Karadeniz Teknik Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen, "22. Türkiye Ulusal Jeodezi Komisyonu Sempozyumu"na katılmak için Trabzon'a gelen Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, kuraklığın özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin bir sonucu olarak gündeme girdiğini söyledi.
Balta, Türkiye'deki kuraklığı izleme ve sonucuna göre yapısal tedbirleri alma noktasındaki çalışmanın ilk ayağını başlattıklarını ifade ederek "Türkiye'de 26 su havzamız var, tamamında kuraklığı izleyebilecek altyapıyı kurma adına bir adım attık. Şu an bu projelerimizi geliştiriyoruz." diye konuştu.
Ar-Ge çalışması yapacakları öncelikli havzaları seçtiklerini anlatan Balta, belirlenen havzaların verilerini dikkate alarak hareket edeceklerini, böylece bir sonraki havzada projenin eksiksiz ilerleyeceğini vurguladı.
Türkiye'nin mevcut yer üstü ve yer altı su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğunu kaydeden Balta, özellikle kurak sezonlarda susuz kalmamak adına barajlar ve göletler yaparak suyu depoladıklarını aktardı.
Genel Müdür Balta, baraj ve göletlerdeki suyun hem içme hem sulama hem de sanayideki ihtiyacı karşılamak amacıyla kullanılabileceği şekilde çeşitli yapısal tedbirler aldıklarına işaret ederek "DSİ olarak 2002 yılına kadar yaptığımız barajlarda depoladığımız su miktarı 133 milyar metreküp. Bunu, bugün itibarıyla son 20 yılda üzerine koyduğumuz ilave baraj ve depolamalarla 183 milyar metreküpe çıkardık. Bu da bizim kuraklıkla mücadelede ortaya koyduğumuz gayreti gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
İçme suyu sorunu çekilmemesi için çalışmalara devam edildiğini belirten Balta, "Her bir vilayetimizin 2050, 2060 ve 2070 yılına kadar doğacak su ihtiyaçlarına göre yatırımlarımızı da yapıyoruz. Su kaynağında barajları, göletleri, regülatörleri ve içme suyu ishale hatlarını yapıyoruz. Devamında arıtma tesisleri ve suyu oradan alıp şehirdeki depolara ulaştırıyoruz." ifadelerini kullandı.
Sulamada tasarruflu sistemler tercih ediliyor
Mehmet Akif Balta, kuraklıkla mücadelede sulama suyunu verimli kullanmak adına yapılan çalışmaların da devam ettiğini söyledi.
Bütün sulama sistemlerinin, yüzde 50 su tasarrufu sağlayan kapalı borulu sistemle yapıldığına dikkati çeken Balta, "Daha önce açık kanallı yapılan sulama sistemlerini rehabilite ederek bunları da kapalı sisteme çeviriyoruz. Buradan da büyük bir tasarruf elde ediyoruz." diye konuştu.
Balta, suyu daha verimli kullanmak adına geliştirdikleri sulamada otomasyon sistemini ilk olarak Aydın'da, ardından da Isparta'da hayata geçirdiklerini anlattı.
Sistemin daha büyüğünü yine Ar-Ge amaçlı Adana'da 35 bin dekarlık alanda kurduklarını ifade eden Balta, 81 ilde yaygınlaştırmak için de proje geliştirdiklerini kaydetti.
"Yer üstü kadar, yer altı barajları da bizim açımızdan önem kazanmış durumdadır"
Türkiye'nin su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğunu yineleyen DSİ Genel Müdürü Balta, "Bu potansiyelin 18 milyar metreküpü, yer altı suyundan temin edilen sular. Kalan 94 milyar metreküp yer üstü suyu." dedi.
Balta, yer altı suyu seviyesinin düşmemesi gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
"Seviyeler düştüğünde akiferler (yer altı su depolama alanı) boşalır ve onları bir daha doldurmak zor olur. Seviyeleri düşürmemek, oraya yer üstünden ilave su takviyesi yapmak adına, suni besleme dediğimiz akiferlere ulaşacak şekilde yer altı suyu kuyuları açıyoruz. Akış halinde denize boşalan yüzeydeki kullanılmayan suyu alıyoruz, yer altı suyundaki akiferleri dolu tutmaya çalışıyoruz. Bu çocuklarımıza bırakacağımız büyük bir miras."
Son yıllarda DSİ'nin yer altı sularının depolanmasına ilişkin önemli projeler geliştirdiğini aktaran Balta, şu değerlendirmede bulundu:
"Bugüne kadar 127 yer altı barajı ve suni beslemeyi bitirmiş durumdayız. Elimizde de inşaatı devam eden 30 küsur yer altı barajımız var. Yine proje aşamasında 60-70 de yer altı barajı ve suni besleme projemiz var. Artık yer üstünde baraj yapacak yerlerimizin birçoğunu yaptık ve bu yatırımları bitirdik. Yine yapacak daha küçük çaplı barajlar var ancak yer altındaki barajlar konusuna girdik. Artık bundan sonra yer üstü kadar, yer altı barajları da bizim açımızdan önem kazanmış durumdadır."