Türkiye'nin İlk Yeşil Sertifikalı Çimentosu Çimsa'dan
Çimsa, Kayseri
fabrikasında üretilen katkılı çimento ürünü CEM IV 32,5
R ile Avrupa Birliği (AB) çevre koruma standartlarına
uygunluğu belgeleyen 'yeşil sertifika'yı aldı. CEM IV 32,5 R
ürününün ISO 14025 ve yeni Avrupa normu EN
15804'e uygunluğu Alman Yapı ve Çevre Enstitüsü'nce
(IBU)
onaylanan Çimsa, Avrupa'da çimento alanında söz konusu sertifikayı alan iki
şirketten biri olurken, Türkiye'de ise çimento sektörünün ilk 'yeşil
sertifikalı' şirketi oldu. 2013 yılı Temmuz ayından itibaren Avrupa ihracat
koşulu olarak kabul edilen sertifika, ürünün niteliklerinin yanı sıra tüm üretim
sürecinin de denetimiyle veriliyor.
CEM IV 32,5 R
Gri çimento grubunda olan ve EPD
sertifikası alan CEM IV 32,5 R ürünü, en fazla yüzde 55
oranında mineral katkı maddeleri ve portland çimentosu klinkerinin bir miktar
alçıtaşıyla beraber öğütülmesiyle elde ediliyor. İçerdiği katkı maddeleri sayesinde kimyasal dış
etkilere daha dayanıklı olan ürün, genellikle yapılarda, tamirat işlerinde, sıva
yapımı ve yapı kimyasalları üretiminde kullanılıyor.
"Avrupa'daki gelişmeler bizi yakından ilgilendiriyor"
Sabancı Kuleleri'nde düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında 'yeşil
sertifika' ve Çimsa'nın sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında açıklamalarda
bulunan Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, 2010 yılında
'sürdürülebilirlik komitesi'ni kuran Çimsa'nın Sabancı Çimento Grubu'nun
stratejik hedefleri doğrultusunda sürdürülebilirlik ve çevre koruma uygulamaları
çerçevesinde birçok yatırım yaptığına dikkat çekti. İhracatın toplam ciroları
içinde yüzde 25 - 30 gibi önemli bir paya sahip olduğunu ve bu nedenle
Avrupa'daki gelişmelerin kendilerini yakından ilgilendirdiğini bildiren
Hacıkamiloğlu, Ocak 2011'de Avrupa Parlementosu tarafından onaylanan CPR'nin
(Construction Product Regulation / İnşaat Malzemeleri Direktifi) geçiş sürecinin
1 Temmuz 2013'te sona ereceğini anımsattı ve söz konusu direktifin inşaat
malzemelerinin çevresel performansının beyan edilmesine yönelik gereklilikleri
içerdiğine dikkat çekti. 'Çevresel Ürün Beyanları'nın (EPD) ürünlerin çevresel
performansıyla ilgili bu gereklilikleri karşıladığını belirten Hacıkamiloğlu,
ürünlerin çevresel etiketlenmesinin üreticileri yeşil binalar yapmaya uygun
inovasyonlar üzerine yoğunlaşmaya ve ürün geliştirmeye ittiğini söyledi.
Hacıkamiloğlu, küresel karbon emisyonlarının yüzde 40'ının ve küresel kaynak
tüketiminin yüzde 30'unun inşaat sektörü kaynaklı olduğunu ve sektörün karbon
salınımının düşürülmesinde yüksek bir potansiyele sahip olduğunu kaydederek, bu
nedenle sadece bir binanın yapım sürecinin değil yaşam döngüsü analizinin önem
kazandığını, kullanılan yapı malzemelerinin de değerlendirilmesi gerektiğini
bildirdi. EPD'lerin bir ürünün veya servisin tüm yaşam döngüsü boyunca çevre
performansını beyan eden deklarasyonlar olduğunu, ancak bu bilgilerin de
güvenilir ve sürekli ulaşılabilir olması gerektiğini aktaran Hacıkamiloğlu,
sadece 'yeşil' olduğunu beyan etmenin yeterli olmadığını, bunun tarafsız
uzmanlarca da onaylanması gerektiğini sözlerine ekledi.
Çimsa'nın 12 Mayıs 2011'de başlayan ve 10 ay süren 'yeşil
çimento' projesinin aslında 1995 yılında Kayseri fabrikasının Türkiye'ye örnek
bir fabrika olması için başlattıkları çalışmaları taçlandıran son nokta olduğunu
belirten Hacıkamiloğlu, Kayseri fabrikasının Türkiye'de sektöründe ilk 16001
belgesini, 2011'de ÇEİŞ tarafından verilen İş Sağlığı ve Güvenliği Ödülünü
aldığını dile getirdi. Hacıkamiloğlu, "Bu alandaki yatırımlarımızı sürdürmeyi ve
diğer fabrikalarımızda üretilen ürünlerimizin de 'yeşil sertifika'ya sahip
olmasını hedefliyoruz" diye konuştu.
Çimsa'nın sürdürülebilirlik projeleri
Çimsa, sürdürülebilirliğe yönelik pek çok proje gerçekleştiriyor.
Sürdürülebilirlik projeleri için 2011 yılında 58 milyon dolar yatırım yapan
Çimsa, 2012'de yine 54 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Çimsa'nın
diğer sürdürülebilirlik projeleri arasında Çimsa Mersin Fabrikası Atık Gazdan
Elektrik Üretim Projesi gibi fabrikanın 1. ve 2. üretim tesislerinin elektrik
tüketimini yüzde 50 oranında azaltmaya yönelik çalışması bulunuyor. Çimsa,
faaliyetlerinin neden olduğu karbon salınımını azaltmaya yönelik projelerini
geliştirerek sürdürüyor.
Sürdürülebilirlik 10 yıllık hedefleri açısından Çimsa'nın öncelikleri
arasında yer alıyor. Hammadde üretiminden, ürünlerin son kullanım sürecine kadar
tüm değer zincirini göz önünde bulunduran şirket, geçmişte, bugün ve gelecekteki
faaliyetlerinden kaynaklanan ve kaynaklanabilecek sosyal ve çevresel etkileri
iyileştirmeye odaklanıyor.