Dönüşüm Sürecinde Küresel Finans (Global Finance in Transition) konulu konferansa katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, özellikle gelişmekte olan ülkelerde altyapı yatırımı ihtiyacı bulunduğuna işaret etti ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu tür ülkelerde altyapı yatırımları büyük önem taşımaktadır. Ancak birçok durumda ülkelerin bütçesi, yatırım amacıyla devlet parasının harcanması konusunda çok olumlu değil. Biz son birkaç yılda özellikle kamu ve özel sektör ortaklığı modellerini altyapı yatırımlarında daha çok kullanmaya başladık. Özel sektörün altyapı projelerine katılımını sağlamak, altyapı projelerini asgari düzeyde kamu kaynağı kullanarak gerçekleştirmek ideal bir yöntemdir. Süreklilik, güven ve öngörülebilirlik açısından kamu sektörünün sürece dahil edilmesi önemlidir.
İstanbul'a 3. havaalanı, 3. köprü, Marmaray, İstanbul-İzmir Otoyol projeleri kamu ve özel sektör ortaklığıyla yapılacak. Biz bu projelerde çeşitli taahhütlerde bulunuyoruz. Bazen trafikle ilgili teminatlar veriyoruz. Mesela İstanbul'daki 3. havaalanı projesinde ilk 12 yıl boyunca yaklaşık 330 milyon yolculuk bir garanti verdik. Zaten İstanbul'da yolcu trafiği bu düzeyde. Onun için devlet büyük bir riske girmiş olmuyor. Ama böyle bir garanti, özel sektör açısından proje finansmanının sağlanmasını kolaylaştırıyor".
İstanbul'daki 3. havaalanı projesinde özel sektörün yolculardan alabileceği para miktarında da belirli bir tavan belirlediklerini ve pahalı bir hava alanı olmasını istemediklerini ifade eden Babacan, "İstanbul'un rekabet içinde olduğu bazı şehirler olduğu için maliyetlerin belirli bir düzeyde tutulması gerekiyor. Yani 'Devletin cebine daha çok para girsin, fiyatlar yükselsin, trafik azalırsa azalsın' demiyoruz. Onun için burada çok hassas dengelerin tutturulması gerekiyor" dedi.