Türkiye'de üretici, yatırımcı ve kamu öncülüğünde kömür ve demir
cevheri madenciliği ile çelik üretim ve
tüketimini bütün olarak değerlendirecek bir 'ulusal
demir çelik stratejisi'ne ihtiyaç bulunduğu kaydedildi.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) adına Zonguldak Şubesi
sekretaryalığında 1-3 Nisan 2011 tarihlerinde Karabük Üniversitesi Konferans
Salonunda gerçekleştirilen 5. Demir Çelik Kongresi sonuç bildirisi
açıklandı.
Türkiye'de demir çelik sektöründe dışa bağımlılığın söz konusu olduğu
belirtilen bildiride, ülkenin iç tüketim açığı yassı ürün ithal edilerek
karşılanırken, hurda gereksiniminin ithalat yoluyla, ark ocaklarında hammadde
olarak kullanılan hurdanın yüzde 70'inin, entegre tesislerin ihtiyaç duyduğu
hammadde olan demir cevherinin yüzde 60'ının ve kömürün yüzde 90'ının ithalat
yoluyla karşılandığı belirtildi.
Sektörün sorunları, ''serbestleştirme, özelleştirme politikaları, yüksek
enerji maliyetleri, hammaddede dışa bağımlılık, düşük katma değer, yüksek
karbondioksit salımı (çevre), düşük Ar-Ge oranı, AB uyum sürecinin ülke aleyhine
olması, kamu yatırımlarının yapılmaması vb. olarak'' özetlendi.
Türkiye'nin dünya çelik üretiminde 10. sırada olmasına rağmen entegre
paslanmaz çelik üretim tesisi olmadığına işaret edilen bildiride, ''Tüketim ise
2000 yılında 100 bin ton civarında iken bugün 300 bin tonu geçmiştir. Tüketimin
büyük bir kısmı ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Ayrıca 2008 yılında 33 bin
olan istihdam 2009 yılında 29 bin kişiye düşmüştür. Sektörün istihdam endeks
düzeyi, üretim ve verimlilik endekslerinin gerisindedir'' denildi.
''Stratejik planlama zorunlu''
Mevut durumun tüm alanlarda olduğu gibi demir-çelik sektöründe de stratejik
planlamayı zorunlu kıldığı vurgulanan bildiride, bu stratejide yerli
yatırımcının özendirilmesi ve korunması gerektiği kaydedildi. Üretici, yatırımcı
ve kamu öncülüğünde kömür ve demir cevheri madenciliği ile çelik üretim ve
tüketimini bütün olarak değerlendirecek bir ''ulusal demir çelik stratejisi''ne
ihtiyaç bulunduğunun altı çizilen bildiride, ''Belirlenecek olan stratejinin
temelleri, ülkenin ihtiyacı olan demir çeliğin kalite, miktar ve çeşitlilik
olarak ülkemiz tesislerinde üretilmesi, üretim için gerekli tesislerde gelişmiş
teknolojiler kullanılması, mevcut tesislerin rekabet gücünü artırmak için
sürekli olarak modernize edilmesi, tesislerin gereksinimi olan başta demir
cevheri ve kömürün, öncelikle yerli kaynaklardan karşılanması üzerine
kurulmalı'' önerisinde bulunuldu.
Bildiride ifade edilen sorunlar ve önerilerden bazıları şöyle:
''Kömür, demir cevheri gibi hammadde girdilerinin dünya piyasasında çok fazla
yükselmesinden dolayı ülkemizde yeni kömür ve cevher kaynaklarının araştırılması
yönünde çalışmalar yapılmalı. Ülkemizdeki yegane koklaşabilir taşkömürü
üretiminin yapıldığı Zonguldak havzasındaki üretim miktarının ve teknolojisinin
geliştirilerek, demir çelik sektörüne yerli kaynak girdisinin artırılması ve
dışa bağımlılığın azaltılması hedeflenmeli.
Mevcut ve kurulacak demir çelik tesislerinin çevresel faktörleri göz önüne
alınmalı, demir çelik endüstrisinin ürettiği atıkların ekonomiye yeniden
kazandırılması yönündeki çalışmalar aktif bir şekilde desteklenerek teşvik
edilmeli.
Türkiye demir çelik sektöründe yıllardır gündemde olan en önemli konu ürün
cinsi olarak yassı-uzun dengesizliğidir. 2003 yılında İskenderun'da başlayan
daha sonra 2006 yılından itibaren yapılan diğer yassı mamul yatırımları ile
mevcut durumda yüzde 30 yassı, yüzde 70 uzun şeklinde olan yassı-uzun dengesi,
yüzde 60 yassı, yüzde 40 uzun olacak şekilde hedeflenmeli.
Demir çelik tesislerinin üretim teknolojilerinin yenilenmesi ve gelecekte
rekabet edilebilirlik açısından geliştirilmesine öncelik verilmeli, katma değeri
yüksek ve vasıflı yeni ürünlerin geliştirilmesi teşvik edilmeli, Ar-Ge
çalışmalarına önem verilmeli.
Kişi başına çelik ve özellikle paslanmaz çelik tüketiminin yükseltilmesi
hedeflenmeli, vasıflı ve paslanmaz çelik üretimini hedefleyen yatırımlara hız
kazandırılmalı.
Dünyanın en büyük hurda alıcısı olan Türkiye'nin yurt dışı hurdaya
bağımlılığının azaltılması için, yurt içi hurda üretiminin arttırılmasına ve
alternatif girdiler üretilmesine yönelik tedbirler alınmalı.
Deprem bölgesi olan ülkemizde depreme dayanıklı çelik konstrüksiyon yapı
tekniği ve yapısal çelik uygulamaları geliştirilmeli.
Demir Çelik Enstitüsü'nün kuruluş çalışmalarına TMMOB ve sektörle ilgili kamu
ve diğer kuruluşların katılımı sağlanmalı.''