Prof. Dr. Bektaş, 2012'de oluşan 8,6 büyüklüğündeki Hint Okyanusu depreminin, küresel ölçekteki artçılarının, Nepal-İran-Türkiye deprem enerjisi taşınma hattının varlığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Büyük depremlerin enerjisinin sadece yer üstünde etkili olmadığını belirten Bektaş, "Büyük depremlerin enerjisi yerin derinliklerine de yayılarak, zamanla binlerce kilometre uzaklıktaki depreme hazır fayları tetikleyebilmektedir. Bu nedenle Türkiye'deki depremlerin bağımsız olmadığı, Güneydoğu Asya'dan gelen büyük deprem enerjisinin etkisi altında kaldığını söylemek mümkündür" dedi.
Bektaş, daha önce Güneydoğu Asya'dan Türkiye'ye uzanan bir deprem kuşağı oluştuğunu dile getirerek, "Gerçekten de 1935-1964 arasında Güneydoğu Asya'dan Türkiye'ye doğru uzanan 7 ila 8 büyüklüğündeki bir deprem kuşağı oluşmuştur. Bu deprem kuşağında, 1939-1964 arasında Türkiye en büyük depremlerinden biri olan 7,9 büyüklüğündeki 1939Erzincan depremini yaşamış, daha sonra da Kuzey Anadolu Fayı boyunca doğudan batıya doğru göç eden 7'den büyük deprem serisi gerçekleşmiştir" diye konuştu.
Nepal'deki depremler
Nepal'de yaşanan depremlerin Türkiye açısından önem arz ettiğine dikkati çeken Bektaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"12 Mayıs 2015'te Nepal'de tekrar yaşanan 7,4 büyüklüğündeki depremle, son 6 ayda Güneydoğu Asya'da gerçekleşen 7'den büyük deprem sayısı 8'dir. Nepal'de ve yakın çevresinde son 6 ay içerisinde oluşan 7'si büyük 8 deprem, Türkiye için bir tehdit unsurudur. Bu tür 7'den büyük depremlerin yerin derinliklerine bırakarak biriktirdiği toplam deprem enerjisinin, zamanla batıya doğru göç ederek, 1935-1964 arasında olduğu gibi Uzakdoğu'dan Türkiye'ye doğru uzanan yeni bir büyük deprem kuşağı oluşturması mümkündür."