Türkiye İkinci Brezilya Olabilir, IMF ile Anlaşma Şart Değil
Türkiye küresel krizde ayrıştığı ikizi Brezilya'dan rövanşı 2010'da almaya
hazırlanıyor. Avrupa'nın en büyük ekonomilerini uyaran kredi derecelendirme
kuruluşlarının Türkiye'nin notunu artırmalarının ardından bir iyi haber de
yatırım bankası Merrill Lynch'ten geldi. 2010 beklentilerini dün açıklayan ve
yeni yılda küresel ekonomi için olumlu bir resim çizen Merrill Lynch, "Türkiye
ikinci Brezilya olacak" dedi.
Fitch'den geçen hafta gelen not artırımının bunun en önemli göstergesi
olduğunu belirten Merrill Lynch analistleri, Türkiye'nin gidişatını Brezilya'nın
2001 krizi sonrası gösterdiği performansa benzetti. Merrill Lynch'in EMEA
ekonomisti Türker Hamzaoğlu "Türkiye'nin 2010'da finansman ihtiyacı olmayacak,
dolayısıyla IMF ile anlaşma yapılmasına artık gerek yok" dedi. İşler terse dönse
bile IMF'nin esnek kredi seçeneği olduğunu söyleyen Hamzaoğlu, "Buna da gerek
olmayabilir" diye konuştu. Cari açığın Türkiye'nin hâlâ yumuşak karnı olduğunu
belirten Hamzaoğlu'na göre yabancı doğrudan yatırımlar bu sorunun çözülmesine
yardımcı olacak.
Küresel kriz öncesine kadar hep kardeş piyasa olarak görülen Türkiye ile
Brezilya'nın yolları krizde ayrışmıştı. Gerek cari açık gerekse IMF ile olan
ilişkiler açısından Türkiye'ye fark atan Brezilya IMF'ye 4.8 milyar dolar kredi
vermek için anlaşmış, buna karşılık Türkiye IMF ile yeni kredi için görüşmeye
başlamıştı. Türkiye'nin cari açığı 2007'de 40 milyar dolara yaklaşırken ise
Brezilya artan petrol gelirleri sayesinde cari açığını finanse etme imkanı
bulmuştu. Küresel yatırımcı da cari açık riski olanlardan uzak durmaya
başlamıştı. Hal böyle olunca Türkiye ile Brezilya yatırımcının gözünde aynı
kategoride olmaktan çıkmıştı. 2009'un üçüncü çeyreğinde yüzde 1,3 büyüyen
Brezilya, 2001 krizi sonrası hızlı bir toparlanma sürecine girmiş, ilk olarak
IMF'ye borçlarını kapatmış, bankacılık sektöründe tekrar ulusal sermayeye yer
vermiş, IMF politikalarından ayrılması sayesinde de bir çok kilit sektörde kamu
yatırımlarına gitmişti.
Ülkeler bütçe testinden
geçiyor
Merrill Lynch'e göre son haftalarda Yunanistan, İrlanda ve İngiltere gibi
ülkeler bütçe açıkları ile adeta testten geçiyor. Merrill Lynch Portföy
Stratejisti Bill O'Neill'e göre ortada devasa kamu açıkları var ve bunlar sadece
ekonomideki iyileşme süreci ile yok olamayacak. Bu hafta S&P, Yunanistan ve
İspanya'yı negatif izlemeye aldığını açıklarken, Fitch de Yunanistan'ın kredi
notunu düşürdü ve görünümü negatife çevirdi. Yunanistan'ın not indiriminin
ardından İspanya'ya not uyarısında bulunulmasının Avrupa genelinde domino etkisi
yapacağı ve yeni indirimlerin olabileceği anlamına geldiği düşünülüyor. Tüm
bunlar olurken Fitch'in Tükriye'nin notu'nun BB+'ya yükseltmesi ise işlerin
Türkiye'nin avantajına döndüğünün işareti olarak görülüyor.
Merrill Lynch'e göre 2010 yılı şu ana kadar görülen trendin terse döndüğü
oldukça "ilginç" bir yıl olacak. Küresel piyasaların artık "finansal kıyamet"ten
kurtulduğunu söyleyen Merrill Lynch'e göre bu yıl sürekli kan kaybeden dolar
2010'da değer kazanmaya başlayacak, bu da emtia ürünlerinin çekiciliğini
azaltacak. Euro/dolar paritesi ise 1.30 seviyesine kadar gerileyecek. Sene
başından beri hızlı yükselişte olan altının ons fiyatı fiyatı ise 2 bin ya da 3
bin dolarları görmeyecek. 2010'da küresel ekonomide büyüme bayrağı da artık
tüketiciye devredilecek. Tüketicinin küresel iyileşmeyi sırtlayıp sırtlamadığı
ise 2010 ortasında gelecek ilk verilerle ortaya
çıkacak.
TCMB faizi yüzde 8'e çıkarır
ABD ve Avrupa Merkez Bankası'nın izledikleri politikaların "gösterge"
olmaktan çıkacağını söyleyen uzmanlar, gelişmekte olan piyasalar ile gelişmiş
piyasaların merkez bankaları arasında ayrışmanın başlayacağını öne sürdü. FED'in
2010'da faiz artırmayacağını söyleyen Merrill Lynch, Avrupa Merkez Bankası'nın
2010'un ikinci yarısından sonra faiz artıracağını söyledi. 2010 yazında ise
İsveç, Japonya ve İngiltere'den faiz artırımları gelecek. Türker Hamzaoğlu,
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) 2010 sonunda faizini yüzde 8'e
kadar çıkaracağını öne sürüyor. Hamzaoğlu'na göre TCMB'nin faiz artırımı
enflasyon endişelerinden kaynaklanmayacak, iyi sinyallerin sürmesi halinde
iyileşmeyi "teyit etmek" amacıyla yapılacak. Zaten kriz boyunca "birlik"
görüntüsü sergileyen merkez bankalarının para politikalarında ayrışmaya
başladığı hissediliyor. Artık krizden çıkışta ortak küresel para politikası yok,
iki yeni kamp var: Faiz artıranlar ve gevşek para politikasına devam edenler.
ABD sıfır faizde ısrar ederken son olarak Japonya da ABD'ye katıldı. Bu hafta
içinde açıkladığı 80 milyar dolarlık yeni harcama paketi ile gevşek para
politikasına devam sinyali verdi.
Dolar değer
kazanacak
* Küresel krizde ikinci dip yaşanmayacak, iyileşme "tik" şeklinde olacak *
Küresel büyüme oranı yüzde 4,3 olacak, Türkiye yüzde 5 büyüyecek * Dolar
yeniden değerlenecek, parite 1,30'a gerileyecek * Altın 1500 dolar civarında
seyredecek, bakır, nikel ve çinko cazip olacak * 2010'da devasa bütçe
açıkları ve kamu borçları en önemli sorun olacak * Türkiye kendi bölgesinde
en az borçluluk oranına sahip olduğu için avantajlı * FED 2010'da da faiz
artırmayacak, Avrupa yılın ikinci yarısından sonra artırıma geçecek *
İngiltere, İsveç ve Yeni Zelanda'dan faiz artırımları gelecek * En büyük
toparlanmalar EMEA bölgelerinde, Asya ve Latin Amerika'da görülecek *
Enflasyon oranları düşük kalmaya devam edecek. * Merkez bankaları arasında
ayrışma başlayacak, gelişen piyasaların merkezleri daha aktif hale gelecek. *
2010'da iyileşme hissedileceği için yatırımcı güvenli liman olarak sığındığı
tahvil piyasasından çıkacak ve hisse senetleri piyasalarına geri dönüş
yapacak