Zeytinburnu’nda yaşayan herhangi bir kişi yaşadığı apartmanı dönüştürmek istediğinde Belediye’nin hangi birimine başvuracak? Genel olarak Afet Yasası’nda belirtilen yetkili makamları ve izlenecek prosedürü aktarabilir misiniz?
Bu yasayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ, Büyükşehir Belediyeleri, bakanlığın yetki vermiş olduğu ilçe belediyeleri ve il özel idareleri uygulayabiliyor. Eğer binanız riskliyse yapılması gereken şudur; ilk önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilendirmiş olduğu mühendislik bürolarıyla görüşüyorsunuz. O binanızı inceliyor, bina riskliyse bir rapor düzenliyor. Bu rapor ve bir dilekçeyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müracaat ediyorsunuz. Onlar işleme sokuyorlar. Kabul ettikten sonra tebligat size gönderiyorlar. Mal sahipleri arasında yüzde 70 uzlaşı varsa binanızda yıkım kararı alınıyor. Kira yardımı da alabiliyorsunuz. Yıkım bedelini kredi olarak alabiliyorsunuz. Elinizde proje bedeli var, yıkım bedeli var, kira yardımı var. Yıktınız, ruhsat aldınız, inşaata başlayacaksınız. Bir müteahhitle anlaşıyorsunuz, bir sözleşme yapıyorsunuz ve devreden çıkıyorsunuz. Müteahhit kamuya iş yapıyormuş gibi hak edişini yapıyor ve bankadan bedelini alıyor. Siz artık anahtar teslimine kadar izliyorsunuz. İş bittikten sonra ödemeye başlıyorsunuz. Biz bu iş için belediye olarak, 2005 yılında Zeytinburnu Şehir Atölyesi’ni kurduk. Bu atölyede çalışan arkadaşlarımız 7 yıldır dönüşümle uğraşıyorlar. Eğer dönüşüm talebi olursa biz buraya yönlendiriyoruz artık.
Binasını dönüştürmek isteyen mal sahipleriyle müteahhitler de iletişime geçebiliyor mu?
Tabii, müteahhitler de bu grupları bulabilir. Bu müteahhitle ev sahibi arasındaki anlaşmadır. Ayrıca satarsa ev sahibi ya da müteahhit yüzde 18 KDV’den muaf oluyor.
Sizin uygulamak isteğiniz başka dönüşüm projeleri var mı?
Önümüzdeki 20 yıl içerisinde tüm Zeytinburnu’nu dönüştürmek istiyoruz. Yasa yeni, biz önümüzü görmek istiyoruz. Zeytinburnu halkı da dönüşüme hazır… Yasanın getirdiği imkan ve yeniliklerle Zeytinburnu 20 yıl içerisinde dönüşecek. Biz senede 200 tane ruhsat veriyoruz. Zeytinburnu Belediyesi olarak 14 yıldır bir tane kaçak binamız yok. Verdiğimiz ruhsatların projelerine uygun olarak yapılmasını sağladık. İskan oranı bizim belediyemizde yüzde 93 şuanda. İstanbul’da bu oranda yüzde 10’u geçen ilçe yok. Bizim hedefimiz yüzde yüz. Projelerimizde ısı yalıtıma çok önem veriyoruz. Yılda 200 inşaat yetmiyor. Bu yasayla birlikte sayının en az ikiye üçe katlanacağını düşünüyorum. Bina yıkılıp yeniden yapıldığında kira yardımı yapılıyor aynı zamanda kredi de alabiliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni 2 tane bankayla anlaşma yaptı. Aynı zamanda geçen sene çıkan bu sene uygulamaya giren yüzde 18 KDV’den binayı yıkıp yeniden yaptığında muaf oluyorsun. Bütün bu masraflardan muaf olduğunuzda yüzde 20 ile 30 arasında düşüyor maliyet.
Vatandaştan talep veya tepki alıyor musunuz dönüşüm konusunda?
Şöyle bir sıkıntısı var bu işin; insanların beklentileri çok fazla. İnsanlar şunu bekliyor; devlet gelsin, evimi yapsın, metrekaremde de eksik olmasın, bedel istemesin. Vatandaş muhatabı müteahhitse farklı davranıyor, kamuysa farklı değerlendiriyor ve beklentileri farklı oluyor. Vatandaş sıkıntı yaratarak beklentilerinin karşılanmasını istiyor. Böyle olduğu zaman imar affından bir farkı kalmıyor. 1984’te çıkan imar affı da keşke çıkmasaydı mesela. İmar affı çıktı, herkes parsel bazında inşaatını yaptı. Gecekondu yerine gündüzkondu geldi. Biz de bunu yaşıyoruz zaman zaman. Burada yapılan iş önemlidir. Yöneticilerin dik durması lazım. Yönetimin siyasi geleceğini ve beklentilerini düşünmemesi gerekiyor.
Yasa dönüşüm sürecini hızlandırıyor mu bu anlamda?
Afet Yasası ve yönetmelikler çıktıktan sonra devletin de yerel yönetimlerin de kaçacağı nokta kalmadı. Çünkü yasada her şey var. Eğer gerçekten dönüşüm yapmak istiyorsanız, yasada her şey hazır. Uçsuz bucaksız bir yetki var. Hem vatandaşa, kullanırsa, hem de kamuya… Ne vatandaşın bir mazereti kaldı, ne de kamunun… Bundan sonrası siyasi iradenin… Bu yasayı bir fırsata dönüştürelim; ranta değil fırsata…