Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nün “3. Türkiye Çevresel Performans İncelemesi” raporu açıklandı. Raporda, enerji verimliliğini ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmaya dönük somut adımlar atılmaması halinde, sera gazı emisyonunun son yıllardaki sürekli artışının süreceği uyarısı yapıldı.
Euronews Türkiye'den Rahmi Gündüz'ün haberine göre; Türkiye’nin ağırlıklı olarak kömür, petrol ve gaza bağımlı kalmayı sürdürdüğüne dikkati çekilen OECD raporunda, yatırım teşviklerinin, yenilenebilir enerji kullanımını on yıl içerisinde ikiye katlamaya yardımcı olduğu kaydedildi. Ekonomik büyüme ve gelir artışından dolayı enerji talebinin hızla arttığına işaret eden OECD, Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 88’ini fosil yakıtlar, yüzde 12’sini yenilenebilir kaynaklardan karşıladığını belirtti.
Türkiye'de artıyor, OECD genelinde düşüyor
OECD raporuna göre, Türkiye'nin sera gazı emisyonu 2005-2016 döneminde yüzde 49 artarken, aynı dönemde OECD bölgesi genelinde yüzde 8'lik düşüş gerçekleşti.
Raporda, Türkiye’nin, 2015 Paris Anlaşması'nı imzalayan ve iklim değişikliğinin azaltılması konusundaki bu küresel mutabakatı onaylaması beklenen az sayıda ülkeden biri olduğu hatırlatıldı. OECD raporunda, bununla birlikte 2020 için iklime dönük hafifletme taahhüdünde bulunmayan tek OECD ülkesinin de Türkiye olduğuna dikkati çekti.
Raporda, Türkiye’nin çevre mevzuatını AB standartlarıyla daha da fazla uyumlaştırdığı, bununla birlikte bunların uygulanmasını ve icrasını geliştirmesi gerektiği vurgulandı.
Tüketicinin emisyonlu kullanılmış araçlar alması için teşvik edilmesi eleştirildi
Türkiye'nin çevre vergilerini kullanmasından, bilhassa petrole dönük yüksek vergi oranlarından övgüyle bahsedilen raporda, sistemin tüketicilerin daha eski ve daha yüksek emisyonlu olabilecek kullanılmış araçlar satın alması için teşvik edilmeleri ise eleştirildi. Raporda, daha temiz enerjiyi ve taşımacılık seçeneklerini teşvik etmek için fosil yakıt sübvansiyonlarının kademeli olarak kaldırılması çağrısında bulunuldu.
Daha temiz enerji ve taşımacılığın aynı zamanda hava kirliliğini azaltmaya da yardımcı olacağı kaydedilen raporda, “Türkiye'nin kömürle çalışan elektrik santrallerine bağlı olması, büyük şehirlerdeki ve sanayileşmiş bölgelerdeki hava kalitesinin Dünya Sağlık Örgütü kılavuz kurallarının altında kaldığı anlamına geldiği” yorumu yapıldı.
Raporda, Türkiye şu tavsiyeler yapıldı:
-Paris Anlaşması'nı onaylayarak iklim ve enerji hedeflerini bütünleştiren bir uzun vadeli düşük emisyon stratejisini benimsemesi.
-Fosil yakıtların özellikle kömürün, enerji karışımındaki payını azaltması ve jeotermal, güneş ve rüzgar enerjisinin payını artırması.
-Enerji, konut ve taşımacılık sektörlerinde ölçülebilir verimlilik hedefleri belirlemesi. Binalarda enerji verimliliği yatırımları için daha ekonomik teşvikler sağlaması.
-Hava kirliliğini azaltmak için ülke genelinde bir strateji geliştirmesi.
-Araç ve yakıt vergilendirme sisteminde reform yaparak muafiyetleri kaldırması ve emisyon kriterlerini entegre etmesi. Fosil yakıtı tüketimine dönük vergi muafiyetlerini aşamalı olarak kaldırarak, düşük gelirli ailelere yönelik kömür yardımlarını kademeli olarak daha temiz alternatiflerle değiştirmesi.
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.