Türkiye’nin su ihtiyacı 25 yılda 3 kat artacak. Tahmin edilenin tersine, Türkiye su zengini bir ülke değil. Sürdürülebilir Kalkınma Derneği tarafından hazırlanan rapor, su adına Türkiye için kritik bir tablo sunuyor.
Dünya Gazetesi'nin haberine göre, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, Türkiye’nin su durumu ve geleceğine ışık tutmak amacıyla hazırladığı “Türkiye’de Suyun Durumu ve Su Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar: Çevresel Perspektif” raporunu yayınladı.
Doğa Koruma Merkezi, Yaşama Dair Vakıf uzmanlarının çalışması ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün katkılarıyla hazırlanan rapor, iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’de kuraklık etkilerinin artacağını, suyun depolanmasında sıkıntılar yaşanacağını ve sonuç olarak Türkiye’nin su kıtlığı sınırında olduğunu gösteriyor.
Raporda öne çıkan göstergeler
- Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası iklim değişikliğinin etkilerinin en şiddetli hissedileceği yerlerden bir tanesi. Rapora göre Türkiye’nin 25 su havzasından üçü; Marmara, Küçük Menderes ve Asi, su fakiri; Meriç-Ergene Havzası ise su kıtlığı sınırına gelmiş durumda. Yakın gelecekte Seyhan ve Fırat-Dicle havzalarının da iklim değişikliğinden olumsuz etkileneceği belirtiliyor.
- Türkiye’nin 643 mm olan yıllık ortalama yağış miktarı, 800 mm olan dünya ortalamasının altında kalıyor.
- Türkiye’nin 2008 yılında toplam su tüketimi 43 km3 oldu. Türkiye’de suyun yüzde 11’i sanayide, yüzde 15’i evlerde ve yüzde 74’ü tarımda kullanılıyor.
- Senelik toplam su tüketimimiz yaklaşık üç Büyükçekmece Gölü'ne denk geliyor.
- Türkiye’de 73 milyon nüfus dikkate alındığında yıllık kişi başına düşen su miktarı yaklaşık 1.519 m3 iken, 2030 yılında nüfusun 85 milyon olacağı varsayılırsa, kişi başına düşen yıllık su miktarının 1.120 m3’e düşeceği öngörülüyor.
- Kullanılabilen su kaynakları potansiyeli azalırken, Türkiye’nin su tüketim ihtiyacının önümüzdeki 25 yılda 3 kat artacak.
İş dünyasına tavsiyeler
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı Galya Frayman Molinas, “İş dünyasının su konusundaki farkındalığını artırarak, yakın gelecekte suya ilişkin ortaya çıkması beklenen sorunlara çözüm üretilmesine katkıda bulunmak en büyük gayemiz. İş dünyası su sorununun gerçek bir sorun olduğunu anlamalı ve risk yönetimine dahil etmeli. Bu süreçte çok taraflı işbirliği zeminlerinin oluşturulması; tarım, sanayi ve evsel kullanımlarda inovasyon ve teknoloji altyapısının geliştirilmesi gerekiyor. Üretim süreçlerinde iyileştirmeler, üretilen ürünlerde su ayak izi düşürme çalışmaları ve tüketicinin de bu ürünlerin kullanılmasında özendirilmesi önemli diğer konular” diyor.
İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin su konusundaki önerileri ise temel başlıklar altında şöyle sıralanabilir:
SANAYİ
Su kaynakları ve su kaynaklarının bulunduğu bölgelerin su durumu, niteliksel ve niceliksel olarak incelenmeli, gelecek projeksiyonları yapılmalı, muhtemel senaryolar ve adımlar saptanmalı.
Üretim faaliyetlerinde suyu daha verimli kullanmayı ilke edinmeli, yeniden kullanım veya geri dönüşüm uygulamaları gerçekleştirmeli ve yeni teknolojilere yatırım yaparak bu yönde iyileştirmeler yapılmalı.
Tedarikçiler su politikası üretme konusunda teşvik etmeli.
Su kirliliğini engellemek için üretimde ortaya çıkan atık su arıtılmalı ve su havzalarının korunmasına hassasiyetle yaklaşılmalı.
İnovasyona odaklanarak su ayak izi daha düşük ürünler üretmeye yönelinmeli.
TARIM
Hem su tasarrufu hem de verim artışı sağlayan modern sulama tekniklerini kullanmalı.
Yer altı ve yer üstü sularının seviyesine bakarak, uygun ürün deseni seçilmeli.
Toprağın ve suyun daha etkin kullanılmasını sağlayacak toplulaştırma çalışmalarına devam edilmeli.
Gübre ve tarımsal ilaç kullanımına dikkat edilmeli, tarımsal kirlenmeyi azaltmak için tedbirler alınmalı.
EVSEL
Evde ve konutlarda suyun tasarruflu kullanımı özendirilmeli.
Su altyapılarındaki kaçaklar engellenmeli.
Kentsel atık suların arıtılmadan veya kısmen arıtılarak yüzey sularına deşarj edilmeleri engellenmeli.