UNESCO, Kapadokya'yı 26 Yıldır Dünya Mirası Listesinde Tutuyor



Foto: Selçuk Yıldız (AA)

Dünya miraslarını korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla UNESCO tarafından 6 Aralık 1985 tarihinde 357 sıra numarası ile doğal ve kültürel varlıklar kategorisinde Dünya Mirası Listesine dahil edilip koruma altına alınan Kapadokya ve Göreme Milli Parkı, Ürgüp, Göreme, Uçhisar, Çavuşin, Derinkuyu yer altı şehri, Mustafapaşa yerleşim merkezleri ile Avanos'un bir bölümünü kapsıyor.

Yılda ortalama 2 milyon yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilen Kapadokya ve Göreme Milli Parkı içinde çok sayıda kayadan oyma ve tarihi kilise, şapel manastırlar, yemekhaneler ve keşiş hücreleri, depo ve şarap yapım yerleri bulunuyor.

Volkanik tüften oluşmuş ilgi çekici yapısı içinde Bizans kilise mimarisi ve Hristiyan tarihinden önemli bir devri sergileyen Kapadokya ve Göreme Milli Parkı, 1985 tarihinden beri doğal ve kültürel varlık olarak Dünya Mirası Listesindeki yerini koruyor.

Peri bacaları restorasyonla korunuyor

Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş, AA muhabirine, bölgede sadece peri bacalarını değil, Kapadokya bölgesini bir bütün olarak korumaya çalıştıklarını ve gelecek nesillere aktarmaya gayret gösterdiklerini söyledi.

Kapadokya bölgesinin UNESCO tarafından korunan diğer bölgelerden farklı olduğunu vurgulayan Savaş, bölgede sadece insan yapımı eserler değil, aynı zamanda doğal eserlerin de bulunduğuna dikkati çekti.

Savaş, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesine alınarak korunmaya çalışılan mekanların büyük çoğunluğunun tarihi ve kültürel süreç içinde insan eliyle yapılan eserler olduğunu kaydetti.

Kapadokya'nın doğal yapısı ile fark yarattığını belirten Vali Savaş, ''Buranın korunması bir bütün olarak sağlanmalıdır. Biz de bunu yapıyoruz ve bölgeyi bir bütün olarak korumaya çalışıyoruz. Ancak aşınma süreci var. Doğal aşınma ile hasar gören yapıları da uzman ekiplerle restorasyon, röleve ve restitüsyon çalışmaları ile korumaya çalışıyoruz'' dedi.

Bölge halkının çoğunluğunun da Kapadokya'nın korunması konusunda oldukça hassas davrandıklarını ifade eden Savaş, doğal doku ve tarihi eserlerin ömrünü uzatmayı amaçladıklarını, ancak saklayarak değil, ziyarete de açık tutarak bunu gerçekleştirdiklerini vurguladı.