Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 192 ülkeden 15 bin katılımcının
izlediği BM Küresel İklim Değişikliği Konferansı’nda bir hafta
geride kaldı. Renkli protestolar, kafeslere ‘tıkılan’ eylemciler, hararetli
tartışmaların ardından ‘dananın kuyruğunun kopacağı’ son günlere çok az kaldı.
Hararetli ‘Dünya ısınıyor’ tartışmalarının sürdüğü kentte, soğuk adeta ilikleri
donduruyor. İkinci haftada katılım daha da arttı. Çünkü yan etkinlikler yerini
yavaş yavaş asıl mücadele konusunda stratejilerin ve hedeflerin açıklanacağı
günlere bıraktı. Zirvenin yapıldığı Bella Center, İstanbul,
Harbiye’de yeni yapılan Kongre Vadisi’nin veya Haliç Kongre Merkezi’nin eline su
dökemez, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ndan hallice bir yer.
Bella Center’ın önünde, önceki gün iklimden önce yine bir ‘kuyruk
zirvesi’ yaşandı. Sıcaklığın kimi zaman sıfırın altına indiği bir havada
insanlar salona girebilmek için saatlerce bekledi. Başvurular kapasitenin çok
üzerine çıkınca organizasyon yoğunluğu kaldıramadı. Öyle ki, “Ben Türk
delegesiyim, aynı zamanda konuşmacıyım”, “Benim diplomat pasaportum var”,
“Brezilya hükümetindenim” yakarışları Danimarkalı ve BM polislerini ikna etmeye
yetmedi. Kimi üç saat bekledi, kimi beş. Çinli kaynaklara göre yedi saat
bekleyen bile vardı.
Altı konuşmacı sunum
yaptı
İkinci haftanın Türkiye
açısından önemi, resmi katılımın dışında ilk kez yapılan bir toplantıyla zirveye
fiili katılımın sağlanmasıydı. Önceki günkü zirvede çok önemli gelişmeler de
yaşandı. Gelişmekte olan Afrika ülkeleri zirveden çekildiklerini duyurdu. Bu
haber uluslararası ajanslardan ‘flaş’ notlarıyla geçti. Ancak bir süre sonra
Afrikalılara güvence verildiği açıklanarak krizin aşıldığı duyuruldu.
Türk heyetinin önceki akşam yapacağı toplantı, zirveyi takip eden Türk
katılımcıların ve sivil toplum örgütlerinin odak merkeziydi. Toplantıda altı
konuşmacı sunum yaptı. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın bir süre
önce duyurduğu ‘İklimle Mücadele Strateji Belgesi’ni bakanlıkta
Hava Yönetimi Şube Müdürü olarak görev yapan Fulya
Somunkıranoğlu anlattı. Somunkıranoğlu, Türkiye’nin küresel ısınma
karşısında neler yapacağını tek tek sıraladı.
Otomotiv Sanayi
Derneği Teknik Koordinatörü Hülya Özbudun ise otomobil üretimi
konusunda bilgiler verdiği Türkiye’nin, Avrupa’da beşinci, dünyadaysa 15’inci
büyük üretici olduğunu söyledi. Otomotiv sektörünün çevreye yaptığı olumsuz
etkilerin büyüklüğünden de bahsederek, sektörün emisyon azaltabilmesi için
‘temiz araç teknolojisi’, ‘hibrid araçlar’, ‘alternatif yakıtlar’ gibi çözüm
önerileri sundu.
Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği
(TÜSİAD) Sürdürülebilir Kalkınma İçin İş Konseyi adına konuşan
Engin Güvenç, Türkiye’de iklim değişikliği konusunda iş
dünyasının alacağı tedbirleri anlattı. Güvenç, karbon piyasası için Türkiye’de
‘hızla büyüyen, dinamik ve güçlü’ bir özel sektörün varlığından söz etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSTAÇ’tan (İstanbul Çevre
Koruma ve Atık Maddeleri Değerlendirme Sanayi ve Ticaret A.Ş.) Oğuz
Can da İstanbul’da atık gazdan elektrik üretimi, ormanlaştırma, kamu
ulaşımını artırma, zeki trafik sinyalizasyonu çalışmaları yapıldığını anlattı.
‘Toplantı bitsin, cevaplarız...’
Türk heyetinin
yaklaşık iki saat süren sunumunun sonunda, zirveyi takip eden Türkiye’den sivil
toplum örgütleri tepki gösterdi. WWF’den (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
Ceren Ayas, sunumun sonunda söz alarak, Türkiye’den daha etkin bir
katılımı beklediğini belirtti. Yeşiller’den Devin Bahçeci ise
Türk heyetinin kurduğu grupta çevreci örgütlerin bulunmadığını, bunun nedenini
sordu. Heyettekiler bu tarz eleştirel sorulara “Toplantı sonrasında
cevaplayalım” yanıtını verdi. Türkiye’nin hiçbir şekilde iklimle mücadelede net
ifadeler kullanmadığını belirten Bahçeci, “Türkiye ilk defa konuştu ama hedefle
ilgili bir şey yok. 12 bin nüfuslu küçük ada devleti Tuvalu burada bağırdı.
Türkiye ne yaptı?” dedi. Yeşiller ayrıca toplantı sonunda ‘Türkiye, kömürü
durdur’ yazılı bir pankart açtı. İklim İçin Gençlik grubundan Duygu
Caymaz ise, Türk delegasyonunda gençliğin temsil edilmediğini
söyledi.
16 Aralık’ta büyük eylem hazırlığı
var
Zirveyi 15 binden fazla delege ve katılımcı takip ediyor.
Son iki gün ABD Başkanı Barack Obama dahil 100’den fazla devlet başkanının
zirveye katılacak olması Danimarkalı yetkilileri şimdiden tedirgin etmeye
başladı, neredeyse her köşe başında olan polis, şehirdekilerin pasaportlarını
kontrol ediyor. Devlet başkanlarının katılacağı gün tam bir kaos yaşanacağa
benziyor. Liderlere karşı herhangi bir eylem yapılmasını önlemek için de son
günlerde Bella Center’a sivil toplum örgütlerinin alınmayacağı belirtildi. Bu
arada çevreci kulislerinde 16 Aralık’ta Bella Center’ın kuşatılacağı büyük bir
eylem yapılacağından söz ediyor. Zira 17 Aralık’ta Türkiye dahil ülkeler resmi
hedeflerini açıklamaya başlayacak.