Bunlar, 1976 yılından bu yana Türkiye’de meydana gelen büyük şiddetteki depremler. Bu tabloya rağmen, Ulusal Deprem Konseyi’nin (UDK) kuruluşunu düzenleyen genelgenin 6 Ocak’ta, "artık uygulama alanı kalmadığı” ve "güncelliğini yitirdiği” iddiası ile yürürlükten kaldırılması, Türkiye’nin afet politikaları hakkındaki tartışmayı yeniden gündemin üst başlıklarına taşıdı. Genelgede yer verilen gerekçeler, “Deprem kuşağı üzerindeki ülkemizde nasıl bir deprem konseyinin uygulama alanı kalmaz?“, “Uygulama alanının kalmaması demek, artık Türkiye’de depremin olmayacağı anlamına mı geliyor?” gibi traji-komik soruları akıllara getirirken UDK'nın, konseye üye bilim adamlarına dahi haber verilmeden sessiz sedasız lağvedilmesine tepkiler büyüyor.
Sessiz sedasız
UDK 2. Başkanı Oktay Ergunay, 2 Şubat 2007 tarihinde Anadolu Ajansı muhabirine durumu değerlendirmiş ve lağvedilme kararının kendileri için bir sürpriz olduğunu, bu konuda kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini ve kararı da tesadüfen öğrendiklerini söylemişti.
Deprem hakkında çalışma yürüten ve bu konuda gerekli önlemlerin alınması için sık sık uyarılar yapan konseyin sessizce, üyelerine bile haber vermeye gerek duyulmadan lağvedilmesi, Türkiye’nin afet politikalarını ve ciddiyetini açıkça ortaya koyarken, görüşlerine başvurduğumuz bilim adamları UDK'nın lağvedilmesini öfke ve üzüntü ile karşıladıklarını ifade ettiler.
İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan ise "Başbakanlık neden suçlanıyor ki? Hükümet yerinde bir karar aldı" diyerek UDK'nın lağvedilmesinin yerinde bir karar olduğunu iddia etti.
Başbakanlık: Düzenleme yapılacak
Tartışmaların alevlenmesi üzerine Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan bir habere göre başbakanlık kaynakları, deprem konusunda Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Afet İşleri Genel Müdürlüğü gibi kurumların bulunduğunu anımsatarak, bu kurumlar arasında koordinasyonu sağlayacak yeni bir yasal düzenleme yapılacağını ve TÜBİTAK'tan, konseyin lağvedilmesi konusunda uygun görüş alındığını kaydetti.
www.yapi.com.tr’ye konuşan İstanbul Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu ise, yeni bir yasal düzenlemenin yapılacağına asla inanmadığını söyleyerek “İnsanlar tepki göstermeye başlayınca, UDK’nın yerine yenisini kuracaklarını söylemeye başladılar. Bu konuda TÜBİTAK’tan görüş aldıklarını söylüyorlar. Ama içeriden aldığım duyumlar çerçevesinde, TÜBİTAK’tan görüş alındığına inanmıyorum” şeklinde konuştu.
UDK neler yapmıştı?
Ulusal Deprem Konseyi tarafından hazırlanan “Deprem Zararlarını Azaltma Ulusal Stratejisi”, 6 Mayıs 2002’de kamuoyuna açıklanmış; 100 sayfalık rapor, depremden önce yapılması gereken çalışmaları sıralayarak bir yol haritası niteliği ile uzun süre tartışılmıştı. Ayrıca “Ulusal Deprem Araştırma Programı: Strateji, Araştırma Alanları ve Ar-Ge Konuları” başlıklı bir plan hazırlamıştı. UDK sürekli olarak kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla kamuoyu açıklamaları yapıyordu.