UNESCO’nun İstanbul’u Dünya Kültür Mirası Listesi’nden çıkarmama
kararının ardından İstanbul S.O.S Girişimi, gösteri düzenledi. UNESCO’nun
İstanbul’u kültür listesinden çıkarıp ‘Tehlike altında olan dünya mirası’
listesine almamasının bir zafer olarak görülmemesini isteyen göstericiler
İstanbul için S.O.S verip helva dağıttı. Grup üyeleri, UNESCO’nun İstanbul’daki
hatalı uygulamaların durdurulması için İstanbul’a Şubat 2011’e kadar süre
verdiğini hatırlattı.
Sivil toplum kuruluşları ve üniversite mensuplarından oluşan ‘İstanbul S.O.S
Girişimi’, dün Galatasaray Lisesi önünde biraraya geldi. Grup adına basın
açıklamasını mimar Hande Akarca yaptı. Akarca “Tüm kesimleri İstanbul için
tekrar düşünmeye davet ediyoruz. Kentsel yenileme projeleri, ulaşım ve altyapı
projelerinin İstanbul üzerindeki etkilerini değerlendirmek amacıyla, miras
değerlendirme sistemi geliştirilmelidir. Osmanlı döneminden kalan tarihi ahşap
evler ve 2’inci Theodosius döneminden kalan karasuları için kapsamlı bir koruma
programı geliştirilmelidir.”
‘Farkında mısınız?’
Grup üyeleri, Haliç’ten geçecek Metro Köprüsü’ne de dikkat çekilen
açıklamada, Tarihi yarımada siluetinin bozulmaması için, köprünün direklerinin
daha kısa tutulmasını ve projede tam ortada yer alan istasyonun kaldırılmasını
istedi. Ardından kentteki sorunlara dikkat çekmek için çevre sakinlerine helva
dağıtan grup ‘İstanbul’da neler oluyor. Farkında mısınız?’, ‘100 tanecik ahşap
evi onaramaz mısınız?’, ‘UNESCO’nun değil, çocuklarımızın mirası’ yazılı
dövizler taşıdı.
UNESCO’ya mahalle baskısı!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise İstanbul’un UNESCO
Dünya Kültür Mirası Listesinden çıkarılmamasının çok önemli bir karar olduğunu
belirterek, kurumun mahalle baskısı altına alınmaya çalışıldığını savundu:
“Kültürel değerlerle ilgili çalışmalarda büyük hassasiyet gösteriyoruz. Buna
rağmen maalesef ciddi bir mahalle baskısı uygulandığı, yanlış bilgiler
aktarıldığı ve UNESCO yetkililerinin etkilenmeye çalışıldığından hep bahsettik.
Çok şükür yaptığımız çalışmaların doğru olduğu bu kararla ortaya çıktı. Bu
karar, İstanbul için çok önemli. Bizim bir kaygımız yoktu ama maalesef bazı
çevrelerin çok ciddi baskıları vardı. UNESCO değerlendirmekte haklıydı, çünkü
kendilerine çok doğru ve sağlıklı bilgi aktarılmamıştı. Belki burada bizim de
eksiğimiz olabilir. Bundan sonra biz UNESCO içerisinde aktif olmayı düşünüyoruz.
İçine katılacağız. Hatta bizden Ortadoğu bölgesi ile ilgili bir merkezin
İstanbul’da oluşması adına bir talepleri var. Biz de bu konuda destek
vereceğimizi özellikle ifade etmek istiyorum.” (Radikal)