İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi
Prof. Dr. Ahmet Ercan, ''Kuzey Marmara'da 2040 yılına kadar
deprem olasılığı bilimsel olarak yok'' dedi. Ercan, dönemsel olarak 2035'in
Türkiye'de deprem yılı olabileceğini söyledi. CHP İzmit İlçe Başkanlığınca
düzenlenen ''Deprem ve Siyaset'' konulu panelde konuşan Ercan,
depremlerin siyasetin büyük bir parçası olduğunu söyledi. ''Yer yüzünde 30 ile
50 yılda bir 9 büyüklüğünde, yılda da 12 ile 18 arasında 7-7.9 büyüklüğünde
deprem oluyor'' diyen Ercan, merkez üssü Gölcük olan Marmara Depremi'nin de bu
depremlerden birisi olduğunu ifade etti.
Ercan, şöyle konuştu:
''Dünyada deprem çekincesi en yüksek olan ülkeler, toprağını genişliğine ve
içindeki kırıklara bağlı olarak birinci sırada Rusya, ikinci Endonezya, üçüncü
Pakistan, dördüncü Brezilya, beşinci ülke ise Türkiye'dir. Türkiye birinci
derece deprem ülkesi değildir, ama Türkiye depremlerin çok fazla yıkım yaptığı
ülkelerin başında gelmektedir. Kocaeli'deki depremde aslında yalnızca 1 kişi
öldü, o da açılan yarığın içine düşen bekçiydi. Geri kalan 17 bin 999 kişi
insanın yaptığı kötü kentler ve kötü yapılaşmayla insan tarafından
öldürülmüştür.'' Türkiye'de her 5 yılda bir 7'den daha büyük deprem olduğuna,
ama Marmara Depremi'nin ardından bir daha bu büyüklükte deprem olmadığına
dikkati çeken Ercan, 1998 yılından beri yer ile uzay arasında bir dengesizlik
oluşmaya başladığını savundu.
Ercan, yer yüzünde yılda 3,5-4 milyon deprem olduğunu, yani her yıl 3 bin 250
atom bombasının patlaması kadar bir enerjinin açığa çıktığı anlamına geldiğini
kaydetti.
Anadolu'da bir yılda olan depremle boşalan enerjinin yaklaşık 30 ile 100 atom
bombasına denk olduğuna işaret eden Ercan, şöyle devam etti: ''Bu enerjinin denk
geldiği deprem büyüklüğü 7.1 ile 7.5'dir. Yani sanki Anadolu'da her yıl 7.1 ile
7.5 büyüklüğünde bir deprem oluyor muşcasına büyük bir güre (enerji) boşalımı
gerçekleşiyor. Gölcük'teki deprem büyüklük olarak yaklaşık 2 adet 7.3'lük, 6
adet 7 büyüklüğünde depreme eşittir. Son 500 yıldır böyle büyüklükte bir deprem
olmadı. Marmara Bölgesi ortalama 540 yılda bir bu büyüklükte bir depremi görür.
Bulunduğumuz kuşak, Gölcük'teki depremle 7.5 büyüklüğündeki depremi görmüştür.
Bundan sonra bu büyüklükte bir depremin en az 2500 yılına kadar görülmeyeceği
kanısındayım.''
''2035 yılı Türkiye'nin deprem yılı olacaktır''
Depremlerin yinelendiğine, belli bir yerde, belli bir büyüklükte deprem
olmuşsa gelecekte de aynı yerde o büyüklükte bir depremin olacağına dikkati
çeken Ercan, ''Deprem olan yıllar 1915, 1945, 1975, 2005 ve 2035'dir. Bu yıllar
depremlerin en bol olduğu ve olacağı yıllardır. Depremlerin de bir dönemselliği
vardır. 2035 yılı Türkiye'nin deprem yılı olacaktır'' diye konuştu.
Depremlerin nerede gerçekleşeceğini söylemenin mümkün olmadığını ancak
gündemde Kuzey Marmara Depremi'nin bulunduğuna değinen Ercan, ''Kuzey Marmara
depremine hep 'İstanbul' denir ama aslında adı 'Kuzey Marmara Depremi'dir. Kuzey
Marmara'da 2040 yılına kadar deprem olasılığı bilimsel olarak yok. 2005 yılı
öngörüsü tuttu, Sumatra'da 9 büyüklüğünde, Pakistan'da 7.6 büyüklüğünde deprem
oldu'' dedi.
Depremin maliyeti
Her depremin Türkiye Cumhuriyeti devletine maliyetinin 4-5 milyar dolar
olduğunu vurgulayan Ercan, Marmara depreminin ardından uygulanan 'deprem
vergisi'yle ilgili şunları söyledi: ''Marmara depreminin ardından uygulanan
deprem vergisi akıllıca bir düşünceydi. 2 yıl olarak açıklandı ama kalıcı oldu.
Bu vergiyle 45 milyar dolar birikmiş olması gerekirdi ama deprem vergisinin
genel bütçeye aktarıldığını öğrendim. İçtiğimiz gazozdan, gittiğimiz sinemaya
kadar her harcamamızdan bu vergi halk için alınıyor. Bu para genel bütçeye
aktarıldıysa deprem fonuna geri döndürülmeli.'' Prof. Ercan, Marmara depreminde
Yalova, Sakarya ve Düzce'de yüzde 5, Kocaeli'de yüzde 7 oranında binaların
göçüğe maruz kaldığını, Gölcük'te 20 kişiden, İzmit'te de 100 kişiden birinin
öldüğünü ifade ederek, ''İstanbul için beklenen ise her 200 kişiden birinin
ölmesidir. Göçüklerde ortalama 3.3 kişi öldü. İstanbul'da 20 ile 75 bin arasında
yapının göçmesini bekliyoruz. İstanbul'da olası büyük bir depremde en az 60 bin
kişi ölür. İstanbul'da beklenen yaralı sayısı ise 200 bin ile 400 bin olur''
diye konuştu.
Türkler'in deprem evleri
Ercan, depremin gelişmemiş ülkelerin sorunu olduğunu savunarak, ''Marmara
Depremi'nin hemen ardından Amerika'nın Los Angeles eyaletinde 7.3 büyüklüğündeki
depremde bir kişi kalp krizinden öldü, bir kişinin de kolu kırıldı'' dedi.
''Kırığın üzerinde bile sağlam ev yaparsan yıkılmaz'' diyen Ercan, ''Türkiye
bunu biliyor mu? Biliyor tabii ki. Safranbolu evleri, Düzce, Sakarya, Kocaeli'de
de benzeri evler. Bunlar Türkler'in yarattığı deprem evleridir. Safranbolu'daki,
Kastamonu'daki evler güzel olsun diye öyle yapılmamıştır, hepsi birer deprem
evidir. Amerika'daki depremin ardından Türkiye, depreme dayanıklı yapıları
incelemesi, bilgi alması için bir heyet yolladı. Acaba Safranbolu'ya,
Kastamonu'ya kalkan otobüs yok muydu da Amerika'ya heyetimiz
gitti.''