Newsweek’in 7 Kasım tarihli sayısında, Cathleen McGuigan, bu ay içinde Atlanta'da açılacak müze binası üzerinden Renzo Piano'nun mimari yaklaşımını değerlendiriyor. McGuigan, Piano’nun Richard Rogers ile birlikte yaptığı Paris'deki Pompidou Merkezi’nin tasarımından 35 yıl sonra Piano’nun mimarisinin “cilalandığını” söylerken, Piano’yu alçakgönüllülüğü ve hümanizmiyle ön plana çıkarıyor.
McGuigan, Renzo Piano’nun zamanla “değişen” yaklaşımını A.B.D.’de yaptığı müze binaları üzerinden değerlendiriyor ve 2007’de açılacak 52 katlı New York Times Kulesi dışında Piano’nun Amerika’daki projelerinin çoğunun kültürel olduğunu vurguluyor.
McGuigan, 109 milyon dolarlık Atlanta High’ın Atlanta’nın kentsel karmaşasında düzen ve kentlileşme yaklaşımı oluşturduğunu düşünüyor. Richard Meier’ın 20 sene öncesine dayanan ikonik beyaz binasına ek olarak yapılan bu proje için, Piano, tasarımının, Meier’ın binasının varlığını öldürmeden onu sardığını belirtmiş. Piano, saydam köprülerle bağlanan cam ve alüminyum panellerden oluşan binalar tasarlamış; tüm komposizyonun merkezinde ise piazza olarak kullanılan bir boşluk oluşturulmuş.
McGuigan, bu boşluğu Piano’nun New York’daki Morgan Kütüphanesi’ndeki orta avlu ile kıyaslıyor. 3 tarihi binanın etrafında tasarlanan bu zor tasarım probleminde Piano, yaklaşık 7000 metrekarelik yeni alan tasarlamış. Bunun için yerin 3 kat altına inip, ortaya da 15 metre yüksekliğinde cam bir kutu yerleştirmiş.
McGuigan, Cenovalı bir yapı ustasının oğlu olan Piano’nun mimarlığı sanatla birlikte, araştırma ve malzeme keşfine dayanan bir bilim olarak gördüğünü iletiyor; firmasının isminde de- “Renzo Piano Building Workshop”(Renzo Piano Yapı Atölyesi) aynı yaklaşımı okuyor.