Türkiye'de İnsan Gücü Planlaması Yok!



İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından düzenlenen İnşaat Mühendisliği Eğitim Sempozyumu'nda konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Türk üniversitelerinin şu anda ciddi bir baskı ortamında olduğunu savundu. YÖK'ün Türk yüksek eğitimi ile ilgili işlevini tamamen yitirdiğini iddia eden Akaydın, bilimsellikle uzak yakın hiç bir ilişkisi olmayan, tamamen siyasete endekslenmiş ve Türk yüksek eğitimi dahil Türk milli eğitimi ile hiç bir ilişkisi olmayan insanlar tarafından yönetildiğini ileri sürdü. Akaydın, iktidarın üniversiteleri hedef olarak aldığını ve bugün üniversitelerin teslim olduğunu, hiçbir mücadele gücünün kalmadığını iddia etti.

Türkiye'de insan gücü planlaması yapılmadığını kaydeden Akaydın, "Bu DPT'nin, Hükümetin, sendikaların, Milli Eğitim Bakanlığı, TÜSİAD'ın asil görevidir ama hiç kimse buna girmemiştir. Türkiye'de hangi meslek alanında hangi sayıda insana ihtiyaç vardır bu yapılmamıştır. Türkiye'de yeni üniversitelere ihtiyaç var mıdır? Belki vardır ama adam gibi üniversitelere ihtiyaç vardır" görüşünü dile getirdi.

Ülkenin sorunlarını her zaman konuşacaklarını ve ''Kral çıplak'' demeye devam edeceklerini belirten TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da, Türkiye'de yoksulluğun ve işsizliğin her geçen gün arttığını, mimar ve mühendislerin de bu gelişmelerden olumsuz etkilendiğini ifade etti.

Soğancı, düzenlenen bu tür sempozyumlarda ülkenin sorunlarını hep konuştuklarını ve konuşmaya devam edeceklerini vurgulayarak, "YÖK ile eğitimdeki sorunlar arttı. YÖK bütün kurumları ile kapatılmalıdır. Türkiye'de 350 bin birlik üyemiz var, 5 yıl içinde mimar ve mühendis sayısı 150 bin daha artacak. Bu yıl üniversitelerde eğitim gören mimar ve mühendis sayısı 35 bindir. Bu kadar büyük yoğunluk olumsuzluklardan nasıl etkilenmez?" diye konuştu.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Serdar Harp, Türkiye'de özeleştiri kültürü bulunmadığını, İMO'nun özeleştiri duyarlılığına sahip bir meslek örgütü olduğunu ve çuvaldızı kendine batırma noktasında hiç bir tereddütü bulunmadığını anlattı. Harp, İMO'nun hedefinin yenilenme, değişime ayak uydurma, çağı yakalama, teknolojik gelişmeye uyum olduğunu dile getirdi.

Üniversite kapısına gelen gencin omuzlarında orta öğreniminin taşıdığı olumsuzluklar bulunduğunu ve üniversitede geleceğe yönelik sıkıntılar yaşayan gencin travma yaşadığını savunan Harp, şunları söyledi:

"2002 yılında yüksek öğrenimin bütçedeki oranı yüzde 0,89 iken 2009 yılında bu oran yılda 0,79 olarak belirlendi. İhtiyaçlar ve öğrenci nüfusu artarken yüksek öğrenime ayrılan payın azalması dikkat çekicidir. 2009 yılı bütçesinde eğitime ayrılan pay yüzde 2,5'tur. Bu oran 2002 yılında 7.4'tü. Bunun anlamı, eğitime ihtiyacı giderecek pay ayrılmamakta, hatta her geçen gün eğitime ayrılan pay azalmaktadır. Bu bir tercihtir. Bu tercihin bir sonucu olarak üniversitelerde eğitim liselerden bozma binalarda yapılmakta, laboratuvarsız, ekipmansız, öğretmensiz okullarda mühendislik eğitimi verilmektedir. Laboratuvarsız, ekipmansız, öğretmensiz okullarda mühendislik eğitimi verilmektedir. Teknolojik gelişim yeterince verilememektedir."