşılıklı nükleer güce sahip olma yarışının
tırmandırıldığı dönemde nükleer santral yapımına yönelme oldu.
Ancak 1978'den itibaren santrallerin çevre kirliliğine neden olduğu ve çok
pahalı olması ve kamuoyunun tepkisiyle bundan vazgeçilmeye başlandı. Ülkeler
artık yapılması planlanan santralleri iptal ediyor. Almanya ve İsviçre buna
örnek.
1980'den itibaren ABD, Japonya ve Avrupa yenilenebilir enerjilerin
kullanımı için teknolojilerini geliştirmeye başladı. 2020'de tüm Avrupa'nın
yüzde 20 yenilenebilir enerjiye geçmesi kararı alındı. Artık insanlar on misli
daha az enerji tüketen ampuller kullanmaya başladı.
"Güneş enerjisiyle elektrik üretip, yüksek enerji harcayan ütü
kullanılmaz"
Enerjinin etkin kullanımı ve yenilenebilir enerji oluşturulmalıdır. Sadece
yenilenebilir enerji kullanımı yetmez, enerji tüketimi de azaltılmalıdır.
Güneş enerjisi üretip, yüksek enerji harcayan ütü kullanılmamalı.
Sanayileşmiş ülkelerden Almanya 2050’ye kadar yüzde 100 yenilenebilir
enerjiye geçmeyi hedefliyor. Almanya Türkiye'den yarı yarıya az güneş ve
rüzgar enerjisine sahip olmasına rağmen bunu yapabiliyor.
Hükümet yenilenebilir enerjiyi istemiyor
Türkiye'de rüzgar santrallerinde 7 bin megavatının kullanımı özel
şirketlerin rekabetine açılıyor. En fazla para veren şebeke kullanma hakkını
alıyor.
Rüzgar çok ucuz ve daha fazla kullanılabilir ama hükümet yenilenebilir
enerjinin yaygınlaşmasını sınırlıyor. Rüzgar santrallerine sınır veriyor ancak
nükleer ve termik santrale lisans veriliyor. Türkiye'de yenilenebilir
enerjiye geçmek mümkün, ama irade yok.
Nükleer enerjinin maliyeti rüzgarın 10 misli
Nükleer santralin yapımında harcanan enerji, santralin ürettiği enerjinin
üç katı.
Santralın kurulması, yakıt temini, atık depolaması ve kapatılması toplamda
yaklaşık 30 milyar dolar.
Rüzgar enerjisi, nükleer santralin ürettiğinin yarısını üretiyor. Buna
rağmen aynı miktarda enerjiyi üretecek rüzgar enerjisinin maliyeti üç milyar.
Arada inanılmaz bir maliyet farkı var.
Nükleer enerji, geleceğin aday enerjisi olamaz. Türkiye beş yılda yüzde
100 yenilenebilir enerji politikalarına geçebilir.
Daha fazla demokrasi, özgürlük ve barış için gerekli olan
budur.