Türkiye Maliye’yi Kurtarmak için İstemeden Çevreci Oldu
Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya
Bankası’nın pazar günü Washington’da sona eren bahar toplantıları
sırasında konu bir ara fosil yakıtlarının sübvansiyonu
meselesine gelir.
Ekonomilerin ekolojiye uygunluğunun tartışıldığı sırada, ülkelerin akaryakıt
fiyatlarını sübvanse etmesine nasıl son verilebileceği tartışılmaktadır.
Toplantılarda Türkiye’yi temsil eden heyettekilerden Hazine Müsteşarı
İbrahim Çanakçı, bu sırada yanında oturan Merkez Bankası Başkan
Yardımcısı İbrahim Turhan’a döner ve “Bunların daha çok fırın
ekmek yemeleri lazım” der.
Türkiye lider ülke
Türkiye, başta Dünya Bankası’nın Türkiye Direktörü Ulrich
Zachau, uluslararası ekonomistler tarafından enerji politikasında,
artık dünyaya model olarak sunuluyor. Washington’daki toplantılar sırasında
Hürriyet’in sorularını yanıtlarken Zachau, şunları söyledi:
“Türkiye, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji gibi alanlarda dünyada lider.
Yatırım için Dünya Bankası’nın temiz teknoloji fonuna erişim sağlayan ilk ülke.
Dünyanın Türkiye’den öğreneceği şeyler var.”
Türkiye gezegenin kaynakları açısından sürdürülebilir olmayan büyüme
politikalarının sonuçlarını önceden kestirip çevreci
politikalar geliştirdiği için mi bu noktaya geldi? Hayır. Zaten İbrahim
Turhan da, “Türkiye bu işi aslında çevreyi değil Maliye’yi kurtarmak
için yaptı ama bu sayede istemeden çevreci ülke haline geldi” diyerek
konuyu çok dürüstçe özetledi.
Dünyaya örnek oluyor
Bugün Türkiye dünyanın en pahalı benzinini satarak, fosil yakıt tüketimine
darbe vuruyor. Büyük hacimli motorlara fahiş vergiler koyarak karbon
emisyonu yüksek araçların cazibesini azaltıyor. Otoprodüktörlük
uygulaması ya da rüzgar enerjisi yatırımlarına kredi kolaylığı
gibi yöntemlerle çevreye uyumlu projelerin önünü açıyor. Vergi
ve enerji politikasıyla Zachau’nun dediği gibi dünyaya örnek haline geliyor.
Marks’ın dediği doğru
Turhan’ın bu konuya yorumu ise şöyle: “Sonunda Marks’ın dediğine geleceğiz.
Parası olan çok ödeyecek, parası olmayan az ödeyecek. Gürül gürül benzin yakan
bir otomobil alıyorsan çok vereceksin. Az yakan, ekonomik bir araç kullanıyorsan
da daha az ödeyeceksin. Baktılar para yetiştiremiyorlar. O zaman o gürül gürül
benzin yakan otomobiller yerine daha az yakan araçlar üretecekler. Bu kadar
basit.”