Jorn Utzon, dünyamızdan göçtü. Modern mimarinin birçok şaheserini, Avustralya’nın Sydney kentindeki görkemli opera binasını yaratmıştı. O eseri uçaktan ya da yakından görüp de heyecanlanmayan yok gibidir. Geçen yüzyılın ortasında binanın tasarımı gerçekleşirken muhafazakâr kesim, planı baltalamak için ellerinden geleni yapmıştı. Ama Utzon, kültür gericilerine karşı galip geldi.
Opera binası, Sydney limanında dolaşıp okyanusa açılan o güzelim yelkenlerin üslûbunda tasarlanmıştı. Bina, kentten ummana yelken açıyor gibi. Coşku ve huşu ilham eden bir şiirdir o bina. Modern mimarinin en muhteşem örneklerinden biridir.
Ankaramızda keşke bizim de öyle güzel bir -hatta birçok- binamız olsa. Eskiden bazı fırsatları kaçırdık. Vedat Dalokay’ın Kocatepe Camisi için tasarımı birinci seçildiği halde muhafazakârın müdahalesiyle engellenmişti. Öyle bir “sabotaj” olmasaydı, Ankara dünya mimarlık tarihinde müstesna bir yer kazanmış olacaktı. Başkent için acıklı bir kayıp olmuştur bu.
İstanbul’da bir Frank Gehry eseri, kasdî geciktirmeler yüzünden yapılamıyor bir türlü. Gehry, yaşayan dünya mimarlarının en ünlülerinden biridir. İstanbul, Gehry şaheserinden mahrum kalmasa.