UNESCO da 16:9 için Cevap Bekliyor



İşte Müge Akgün'ün Radikal Gazetesi'nden yayınlanan "UNESCO da 16:9 için cevap bekliyor" isimli köşe yazısı...

UNESCO da 16:9 için cevap bekliyor

İstanbul Tarihi Yarımada bölgesinin tarihi ve kültürel kimliği ve Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerle korumayı taahhüt ettiği Dünya Mirası Alanı üzerinde olumsuz bir durum ortaya koyduğu ve ulusal koruma ölçüleriyle uyuşmadığı gerekçeleriyle bahsi geçen yapı ruhsatı ve planlarının iptaline…”

İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin 16:9 gökdelenleriyle ilgili son kararının ne anlama geldiği benim anladığım kadarıyla henüz net değil. Ortada teknik bir sorun var. Kimi mimarlara göre tıraşlama mümkün değil çünkü bina çelik konstrüksiyon. Eğer tümden yıkılacaksa daireler satılmış, ortada kazanılmış bir hak var.

Ruhsat ve plan iptalinin nasıl uygulanacağına hukuki ve teknik raporlar ışığında karar verilecektir. Bana göre uzun ince bir yol…

Ancak biraz geriye, hikâyenin başlangıcına dönmekte yarar var.

Zeytinburnu gökdelenlerinin ruhsat, izin ve inşaat sürecinde Kültür Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi teknik sorumluları, siyasi yetkililere bu inşaatın Dünya Mirası Alanı’nın tampon bölgesinde olduğu ve silueti zedeleyeceği hakkında gerekli uyarıları yaparlar. Ancak bu uyarılar daha önce örneklerini çokça gördüğümüz üzere dikkate alınmaz.

Gökdelenlerin Sultanahmet Camii’nin arkasından yükselen görüntüleri Eylül 2011’de basına yansıyınca uyarılara kulak asmayan siyasi makamlarda bir telaş başlar. İstanbul Belediye Meclisi, siluet üzerindeki benzer zararları önlemek amacıyla, Ekim 2011’de siluet ile ilgili yüksekliklerin sınırlandırılması konusunda alelacele bir karar alır.

Kasım 2012’de UNESCO Dünya Mirası Merkezi/ICOMOS Ortak Heyeti İstanbul’u ziyaret eder. İstanbul’da yetkililerle uzun uzun toplantılar yapılır. Ziyaret sonunda Tarihi Yarımada’daki Dünya Mirası alanlarının koruma durumu ile ilgili ayrıntılı bir rapor yayımlanır. Raporda geleneksel mimari ahşap evlerden Haliç Metro Geçiş Köprüsü’ne, Zeytinburnu gökdelenlerinden Yenikapı’daki düzenlemelere, Ataköy turizm planına dek birçok konu ele alınır.

60 sayfalık raporda bütün bu konularda bazı övgülerin yanı sıra ciddi eleştiriler ve bunlara dayanan tavsiyeler yer alır. 2013 Haziran ayında toplanan Dünya Mirası Komitesi, İstanbul ile ilgili kararında Türkiye’den bu heyetin tavsiyelerini uygulamasını rica eder.

UNESCO/ICOMOS ortak heyeti raporunda, belediye meclisinin siluet yüksekliği kısıtlaması kararı tebrik bile edilir. UNESCO yanıltılmış olur bir anlamda. Ancak, surların ötesindeki yüksek ve büyük binaların çevreye etkisinin alınacak kararlarda dikkate alınması istenir.

Alana izinsiz tecavüz

Raporda, Dünya Mirası alanını kapsayan Tarihi Yarımada’nın tampon bölgesinde bulunan ve silueti bozan Zeytinburnu gökdelenleri içinse, ‘intrusive development’ ifadesi kullanılıyor. Bu ifade ‘izinsiz olarak bir alana tecavüz eden’ anlamına geliyor.

Raporda, Zeytinburnu gökdelenlerinin Dünya Mirası alanı olan tarihi yarımada ve siluet üzerindeki etkisi konusunda geriye dönük bir ‘Miras Etki Değerlendirmesi’ yapılması ve bunun Haziran 2013 sonuna kadar Dünya Mirası Merkezi’ne teslim edilmesi ve Aralık 2013’te de Ataköy Turizm Planı’nın ayrıntıları ve etki değerlendirmesi istenir. Belediye yetkililerine sormak isterim acaba yapıldı mı bu değerlendirmeler?

Haliç Metro Köprüsü’nde olduğu gibi Türkiye’deki sorunların büyük bir bölümü ise yükümlülüğün zamanında yerine getirilmemesinden kaynaklanıyor.

Siyasi iradenin müdahalesi, hiçbir konuda uzlaşamayan İBB Meclisi’nin 301 üyesinin oybirliğiyle izin vermesiyle ortaya 16:9 çıktı. Şimdi CHP başta olmak üzere muhalefetteki partiler de timsah gözyaşı dökmesin. Diğer taraftan Osmanlı mirasını sahiplenen AKP muhalefette olsaydı bu mirasa Haliç Metro Geçiş Köprüsü ve bu gökdelenlerle gölge düşürülmesine eminim kıyamet koparırdı.

16 Kasım’da UNESCO Dünya Mirası Değerlendirme Komitesi’ne seçilen Türkiye umarız 2015’te mahcup olmaz İstanbul ve Türkiye’deki diğer miras alanları değerlendirilirken...