Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Yeniden Bir Toparlanma Sürecinde



Gaziantep Sanayi Odası'nın (GSO) Meclis Toplantısı'nda konuşan Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, son 9 yıldır Türkiye'de kurulan uluslararası sermayeli şirket sayısının 4-5 binlerden 30 binlere yükseldiğini; Gaziantep'te kurulan yabancı şirket sayısının ise 300 civarında olduğunu, ilk üç sırada Irak, Suriye ve Avrupa ülkelerinin bulunduğunu açıkladı.
    
''Uluslararası doğrudan yatırım toparlanma sürecine girdi''

Ajans olarak sektörel tanıtımlar yaptıklarını anlatan Aycı, 2011 yılının son çeyreğinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, EPDK ve Özelleştirme İdaresi ile birlikte Amerika'da road show yaptıklarını, Türkiye'nin enerji piyasasını tanıttıklarını hatırlattı. Aycı, ''Road showun arkasından Amerikan Ticaret Bakanlığı tarafından önemli bir Amerikalı enerji şirketleri heyeti Türkiye'ye getirildi. Bu tip sektörel heyetler geldiğinde getirmek istediğimiz şehirlerin başında Gaziantep geliyor. Bu yılın Nisan, Mart, Haziran aylarından birinde Amerika'dan yine böyle bir sektörel heyet Türkiye'ye gelecek'' dedi.
    
Dünyada uluslararası doğrudan yatırımların yaklaşık 1,5 trilyon dolar civarında olduğunu bildiren Aycı, uluslararası doğrudan yatırımlarda kriz ortamında bir daralma yaşadığını anlattı. Aycı, ''Şimdi yeniden bir toparlanma sürecine girdi. Ve yeniden 1.2-1.4 trilyon dolar bandına sıçradı. 2007 yılında Türkiye'nin de rekor kırdığı dönemde ise bu yatırımlar 2 trilyon doları geçmişti'' diye konuştu.
    
''Hindistan'ın en büyük şirketlerinden Adana'ya yatırım''
    
2010 yılına kadar dünyada en çok yatırımı gelişmiş ülkelerin yaptığını, 1,5 trilyon dolarlık pastanın en önemli kısmını da birbirlerine yaptıklarını kaydeden Aycı, şunları anlattı:
    
''Fakat son dönemde bu öyle bir gelişme gösterdi ki bugün gelinen noktada dünyada uluslararası doğrudan yatırımlarda yüzde 50'den fazla bir payı artık gelişmekte olan ülkeler alıyor. Yani Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan gibi ülkeler alıyor. Hemen bunun arkasından gelen diğer grupta da biz varız, Türkiye, Meksika, Vietnam, Güney Afrika gibi ülkeler de bundan ikinci derece pay alıyor.''
    
Uluslararası sermayenin yatırım yaparken Türkiye'ye rakip gördüğü ülkelerden birisinin Mısır olduğunu ifade eden Aycı, ''Arap Baharı karışıklığı dezavantajları olmakla birlikte aynı zamanda Türkiye'nin bölgesinde daha fazla istikrar unsuru olarak öne çıkmasını sağlayan, önümüze fırsatlar çıkaran bir duruma da işaret etmektedir'' şeklinde konuştu.

Aycı, son zamanlarda gelişmekte olan ülkelerin de birer yatırımcı ülke haline gelmeye başladığını, Brezilya, Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerin nakit zengini şirketlerinin dışarıda yatırım yapmaya başladığını belirterek, şöyle konuştu:

''Bunun örneğini şöyle söyleyebilirim; geçenlerde açıkladığımız Hindistanlı bir yatırımcı Türkiye'ye geldi. Hindistan'ın 5 büyük ailesinden birisi. Gittiği her ülkede bir Hintli şirketler kümelenmesine sebep olmuş. Şimdi Türkiye'ye geldiler. Adana'da yatırım kararı aldılar. Birinci yatırım başladı. Şubat ayında şirketlerinin yönetimi Türkiye'ye geliyor ve ikinci yatırımı konuşacağız. Sadece iç pazarı hedeflemiyor, Türkiye'den ihracat pazar hedefi de koyup çalışıyor.''


    
''Amerikalı kimya devi Türkiye'de yerli bir grupla yatırım yapıyor''
    
Türkiye'nin yüksek teknolojiyi transferi için hedef seçtikleri ülkelerden birisinin ABD olduğunu bildiren İlker Aycı, şunları kaydetti:
    
''Amerika'dan gelen yatırım trendine baktığımızda yıllık 250-300 milyon bandında seyretti. Bu yıl ilk defa bu yatırımlar 700 milyon dolar bandına geldi. İnanıyoruz ki 1 milyar dolar bandını da aşacak. 2011 yılında sadece ben altı defa gittim. Mesafelerin uzaklığını biz karşılıklı ticaret ve işbirliği köprüleri ile kısaltıyoruz. Amerikalı bir kimya devi şu anda Türkiye-deki yerli bir grupla birlikte yatırım yapıyor. Yapmaya çalıştığı şeyde karbon fiber. Karbon fiber pek çok sektöre katma değer sağlayan teknolojik bir malzeme.''

Karbon fiberin, enerji, uçak sanayi, otomotiv ve inşaat sektörü açısından önemli olduğunun altını çizen Aycı, ''Türkiye'de şu anda karbon fiber üretimi var. Yerli bir grup çok küçük bir şeyle başlamıştı. Amerikalar bunu gördü, teknoloji de hammadeyi de beraber sağlamak suretiyle karbon fiber üretilecek ve Türkiye'den dünyaya ihracat yapılacak. Önümüzdeki 10 yılda karbon fiber pazarının 40 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor ve şu anda dünyada 5-6 oyuncu var. Türkiye'de burada ciddi pay ayabilecek pozisyonda olan ülkelerden birisi'' dedi.
    
''Türkiye'yi 30-40 milyar dolar bandına taşıyacağız''
    
İlker Aycı, Türkiye'nin çektiği uluslararası doğrudan yatırımlar konusunda şunları kaydetti:

''2011 yılında 11'nci ay sonunda 12,1 milyar dolar seviyesine ulaştık. 2010 yılına göre yüzde 70 artış sağladık. Yetmez. Biz yeniden önce 22,5 milyar dolar rekorunu kıracağız. Sonra da Türkiye'yi yılda 30-40 milyar dolar bandına taşıyacağız. Uluslararası doğrudan yatırımı çekmeyi başaracak bir ülkeye ümit ederim dönüşeceğiz.''

GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu da konuşmasında, Gaziantep'in uluslararası doğrudan yatırıma açık bir kent olduğunu belirtti. Konukoğlu, ''Ancak bize, ürettiğimiz ürünü yapan firmaları yönlendirmenizi istemiyoruz. Bizim yapmadığımızı, üretmediğimiz ürünleri üreten firmalarını göndermenizi istiyoruz. Bu tür yatırımcılara arazi vermeye hazırız'' dedi.
    
GSO Meclis Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ise savunma sanayiyle ilgili bir soru üzerine yaptığı değerlendirmede, yabancıların özellikle bazı sektörlerde pazar payını ellerinde bulundurmak istediklerine dikkat çekerek, ''Sizin yüksek maliyetle üreteceğiniz ürün yerine yabancılardan yarı fiyatına alım yapılıyor. Bizim burada aymamız lazım. Ana gaye, Türkiye'deki harp sanayini ele geçirmek. Savaş olduğunda ya uçağın lastiğini ya da silahın tetiğini bulamayacaksın. Devletin bizim ürettiğimizi, fiyatına bakmadan alması lazım. Bu konuda bürokrasiye çok iş düşüyor. Bizim önce işçimize iş bulmamız lazım'' şeklinde konuştu.
    
Konukoğlu, daha önce ABD'den gelen bir heyetin kendilerine ABD'de arsa, kredi ve vergi indirimi sağlayarak yatırım yapmalarını istediklerini, ama kendilerinin yatırım yapma karşılığında Türkiye'den de aynı oranda alım yapmalarını istediklerini hatırlattı.