''Türkiye'nin Artık Asfalt Yerine Daha Uzun Ömürlü Beton Yolları Tercih Etmesi Lazım''
Çimsa Genel Müdürü Mehmet
Hacıkamiloğlu, asfalt yol yerine daha uzun ömürlü olan beton
yolların tercih edilmesi gerektiği önerisinde bulundu. Hacıkamiloğlu,
Türkiye'de son yıllarda karayolları ile ilgili önemli gelişmeler yaşandığını,
ancak beton yol tercih edilmesi konusunda Türkiye'nin çok geride
kaldığını belirtti.
Eskiden beton yolun asfalta oranla daha pahalı olması nedeniyle tercih
edilmediğini, ancak bu farkın son dönemde ortadan kalktığını vurgulayan
Hacıkamiloğlu, şu bilgileri verdi:
''Asfaltın ana girdisi petrol olduğu için asfaltın maliyeti, petrol
fiyatlarıyla direk ilişkili. Geçmişte beton yol, asfalta oranla pahalıydı. Ama
petrol fiyatlarının dünyada artmasıyla bu fark kapandı. Diğer taraftan beton,
ithal girdiye dayanmıyor. Hammaddesi yurt içinde üretiliyor. Beton yolun en
önemli avantajı da uzun ömürlü olması. Beton yolu bir kez yaptıktan sonra 20-30
yıl geriye dönüp tamir yapmanız gerekmiyor. Bunun örneklerini hayata geçirdik.
Afyonkarahisar'da 3 kilometrelik yol yaptık. İnsanlar bunun ne demek olduğunu
gördü. Türkiye'de 60 bin kilometre yol var. Yakın geçmişe kadar bunun ancak 6
kilometresi beton yoldu.
Türkiye'nin menfaatleri açısından beton yolun payının artması gerektiğini
düşünüyoruz. Avrupa'da bu iş 100 yıldır var. Türkiye'nin kaynağı kıymetli, bu
kaynağı iyi kullanmalıyız. Bize yakışan uzun ömürlü yollar yapmaktır. Bunun için
beton yolu tercih etmeliyiz.''
Çimsa olarak Mersin, Kayseri, Eskişehir, Niğde ve Ankara'daki 5 fabrikada
çimento üretimi yaptıklarını ifade eden Hacıkamiloğlu, yılda 6 milyon ton
çimento ürettiklerini ve bunun 4 milyon tonunu yurt içinde sattıklarını
kaydetti.
Üretimlerinin geri kalan kısmını da 46 ülkeye ihraç ettiklerini belirten
Hacıkamiloğlu, şöyle devam etti:
''Yurt içinde büyümeyi arzu ediyoruz, ama çimentoda ciddi kapasite fazlası
var. Türkiye geçen yıl 20 milyon ton çimento ve krinker ihraç etmek durumunda
kaldı. Enerji yoğun bir üründen bahsediyoruz ve enerji ithal eden bir ülkede
yaşıyoruz. AB çevre fasılları açıldığında veya Kyoto sözleşmesiyle birlikte
artık yurt içinde çimento üretip ihracat yapmak, çok cazip olmayacak. Bu
kapasite fazlası nedeniyle rotamızı yurt dışına çevirdik. Kuzey Afrika,
Ortadoğu, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetleri'ne odaklandık. Önümüzdeki 3-5 yıl
içinde Çimsa 2 kat büyüyecek. Bunun için projelendirme çalışmalarımız devam
ediyor. Öncelikle satın almalar yoluyla o bölgelerde yatırım yapacağız.''
''Büyümede istikrar önemli''
Çimento sektörü açısından Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri de değerlendiren
Hacıkamiloğlu, 2008-2009 döneminde yaşanan ekonomik krizin, Türkiye'de
bankacılık sistemindeki düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle hafif atlatıldığını
vurguladı.
Türkiye'nin geçen yıl yüzde 8'in üzerinde büyüme gerçekleştirdiğini, çimento
tüketiminin de yüzde 16 seviyesinde arttığını anlatan Hacıkamiloğlu, 2005-2008
arası dönemde çimento tüketimindeki artışın konuta dayalı olduğunu, ancak
2009-2010'daki artışın daha çok altyapı inşaatlarına yönelik olduğunu
söyledi.
Yollar, baraj projeleri ve hidroelektrik santraller gibi devasa projelerin,
inşaat sektörü ve çimento sektörünü çok olumlu etkilediğini bildiren
Hacıkamiloğlu, ''Bu yıl faizlerin düşmesiyle konuta talebin de bir miktar
arttığını gözlemledik. Ancak, talep artışının bu hızla devam etmeyeceğini
düşünüyoruz. Hem hükümet, hem de Merkez Bankası ekonomiyi soğutmak için üst üste
önlemler açıklıyorlar. Bıraksanız, neredeyse Türkiye yüzde 10'un üzerinde
büyüyecek. Ama biliyoruz ki hızlı büyümenin sonu hep felaket oluyor. Her yıl
yüzde 10 büyümeyelim, yüzde 5 büyüyelim ama sürekli büyüyelim'' diye
konuştu.