Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, ‘1-7 Mart Deprem Haftası’ kapsamında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Deprem kuşağında yer alan ülkemizde riski depremin değil güvensiz yapıların oluşturduğunun bilinciyle hareket etmeliyiz. Kentsel dönüşüm kapsamında binalar üç gruba kategorize edilerek; ‘kesinlikle yıkılması gerekenler’, ‘güçlendirilerek kullanılabilecekler’, ‘deprem riski olmayan binalar’ olarak tasnif edilmelidir. Bina değil alan dönüşümü esas alınmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüme yönelik son açıklamasında, 300 bini İstanbul’da olmak üzere ülke genelinde acil dönüşmesi gereken 1,5 milyon konut bulunduğunu belirtti. İstanbul’da ise 7 bin 615 binanın acil şekilde yıkılması gerektiğini söyledi. 81 ilimizde bulunan toplam 1,5 milyon konutun 2023’e kadar dönüşmesi hedefleniyor. Dolayısıyla kentsel dönüşüm çerçevesinde acil dönüşmesi gereken konutların tespitine devam edilerek sürecin hızlandırılması çok olumlu bir adımdır.”
Yeni düzenlemelerle kentsel dönüşümün önü açıldı
Kentsel dönüşüm sürecinde 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek, bir otomobil ömrü kadar olan yapılar değil 100 yıllık yapılar inşa edilmesi gerektiğinin altını çizen Ferdi Erdoğan, “Yeni düzenlemelerle Deprem Yapı Yönetmeliği’ne uygun, su, ses, yangın yönetmeliklerine göre projelendirilmiş, Enerji Kimlik Belgesi alınmış, enerji, su ve atık yönetimi içeren, çevreye uyumlu, doğru malzemenin doğru yerde doğru şekilde kullanıldığı ve tüm bu sürecin doğru şekilde denetlendiği bir kentsel dönüşüm sürecinin önü açıldı. Dolayısıyla şimdiye kadar çoğunlukla kupon arazilerde sat-yap tarzı binaların yeniden yapıldığı ve gayrimenkul değerlendirme yatırımı olarak görülen bu yaklaşımı geride bırakmalıyız. Ayrıca tüm binaları yıkıp yeniden yapamayacağımıza göre, kentsel dönüşüm sürecinde binaları depreme karşı güçlendirme çözümünü de iyi değerlendirmeliyiz” dedi.
Güçlü bir denetim mekanizması gerekli
Depremlerin yer kabuğunun kaçınılmaz bir gerçeği olduğunu vurgulayan Ferdi Erdoğan, “Dünyada her yıl 500 bin deprem olur. İnsanlar bu depremlerin sadece 100 binini hisseder. Bu depremler arasında da 1-2 adet 8-9 şiddetinde sarsıntılar gerçekleşir. Türkiye’de ise her yıl 23 bin adet deprem meydana gelir. Türkiye’nin %92’si deprem kuşağı üzerinde yaşamaktadır. Ama önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, bu gerçekle birlikte yaşayabilmek ve bütün planları buna göre yapmaktır” diye konuştu.
Depreme dayanıklı, güvenli ve kaliteli yapıların inşa edilebilmesi için güçlü bir denetim mekanizması oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Ferdi Erdoğan, “Uzun ömürlü binaların inşasında denetim çok önemli. Denetimdeki aksaklıkları çözemezsek kalitesiz ve plansız yapılaşmadaki sorunların önüne geçmemiz mümkün değil. Dayanıklı tüketim malları için yapılan sorgulamayı binalar ve konutlar için yapmadığımız müddetçe, başımızı soktuğumuz konutlar dayanıksız tüketim malı gibi olmaya devam edecektir. Ayrıca depremle ilgili sadece kötü örnekler değil, iyi örnekler de ön plana çıkarılarak kamuoyunda bilinç oluşturulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.