İspanyol Mimar Campo Baeza, Betonart Dergisi’nin konuğu olarak Harbiye Askeri Müze Konferans Salonu’nda bir konferans verdi. İkinci kez Türkiye’ye gelen Baeza’nın UIA İstanbul Kongresi sırasında da Aya İrini Müzesi’nde proje sergisi gerçekleşmişti.
“Işığın Mimarı” olarak bilinen Campo Baeza, gerçekleşmiş 4 projesini anlattığı sunumuna tasarım felsefesinden ipuçları vererek başladı. Baeza, tasarımlarında temel olarak aldığı 3 kavramı “fikirler”, “yerçekimi” ve “ışık” olarak sıralarken, bu kavramların projelerindeki yansımalarını dinleyenlerle paylaştı. Fikirler olmadan mimarlığın bir hiçlik olacağını ifade eden Baeza, mimarlık tarihinin önemli fikirlerle dolu olduğunu vurguladı.
Fikirlerden sonraki aşamanın, bunların realize ediliş şekli olduğunu söyleyen Baeza, yerçekimi kavramı üzerinde durdu. Yerçekiminin yapıların iskeletini şekillendirdiğini, tıpkı güzel bir insanı, dış görünüşünün yanısıra düzgün bir omurganın tanımlaması gibi, bi,r bina için de eskiz aşamasından itibaren sağlam bir iskelet kurulmasının önemini belirtti. İskeletin işlevinin sadece yükleri taşımak ve aktarmak olmadığını aynı zamanda mekanın düzenini belirlediğini söyleyen Baeza, yerçekiminin “inşa edilmiş estetik” le yakından ilgili olduğunu söyledi.
Baeza, malzemeyi insanla ilişkilendirebilmek için ise “ışığı” kullandığını belirtti. Işığın yerine göre en lüks yerine göre de en ucuz malzeme olduğunu belirten Baeza, ışığın bilinçli kullanımıyla canlanan yapılarının sunumuna geçti.
Yapılarında mükemmeliyetten uzak durmaya çalıştığını ve kusurları sevdiğini söyleyen Baeza, ilk tanıttığı proje olan de Blas evindeki bu tür detaylardan örnekler verdi. Bu projede peyzajın altını çizmeye çalıştıklarını belirten Baeza, projenin bir mağara ve kulübenin birleşimi olarak düşünüldüğünü eskizleriyle aktardı.
Baeza’nın anlattığı diğer projeler olan SM Ofisleri, Almeira ofisleri ve Caja Granada arasında en ilgi çekici olanı Granada’da Elhamra Sarayı’na bakan şehrin yeni kesimindeki Caja Granada idi. Özellikle doğal ışığın kullanımındaki ustalıkla öne çıkan bu yapı, gün boyunca yapının iç avlusunda gerçekleşen ışık oyunlarıyla yapının karakterini her an değiştiren bir karaktere sahip. Baeza, yapının eskiz ve maketler yoluyla gelişimini sergileyerek zenginleştirdiği anlatımında, kentin büyük katedralinin oranları ve atmosferi arasındaki benzerlikleri de vurguladı. Bu karakteriyle yapının katedral ve saraydan sonra kent için yeni bir simge haline geldiğini söyledi.
Betonart konferans serisinin bir sonraki konuğu ise İspanyol mimar Carlos Ferrater olacak. Bu konferans da Harbiye Askeri Müze’de 15 Aralık tarihinde izlenebilir.