Türkiye’nin Kıyı ve Deniz Alanları 7. Ulusal Kongresi
(Türkiye Kıyıları 08) Sonuç Bildirgesi açıklandı. Ankara’da Mayıs sonunda
yapılan Türkiye Kıyıları 08 Kongresi’nin sonuç bildirgesinde, Türkiye
kıyılarının doğal kaynaklara ve kültürel değerlere ev sahipliği yaptığı ifade
edildi.
Bildirgede, BM Akdeniz Eylem Planı’nın yasal çerçevesini oluşturan Barselona
Sözleşmesi kapsamında kabul edilen ’Akdeniz’de Bütünleşik Kıyı Bölgeleri
Yönetimi Protokolü’ ile Türkiye’nin diğer Akdeniz ülkeleri gibi kıyı yönetimini
’bütünleşik’ anlayışla gerçekleştirmesi gerektiği vurgulandı.
Sonuç bildirgesinde, bütünleşik kıyı yönetiminin, ülkenin ekonomik ve
kültürel gelişimi, insanların bugün ve gelecekteki varlık durumları ve
mutlulukları için büyük önem taşıdığı belirtildi.
'Bütünleşik kıyı yönetimi yok'
Bildirgede, "Kıyı Alanları Yönetimi Milli Komitesi, diğer akademik kurumlar
ve sivil toplum örgütlerinin çabalarına karşın Türkiye’de bütünleşik kıyı
yönetiminin hala gerçekleştirilemediği" savunularak, sonuçta ortaya çıkan
gelişmeler, alan kullanımları ve bunların yol açtığı kullanım çelişkilerin, "bir
yandan uzun dönemdeki ekonomik gelişmeyi olumsuz etkilediği, diğer yandan doğal
kaynaklara, çevresel ve kültürel değerlere zarar verdiği" görüşüne yer
verildi.
Kıyı Kanunu’nda yapılması öngörülen değişikliklere de değinilen bildirgede
şunlar kaydedildi:
"Kıyı ve deniz alanlarının korunması, kıyıların ve sahil şeritlerinin Anayasa
gereği olarak kamu yararına kullanılması açısından çok önemli sorunlara yol
açacak. Yapılan değişiklikler kıyıların, sahil şeritlerinin ve hatta su
alanlarının kamu yararı dışında yapılaştırılmasını amaçlıyor. Kıyı yönetimini
yakından ilgilendiren yasaların TBMM’deki incelemeler ve görüşmeler sırasında
yapılan eklemelerle bütünlükleri bozuldu ve koruma yetenekleri azaldı. Türkiye
kıyılarında, Özel Çevre Koruma Alanları olarak belirlenen alanların içerisinde
olsa bile denizel koruma alanların ilanı ve yönetimi konusunda yasal ve kurumsal
düzenlemeler açık ve yeterli değil. Denizel koruma alanlarının oluşturulmasına
ve yönetilmesine gerek var."
Konferansa katılan kamu kuruluşları, yerel yönetimler, üniversite ve
araştırma kurumları, sivil toplum örgütleri ve özel sektörü temsil eden toplam
305 katılımcı ve izleyicinin görüş ve önerilerinin alındığı da kaydedilen sonuç
bildirgesinde, görüş ve öneriler şöyle sıralandı:
Rapordan öneriler
"-Son birkaç yıldır Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından Kıyı Kanunu’nda
değişiklikler ve düzenlemeler yapılmak istenildiği bilinmektedir. Ülkemiz
açısından son derece önem taşıyan bu kanun değiştirilirken olabildiğince saydam
ve katılımcı bir sürecin izlenmesi gereklidir. Kıyı Alanları Yönetimi Türkiye
Milli Komitesi bu değişikliklerin ve yeni düzenlemelerin oluşturulmasında önemli
katkılar sağlayabilir.
-Barselona Sözleşmesi’nin gereklerinin yerine getirilmesi için yasal ve
yönetsel düzenlemelerin yapılması gündeme alınmalıdır. Sözleşme içeriğinin
tanıtılması ve gerekli yasal, yönetsel düzenlemelerin oluşturulması için Kıyı
Alanları Yönetimi Türkiye Milli Komitesi, Çevre ve Orman Bakanlığı ve diğer
ilgili kamu kurumlarıyla işbirliği yapmaya ve destek vermeye hazırdır.
-Kapsamlı bir araştırma projesinin ürünü olarak 2002 yılında yayımlanmış
’Türkiye Kıyıları Rüzgar ve Derin Deniz Dalga Atlası’, kıyı ve deniz alanlarıyla
ilgili çalışmalar yürütenler için çok yararlı bir kaynaktır. Ancak araştırmalar
yapılarak elde edilecek dalga verileri, Rüzgar ve Dalga Atlası’nın yenilenmesi
ve geliştirilmesi doğrultusunda değerli katkılar sağlayacaktır.
-Bütünleşik Kıyı Yönetimi’ni uygulayabilmek için, ülkemizdeki mevcut yasal ve
yönetsel düzenin gözden geçirilmesini ve gerekli yeni düzenlemelerin
belirlenmesini amaçlayan çabalar ilgili kamu kurumlarının işbirliğiyle
başlatılmalıdır.
-Bütünleşik kıyı yönetimimizin ülkemizde oluşturulması için olumlu bir
aşamaya geldiğimiz bu günlerde, yerel ve bölgesel yöneticilerimiz başta olmak
üzere tüm ilgilileri Kıyı Alanları Yönetimi Türkiye Milli Komitesi çalışmalarına
katılmaya ve destek olmaya, ilgili kamu ve diğer kurumları işbirliğine
çağırıyoruz."