İstanbul’un Üsküdar İlçesi’nde,
Kuzguncuk semtindeki 700 yıllık geçmişe sahip, 17 dönümlük
bostan, ‘İlia’nın Bostanı’ ya da ‘Barakalı
Bostan’ olarak da biliniyor. Bu yeşil alan, yapılaşma tehdidiyle karşı
karşıya. Hem de 1992’den beri üçüncü kez. Vakıflar Bölge
Müdürlüğü’nün mülkiyetindeki alana, ilk önce 1992’de hastane yapma
girişimi söz konusuydu. Bu girişim, mücadele sonucunda engellendi.
2000 yılında bu kez özel okul projesi gündeme geldi. Şehir Plancıları
Odası’nın hukuki mücadelesiyle o da engellendi. Aynı yıl Akdere
Peyzaj Firması bostanı kiraladı ve Kuzguncuk halkı rahat bir nefes
aldı. Ta ki geçen yıl ekim ayında Vakıflar İstanbul 2. Bölge
Müdürlüğü’nden Akdere Peyzaj’a “Bostanı boşaltın, yap-işlet-devret
programında ihale edilecek” yazısı gelene kadar.
Kuzguncuklular bostanlarına sahip çıkmak için yeniden kolları sıvadı. Çünkü
bostan onlar için sadece bir yeşil alan değil. Kuzguncuk’un ciğeri, bülbüllerin
yuvası... Ninelerinden, dedelerinden emanet, çocukluklarından hatıra, kentsel
doku içinde kalan son yeşillik. Doğal afetlere karşı halkın sığınma yeri. Mesela
semt sakinleri 1999 depreminde burada toplandı.
Şimdi amaçları bostanlarının beton yığını haline gelmesini engellemek. Daha
önce ağaçlara demirledikleri renkli korkuluklarla dikkat çekmeye çalıştılar;
kahramanbostan.org web sitesinde etkinlikleri duyuruyor, imza topluyorlar.
Aralarındaki mimarlar, Boğaçhan Dündaralp, eşi ve ortağı
Berna Ocak Dündaralp, Tülay Atabey Onat ve
Lale Ceylan, ‘BostanA Alternatif Proje
Girişimi’ni başlattı. Projede tarım alanı, çocuk oyun alanı, boş
zaman-güneşlenme terasları, tiyatro-dans-konser-yazlık sinema, şenlik-parti
kutlama yeri, sirk, dernek-toplantı alanı, afet toplanma yeri, spor, kafeterya
gibi bölümler var. Amaçları bu yeşil alanın, karakterini bozmadan nasıl
değerlendirilebileceğini göstermek. Her türlü gönüllü katkıyı bekliyorlar.
Katakullinin ensesinde olacağız
Aktör ve yönetmen Uğur Yücel
Kuzguncuk’ta doğdum büyüdüm. 24 yaşında çıktım köyden. Annem babam orada
öldü. Dedelerim, dayılarım bütün yakınlarım hemen yakındaki Nakkaştepe
mezarlığında. Bostanın bostan olduğu zamanların çocuğuyum. Geceleri bostan
kuşlarını dinledik. Ne yazık ki, “Burası bizimdir, yok köyümüzün akciğeri, yok
yeşil alan” deyip bağırıp çağırıyoruz ama kim duyacak? Trajik nokta şu:
İktidarlar halkına karşı hissiz davrandı bu ülkede. Dahası Anadolu’ya hissiz
davrandık. Estetik hazdan yoksun bir ruh var memlekette. Şu Anadolu’nun ne üzümü
kaldı, ne cevizi, ne domatesi, ne bağı bahçesi, ne yaylası, ne dağı taşı...
Boşluk görüldü mü? Yandık... İnşaat hissi uyandırıyor. Ben Ankara’ya gitmek
istiyorum. En yetkili kimse onunla görüşeceğim. Köyümün sesini duyuracağımıza
inanıyorum.
Önerilere açığız
Kuzguncuklular Derneği Başkanı Cahit Özen
Yaklaşık 40 yıldır Kuzguncuk’ta yaşıyorum. Kuzguncuk halkı için bostan
hatıralar, gençlik günleri, ölmüş olan dedeler, nineler, analar, babalar, nefes
ve tebessüm, kısacası yaşam demek. Ayrıca beklenen büyük depremde
sığınabilecekleri, yaralarının sarılabileceği yegâne düzlük alan. Kuzguncuk sit
alanı olması nedeniyle yasalarca koruma altında gibi görünse de, bence yasal
mücadele vermek her vatandaşın görevi. Alternatif Proje Girişimi sadece
Kuzguncuk halkının değil, tüm insanlığın böyle bir mirasta payı olduğu
düşünülerek geliştirilen bir fikir. Proje, bostanı sadece dışarıdan seyredilen
bir yeşillik olarak görmeyip içine girilebilen, görsel sanatların
sergilenebileceği, vatandaşın doğanın sesini dinleyebildiği, sosyalleşeceği bir
hale getirmeyi planlıyor. Önerilere her zaman açık; kısacası bu, halkın
projesi.
Bu mesele herkesi ilgilendiriyor
Mimar Boğaçhan Dündaralp
Hayat pergelinin sabit ucunu Kuzguncuk’a saplamış, Kuzguncuk’ta yaşayan ve
çalışan bir mimarım. Bostan, önemli bir yeşil alan, dinlenme ve paylaşım alanı.
Sadece kendi imkânlarıyla değil, çevresiyle de beslenen, yaşayan ve her
defasında bize yeni potansiyeller vaat eden bir yer. BostanA Alternatif Projesi,
Kuzguncuk’ta benim gibi yaşayan ve çalışan mimar arkadaşlarımla birlikte
geliştirmeye çalıştığımız bir proje. Hem geliştirilmesinde hem de hayata
geçebilmesinde her türlü gönüllü katkıyı bekliyoruz. Bizce buradaki girişimin
sonuçları sadece Kuzguncukluları ilgilendirmiyor. Aksine İstanbul ve dünya
ölçeğinde yürütülen, sürdürülebilir olmayan, tepeden inme ve ekonomiyi
denklemlere indirgemiş kentsel politikalara karşı yürütülen modellerden
biri.