"Türkiye'de Yeşil Binalar, Sertifika Odaklı!"



Almanya'da enerji verimli inşaat ve planlamaya bütüncül bir yaklaşım olarak 'ClimaDesign' felsefesini geliştiren Prof. Dr. Gerhard Hausladen, enerji ve iklim açısından optimize edilmiş binalar tasarlamak isteyen mimar, inşaat ve makina mühendislerine rehberlik edecek “ClimaDesign” workshopuna katılacak. Hausladen, 18 ile 20 Mart tarihleri arasında YEM’de gerçekleştirilecek workshoptan önce enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve yeşil binalar ile ilgili yapı.com.tr’nin sorularını yanıtladı.

Yapı.com.tr: ClimaDesign felsefesi nedir? Bu konu üzerinde sizi çalışmaya iten faktör neydi?

 Gerhard Hausladen:  ClimaDesign, binaların yapımında minimum enerji ile maksimim konforu sağlamayı amaçlayan bir planlama disiplinidir. Enerji maliyetleri sadece, ısıtma ve soğutma sistemlerinden oluşmaz. Bununla beraber bina yapımında kullanılan malzeme ve enerji akışlarıyla da ilişki içindedir. Kullanıcı konforu sadece ısı konforu anlamına gelmez. Bütüncül bir yaklaşımla, kişinin kendini iyi hissetmesine yönelik tüm duyguların karşılığıdır. Bu hedefi gerçekleştirmek ise, mimarlık ve inşaat hizmetleri teknolojisini ortak bir genel sistemin parçası olarak ele alan bütüncül bir planlama yaklaşımını gerektirmektedir. Böylece bir sinerji elde edilerek, esnek bir davranışla verimli binalar yaratılabilir. Kullanım ve konfor istekleri ile ilgili doğru analiz, en düşük maliyetli bina yapımını amaç edinen projeler için bir önkoşuldur. Bütün bunlar ClimaDesing’in temelini oluşturur. Geleceğin başarılı binalarını yaratmak, geçmişin eleştirel yönde incelenmesine ve  bütüncül bir planlanmaya dayanır.  İşte biz de bu amaçları gerçekleştirmek için ClimaDesing üzerinde çalışmaya başladık.

“ClimaDesign Akademisi”nin amacı nedir? Buradaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

ClimaDesing kursunun odak noktası ve amacı; iklim ve enerji yönünden optimize binalar yaratmak üzere, disiplinlerarası bir eğitim programı çerçevesinde tasarım, enerji ve mühendislik alanlarını tek potada eritmeye dayanıyor. İlk olarak 2007-2008 öğretim yılında açılan ClimaDesing kursu, profesyonel mimar ve mühendislere ileri bir eğitim alanı sunarken; mimarlık, inşaat mühendisliği, yapı mühendisliği, makine mühendisliği ve fizik bölümlerinin lisans programlarını tamamlamış, en az bir yıllık iş deneyimine sahip meslek insanlarına ulaşmayı hedefliyor. Uluslararası ve disiplinlerarası yönelimli bu yeni program, iş hayatına uyum sağlayacak şekilde kurgulandı. Kursu takip eden katılımcılar, tam zamanlı çalışma imkanına da sahip oluyor. Bina Klimatolojisi ve Bina Hizmetleri Departmanı’nın Mimarlık Akademisi’ne bağlı olmasını tercih ettik çünkü mimarlık öğrencilerine, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik parametrelerini de dikkate alarak, bina hizmetlerini tasarımlarına nasıl akıllı bir şekilde entegre edeceklerini öğretebilmeyi amaçlıyoruz

ClimaDesign, yeşil binaların planlanmasında ve tasarlanmasında nasıl bir yol gösterici rol üstleniyor?

Planlama için entegre bir yaklaşım, sadece binanın geometrisini dikkate almak değildir. Aynı zamanda ısı, enerji, güneş radyasyonu ya da zaman gibi gelecek parametrelerini uygulamaya koymaktır. Bu süreç, bir iklimlendirme tasarımcısının da katılımını gerektirir. İklimlendirme tasarımcısı, bütün disiplinleri kapsayarak, farklı uzmanların verimli bir şekilde birlikte çalışmasını sağlar. Başlangıcından sonuna kadar, bütün aşamalardaki planların optimizasyon olasılıklarının hesaplanmasına katkıda bulunur. Bu sezgi planlama deneyimine bağlı ve binanın kapsamlı sistematik analizi ile yapılır, tasarım araçlarının kullanımının hedeflenmesi ile artar. 

Enerji verimliliğine sahip binaları tasarlamak için mimarlara ve mühendislere tavsiyeniz nedir? 

Yapılar ve yapı hizmetleri, insanların konforunu sağlamayı ve geliştirmeyi hedefler. Bu, düşük enerji kullanımı ve çevreye az zarar verecek bir şekilde yapılmalı. Altını tekrar çizmek isterim ki, geleceğin başarılı binalarını yaratmak, geçmişin eleştirel yönde incelenmesine ve  bütüncül bir planlanmaya dayanır.

Binalarda kullanılan yeni enerji sistemleri neler? Günümüzde yenilenebilir enerji ve sistemleri popüler ve ekonomik hale geliyor mu?

Bana göre, daha ileri bir sürdürülebilir kalkınmayı yakalamak, müşterilerin isteğine bağlı. Müşteriler,  sürdürebilir kalkınma ürünlerini tercih ettikleri zaman, bu yönde bir gelişme sağlanabilir, bu doğrultuda yapı endüstrisi yüzünü tamamen sürdürülebilir ve verimli bir yöne çevirebilir. Almanya’da enerji verimliliği uygulamaları, mevzuatlarda sıkı bir şekilde düzenlendi ve ardından bu yasal düzenlemeler yapı endüstrisini bu yöne doğru itti. Örneğin, çift camlı pencereler yerine, üç camlı pencereler ve geliştirilmiş izolasyon malzemelerini kullanmak zorundayız. Bu ısı kaybını en aza indirmeyi, verimliliği, enerjiyi içerde tutmayı sağlıyor. Sürdürülebilir ürünlerin ve verimli teknik  donanımların gelişmesi, bizim bu alanda daha ileri gitmemizi sağlayacak. Ekolojik ve düşük emisyonlu malzemelerinin de geliştirilmesi gerekmekte. Aynı zamanda akılı enerji sistemleri tasarlanmalı ve bunun uygulamaları yapılmalı. Daha çok verimli ve düşük enerjili ısıtma ve soğutma sistemlerini kullanmalıyız. Eğer bina düşük enerji istiyorsa, bunları yenilenebilir enerji sistemlerine entegre etmek kolaylaşabilir. Bina, enerji tüketicisi konumundan enerji üreticisi konumuna dönüştürülmeli. Gelecekte enerji yönetimi daha fazla gelişecek ve daha önemli hale gelecek.

Türkiye’de binalarda kullanılan ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemleri ile ilgili gözlemleriniz neler? Türkiye bu noktada nerede?

Almanya’dan görebildiğimiz kadarı ile, Türkiye’de bazı ilginç yeşil bina projeleri var. Bu projelerin amacı, herhangi bir yeşil bina sertifikası alarak, binalarının sürdürülebilir olduğunu kanıtlamak. Bu durum aslında, bütün dünyadaki yapı endüstrisinde bir trend haline geldi. Fakat asıl soru, sürdürülebilirliği nasıl ölçebilirsiniz? Enerjiyi ölçebilmeniz mümkün. Enerji fiyatlarındaki artış, yapı sektörü içinde de düşünülmelidir. Size daha önce de bahsettiğim gibi, sürdürülebilir bir bina, pek çok faktörün başarısıdır. Ekolojik bina da ekonomik olmalıdır. Enerji verimliliğini sağlamak için, sıkı politikalar ve düzenlemeler gerekli. Enerji verimliliği düzenlemeleri, çevrenin korunması ve enerji tasarrufu için tüm önlemleri ve ihtiyaçları içermeli. Türkiye’deki binalar, enerji tüketen binalar yerine enerji üreten binalara dönüşmelidir. Bu nedenle Türkiye’de ClimaDesing workshop’u yapmaya karar verdik ve katılımcılara enerji verimliliği ve sürdürülebilirliğin yollarını göstermek istiyoruz.

Türkiye’de Yapı-Endüstri Merkezi’nde düzenlenecek ve sizin de eğitim vereceğiniz workshoptan bize biraz bahsedebilir misiniz? Başka ülkelerde de buna benzer organizasyonlar yapıyor musunuz?

Workshopu 3 gün yapmayı planlıyoruz. Bir buçuk günü konferanslara ve geriye kalan zamanı da proje geliştirmek için kullanacağız. Katılımcılara bütünsel planlama ve yapı ile ilgili temel bilgiler, bina iklimlendirmesi ve yapı fiziği gibi konular anlatılacak. Bunun ardından “insanı”, “konforu” ve “iyi hissetmeyi” tanımlayacağız. Asla unutulmamalıdır ki, enerji verimliliği insanın iyi analiz edilmesine dayalıdır. İkinci gün, yapı ve teknolojileri ile ilgili bilgiler vereceğiz. Sonunda, katılımcılar, proje çalışması alacaklar ve  bütünsel yaklaşım doğrultusunda, karışık bina çözümlemeleri ve disiplinlerarası düşünmeye yönlendirilecekler.  Daha önce de bu tür workshoplar gerçekleştirdik. En sonuncusu Viyana’daydı. Mimarlar Odası ile organize ettik ve çok güzel tepkiler aldık. Aynı zamanda Münih, Stutgard, Darmstadt gibi pek çok üniversitede enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik ile ilgili pek çok yüksek lisans kursu düzenlenmekte.