"Türkiye'nin Amazonu" Baraj Tehdidinden Kurtulmak İstiyor

Türkiye'nin debisi en yüksek, en hızlı akan ve en uzun nehirlerinden Çoruh Nehri üzerinde yapılması planlanan 10 barajdan biri olan Yusufeli Barajı, yöre insanının, çevrecilerin ve akademisyenlerin tepkilerini çekmeye devam ediyor.

Çoruh Nehri üzerindeki barajlar tamamlandığında; nehir, vadi ve nehri besleyen dereler ortadan kalkacak ve kilometrelerce uzayan birbirine bağlı yapay göller serisi ortaya çıkacak. Türkiye'nin toplam elektriğinin yüzde 7'sini sağlayacak bu yatırımın bedeli ise, çok zengin bir coğrafyanın tüm zenginlikleriyle beraber yok edilmesi.

'Tekrar tekrar düşünülmeli'
Hidrobiyolog-Çevre Uzmanı Hüseyin Avni Gözen, Yusufeli Barajı'yla birlikte başta yöredeki iklimin değişeceğini ve buna bağlı olarak yöreye has bir çok canlı türünün ortadan kalkacağını söyledi. Gözen, dünyanın sayılı vahşi yaşam alanlarından bir olan ve Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilen Yusufeli'nin sular altında kalacağını ve sahip olduğu çok değerli tarım topraklarını da kaybedeceğini belirtti. Çoruh Nehri'nin Yusufeli Havzası'ndaki bölümünün,dünyanın en önemli 2. rafting parkuru kabul edildiğini belirten Gözen; "Dünya için Amazon Ormanları neyse, Türkiye'de de Doğu Karadeniz'in önemi aynıdır. Bu topraklar ülkemizin geleceğidir. Tercih, kamu yararına yapılmalıdır ve Yusufeli barajı tekrar tekrar düşünülmelidir" dedi.

'Yatırım kamu yararına değil
'Yusufeli Belediyesi ve Yusufeli Kültürel Varlıkları Koruma ve Yaşatma Derneği'de ortak bildirgelerinde, baraja karşı çıkanlara vatan haini damgasını yapıştıranları yatırımın kamu yararına olduğunu anlatmaya ve ispatlamaya davet etti. Belediye ve Dernek yetkilileri, bildirgelerinde, "Bizler, ülkemizin seçilmiş, atanmış her kademedeki insanını, bilim adamlarını, bu ülkenin geleceğini daha gönençli görmek için fikir üretenlerini, mühendislerini, iktisatçılarını, çevrecilerini kaygımıza ortak olmaya ve göreve davet ediyoruz" dedi.

'Baraj histerisi'
Tarihçi-yazar İlber Ortaylı da, 24 Eylül 2006'da Milliyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında Çoruh Nehri üzerinde yapılacak barajları konu aldı. Türkiye'nin "baraj" macerasını ele alan Ortaylı, yazısında "Asıl facia, Çoruh Vadisi'nin sular altında kalacak olmasıdır" diyerek devam ediyor: "Zamanlan ve medeniyetleri temsil eden bir sürü orijinal eser, nadir bitkri ve hayvan cinsleri yok olacak. Artık baraj yoluyla pahalı ve geçici elektrik elde etmek çılgınlığından vazgeçmeli. Bu baraj histerisinden kurtulmanın zamanı geldi. Artık güzellikleri gömmeyecek, çağdaş teknolojilerden yararlanalım."

Barajın yeri 5 kez değiştirildi
DAHA önce yeri beş kez değiştirilen Yusufeli İlçesi'ni sahip olduğu tarihi, turistik ve doğal değerleriyle sular altına gömecek Yusufeli Baraj Projesi, çevrecilerin ve bölge insanının hukuki mücadelesi sonucunda Temmuz 2005 yılında Danıştay 10. Dairesi'nin kararıyla durdurulmuş ve barajla ilgili Bakanlar Kurulu Kararı iptal edilmişti. Bayburt'ta bulunan Mescit Dağlarından doğan Çoruh, Gürcistan'a bağlı Batum'dan Karadeniz'e dökülüyor. Toplam 431 kilometre uzunluğundaki Çoruh'un 410 kilometresi Türkiye'de akıyor. Çoruh, Türkiye'nin en hızlı akan nehri olmanın yanı sıra dünyada debisi en yüksek 2. nehir.

5 baraj projesi
DOĞA DERNEGİ'nin yaptığı çalışmaya göre, doğal değeri yüksek alanlarda en büyük kayba neden olacak 5 baraj projesi şunlar;

llısu Barajı: Dicle üzerindeki llısu Projesi, yaklaşık 27 bin hektarlık bir alanı sular altında bırakacak ve dünyada sadece Eruh Dağları'nda yaşayan verbascum alobiferum isimli canlı türünü yok edecek.

Yusufeli ve Güllübağ Barajları: Çoruh üzerine yapılacak barajlarla 7 bin 735 hektar suya gömülecek.

Çevre için tehdit
Kayraktepe Barajı: Göksu üzerine yapılacak baraj, 13 bin 300 hektarlık alanı suya gömecek. 16 endemik bitkiyle birlikte toplam 33 canlı türü yok olacak.
Ermenek Barajı: Göksu üzerinde Ermenek Vadisi'nin 6 bin 500 hektarı sular altında kalacak ve 123 bitki ve hayvan türü yok olma riskiyle karşılaşacak.
Dipni Barajı: Güneydoğu Toros eşiğinin 4 bin 900 hektarı ve 32 bitki ve hayvan türü sular altında kalacak.