Türkiye’nin İlk ve Tek Yürüyen Merdiveni Löher’den
Türkiye’nin ilk ve tek yürüyen merdiven üreticisi olan Löher
Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi,
Yapı Ankara 2008 Fuarı
için
geldiği Ankara’da sektör temsilcileriyle buluştu. Aslen İzmirli olan Löher
ürettiği yürüyen merdivenleri yurt dışına da satarak büyük bir başarı
yakaladı.
“Öncelikle yürüyen merdivenin Türkiye’de de
üretilebileceğini ispat ettiğimiz ve ürettiğimiz merdivenleri yurt dışına
satabildiğimiz için gurur duyuyoruz” diyen olan Löher Asansör ve Yürüyen
Merdiven Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Genel Müdür Yardımcısı Makine
Mühendisi Mehmet Kara
ile Ankara Fuarı’nda
konuştuk.
Löher’i tanıyabilir
miyiz?
Löher, 1967 yılında kurulmuş olan bir aile firmasıdır. Löher kendisini
asansör ile büyüten ve kazandığını asansöre yatıran bir asansör firması iken,
2000 yılında alış veriş merkezlerinin sayısının artması nedeniyle bir karar
aşamasına geldi. Löher ya yürüyen merdiveni portföyüne dahil ederek büyüyecek ya
da küçülecekti. Biz yürüyen merdiveni de bünyemize katarak büyümeyi tercih
ettik. Bu kararımızda müşterilerimizin asansörü ayrı bir firmadan yürüyen
merdiveni ayrı bir firmadan almak istememeleri etkili oldu. Biz de 1999 yılında
Türkiye Teknolojiyi Geliştirme Vakfı ve TÜBİTAK ile birlikte bir ar-ge
çalışmasına başladık. İki yıl süren bu çalışmanın ardından ilk defa Türkiye’de
yürüyen merdiven ürettik ve Hollanda’dan CE belgesini aldık.
Ürettiğiniz yürüyen merdivenleri yurtdışına da satıyorsunuz değil mi?
Evet, şu anda merdivenlerimizi Kazakistan, İran, Irak, Bulgaristan,
Saraybosna ve Ukrayna’ya satıyoruz.
Sektördeki referanslarınız kimler?
Vatan Bilgisayar bizim müşterimizdir. Yeni bir mağaza açacakları zaman
mağazayı kiralarlar ve bizi ararlar. Biz bir ay sonra merdivenlerini teslim
ederiz. Bu Türkiye için çok önemli. Çünkü yurtdışından gelen merdivenler en iyi
ihtimalle üç aydan önce gelemiyor. Anlık kararlarla hareket edilen Türkiye için
bu kararlara yetişmek ve bir ayda merdiveni teslim etmek bizim en büyük
avantajımız.
Şu anda Ankara’da yirmiye yakın yürüyen merdivenimiz çalışıyor. Yalova’da
terminal binasında, İstanbul’da çeşitli özel alışveriş merkezlerinde, Ereğli’de,
Uşak’ta İzmir’de Antalya’da, Adana’da bizim merdivenlerimiz var.
Yürüyen merdivenlerinizin özellikleri
nedir?
İsteğe bağlı olarak hijyenik el bantları olan yürüyen merdivenler ya da
renkli el bantları olan merdivenler sunabiliyoruz. Çünkü el bantlarını para gibi
düşünebiliriz, her gün binlerce insan dokunuyor el bantlarına. Hijyenik el
bantları plastik esaslı olduğu için deterjanlı bir bezle silindiğinde
temizleniyor. Oysa araba lastiği yapımında da kullanılan kauçuk, yapısı
itibariyle kirleri gözeneklerinde barındırıyor ve bunların temizlenmesi çok zor.
Peki, güvenliğe dair açılımlarınız
neler?
Normalde yürüyen merdivenler EN 115 standardına bağlıdır ve yaklaşık 25 tane
kontrol noktası barındırmaları gerekir. Tarak sıkışması olduğunda, merdivenin
içine bir şey düştüğünde, parmak sıkışması durumunda sistem otomatik olarak
kendini durdurmalıdır. Bunlar bizim merdivenlerimizde rahatlıkla sağlanabiliyor.
Zaten merdivenlerimiz PLC kontrollüdür ve herhangi bir sinyal geldiği zaman
otomatik olarak merdiven durur. Sonra da bir yetkili servis elemanı tarafından
kontrol edilir.
Türk Ekonomisine katkılarınızdan bahsedebilir miyiz?
Türkiye’de 100 bin 100 bin dolar seviyesinde olan satış rakamlarının, şu anda
40 bin dolarlara kadar düşmüş olması bizim haklı bir gururumuz. En azından
Türkiye’de bulunan dövizin yurtdışına kaçmasını engelledik. Bunun bile
Türkiye’ye katkı sağladığını düşünüyor ve mutlu oluyoruz.
Hedeflediğiniz rakamlara ulaşabildiniz mi,
peki?
Aslında beklediğimiz satışları yakalayamadık. Bunda da büyük ölçüde
yurtdışından gelen firmalar ve Uzakdoğu’nun rekabetçi politikası çok etkili
oldu. Devlet iştiraklerine, hava alanlarına ya da belediyelerin yaptığı tramvay
ve metro sistemlerine girmekte sıkıntı çeksek de özel şirketlere ve alışveriş
merkezlerine rahatlıkla girebiliyoruz.
Kısa vadedeki hedefleriniz nelerdir?
Öncelikle yürüyen merdivenin Türkiye’de üretilebileceğini ispat ettiğimiz ve
ürettiğimiz merdivenleri yurt dışına satabildiğimiz için gurur duyduğumuzu bir
kez daha belirtmek istiyorum. Bu bizim için çok güzel bir kazanç.
160’a yakın
personelimizin çalıştığı 5000 metrekarelik fabrikamız bize artık yetmiyor.
Dolayısıyla 25 dönümlük bir arsa daha alıp orayı tamamen merdiven üretimine
ayırmak istiyoruz. Amacımız bu işte çok daha iyi olmak.