İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye'nin, küresel iklim değişikliği nedeniyle artık "yarı tropik iklim" sisteminde kabul edilmesi gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Şen, yaptığı açıklamada, son günlerde ülkeyi etkisi alan soğuk ve yağışlı havaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Küresel ısınmadan dolayı bölgede iklim değişikliğinin meydana geldiğini ifade eden Şen, Türkiye'nin küresel iklim değişikliği nedeniyle artık "yarı tropik iklim" sisteminde kabul edilmesi gerektiğini anlattı.
Şen, "Yarı tropikal iklim" sisteminde, mevsim değişimleri sırasında kısa süreli sağanağın normal olduğunu aktararak, şu bilgileri verdi:
"Tropik iklim kuşağı, 30 derece enlemlerinden başlar ancak küresel iklim değişikliği nedeniyle kuzeye doğru kaymaya başladı. Yarı tropik olan kısım, bizim bölgemize geldi. Daha ileriki senelerde, tropik iklime doğru girmeye başlayacağız. Aşırı yağışlar, kuraklık, fırtına, hortum, bu iklim değişikliğin sonuçlarındandır. Küresel ısınmadan önce tabi ki bu yağış normal değildi. Dünyanın ortalama sıcaklığı 2 derece artış gösterdi. Bunun yanı sıra sera gazlarından en önemlisi olan karbondioksit 400 ppm'e çıktı. 400 ppm, geçmişte görülmemiş bir değer. Dolayısıyla dünya ısınmaya devam ediyor. Isınma devam ettikçe Türkiye'de bunun etkileri, sellerle fırtınalarla kuraklıkla kendisini gösterecek. Yani, küresel iklim değişikliği nedeniyle Türkiye'de mevsim değişimleri döneminde, afet şeklindeki faydadan çok zarar veren aşırı yağışlar bundan sonra da olacak."
Türkiye'de gelecek yıllarda da mevsimin yazdan kışa, kıştan yaza döndüğü dönemlerde benzeri yağışların artacağını aktaran Şen, yöneticilerin kentlerin altyapılarını güçlendirmeleri gerektiğini ifade etti.
Barajlar neden dolmuyor
Yağışlara karşın İstanbul'daki barajlarda doluluk oranının olumlu ölçüde değişmemesi konusunda ise Şen, şunları söyledi:
"Bu yağışlar, bir anda ve hızlı yağıp çok fazla suyu aşağıya indirdiği için yüzeysel akışa geçip denizlere akıyor. Yağışın toprağa temas etmesi, toprağa geçip yeraltı sularını beslemesi lazım. İstanbul gibi bir yerde betonlaşmış, asfalt toprağı göremiyorsunuz. Ya gölet oluyor ya da akıp gidiyor. Yeraltına etkisi olmuyor. Yüzeysel akışa geçiyor. İstanbul'da yapılaşma çok. Su toplama havzaları imara açılmış, çok yapılaşma var. Dolayısıyla bu yağışların barajlara etkisi beklenilen şekilde olmuyor."
Prof. Dr. Orhan Şen, barajlarda su havzalarındaki betonlaşmanın da olumsuz etkilerinin görüldüğünü kaydederek, barajların su tutmasında ormanlık alanların korunmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.