Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne Katılması



Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Direktörü Sibel Sezer Eralp, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne katılımının uluslararası alanda Avustralya'nın katılımından daha büyük bir etki yaratabileceğini ifade etti. Eralp, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne katılması yönünde alınan kararın son derece olumlu ve önemli olduğunu belirtti.

Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne katılmasının, sadece Türkiye için değil, küresel ölçekte de 2012 sonrasındaki uluslararası iklim değişikliği rejimine yönelik uluslararası çabalara çok önemli katkılar sağlayacağını dile getiren Eralp, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede, Türkiye'nin protokole katılması uluslararası alanda Avustralya'nın 2007 yılında Kyoto Protokolü'ne katılmasından daha büyük bir etki bile yaratabilir.
 
Çünkü Türkiye, özgün ve farklı konumuyla BMİDÇS (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi) ve Kyoto Protokolü kapsamında halen belirsizlik taşıyan gelişmiş/gelişmekte olan ülke tanımına açıklık kazandırabilir.
 
Hatta 'ileri gelişmekte olan ülke' kavramını somutlaştırarak, 2012 sonrasında sera gazı salımlarının azaltılmasında, daha yeni ülkelerin, ulusal koşullarına uygun olarak, farklı türde yeni yükümlülükler almasının önünü açabilir.
 
Bu süreçte Türkiye, kendisi gibi AB üyesi olmayan ve Ek-B'de yer almayan ancak OECD üyesi Güney Kore ve Meksika başta olmak üzere 'İleri Gelişmekte Olan Ülke' olarak tanımlanabilecek diğer ülkelerle ilginç ortaklıklar
kurgulayabilir."

Eralp, katılımın Türkiye'nin iklim değişikliğinin etkilerine uyum konusunda sürdürülebilir politikalar izlemesine ve AB uyum sürecine olumlu katkı sağlayabileceğini bildirdi. Katılımın AB'nin iklim değişikliği ile savaşımda uluslararası ittifak oluşturma hedefini destekleyebileceğini kaydeden Eralp, ayrıca Çin, Brezilya ve Hindistan gibi diğer gelişmekte olan ülkelerin uluslararası alanda daha doğru tanımlanmasına olanak sağlayabileceğini bildirdi.