Türkiye Hazır Beton Birliği Yeni Yönetimini Seçti



THBB’nin 26. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 9 Şubat Cumartesi günü İstanbul Kavacık’taki merkez binasında yapıldı. Yapılan seçim sonucu, 27 - 28. dönemlerin (2013-2014) Yönetim Kurulu Üyeleri, Ayhan Güleryüz (Nuh Beton), Yavuz Işık (Yiğit Beton), Halit İnci (İnci Beton), Ayhan Paksoy (Paksoy Beton), Cenk Eren (Betonsa), Ender Kırca (Orbetaş Beton), Fatih Vardar (Bursa Beton), İrfan Kadiroğlu (Batı Beton), Kenan Kurban (Kar Beton), Mehmet Ali Onur (Onur Beton), Mustafa Ulucan (Ulu Beton), N. Tamer Sağır (Muhammet Gümüştaş Hazır Beton), Osman Kabil (Sitaş Beton), Önder Kırca (Çimsa), Remzi Onurhan Kiçki (Cimpor Yibitaş) olarak belirlendi. Denetim Kurulu Üyeleri olarak ise Abdürrahim Eksik (Betoçim), Osman Ersoy (Limak Beton), Sadık Kalkavan (Kumcular Beton) seçildiler.

Yeni seçilen Yönetim Kurulu yapmış olduğu görev dağılımında, Ayhan Güleryüz’ü Yönetim Kurulu Başkanlığı'na, Yavuz Işık’ı Başkan Vekilliği'ne, Halit İnci’yi de Muhasip Üyeliğe seçerek Başkanlık Divanı’nı oluşturdu.

THBB hazır beton sektöründe kalitenin çıtasını yükseltiyor

Genel Kurulda konuşan THBB Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güleryüz, Türkiye Hazır Beton Birliği’nin Kalite Güvence Sistemi’nin sürekli denetiminde standardlara uygun üretim yapılması başta olmak üzere getirdiği üyelik kriterleriyle hazır beton sektöründe kalitenin çıtasını yükselttiğini söyledi. Depreme karşı dayanıklı ve uzun ömürlü yapıların inşası için çeyrek asırdır uğraş veren THBB’nin bugüne kadar yaptığı çalışmalarla ‘kaliteli betonun simgesi’ olduğunu ifade eden Güleryüz, bu yıl kuruluşunun 25. yılını kutlayacak olan Birliğin, kurulduğu günden bu yana betonun sadece yaygın kullanımı ve kalitesi için değil üretilen bilgi ve deneyimi çeşitli kanallarla hazır beton sektörüne, inşaat sektörüne ve halka aktarmaya çalıştığını ve düzenlenen kongreler, fuarlar, seminerler, mesleki eğitim kursları, dergi ve broşürler başta olmak üzere yayınlar ile sektörün bilgi birikimini her geçen gün bir adım daha ileri taşıdığını belirtti.

AyhanAyhan GüleryüzSektörün bir çok sorunu olduğuna dikkat çeken Ayhan Güleryüz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Son yıllarda inşaat yapımlarının da artması sonucu hazır betona olan talep de artmıştır. Bu hızlı büyüme ve talep artışı tabii ki önemli sorunları da beraberinde getirmiştir. Sektöre beton konusunda fazla bilgisi olmayan birçok kişi girmiş ve bu firmalar hiçbir denetime tabi tutulmadan üretime başlamış ve sektöre girişte teknik yeterlilik istenilmemiştir. Kalitesiz ve merdiven altı üretimi engellemek için beton üreticilerinin sürekli denetlenerek ürettikleri betonun kalitesini belirli bir standart altına almak gerekiyor. THBB olarak, üyelerimizi Kalite Güvence Sistemi denetimlerine tabi tutup, standartlara uygun hazır beton üretilmesini sağlıyoruz, standart dışı beton üretenleri cezalandırıyoruz. Ancak üreticilerin bazı kısmı üyemiz değil, KGS tarafından denetlenmiyor ve kontrolsüz hazır beton üretiyor.
Ülkemizde beton üretiminde tek etkin denetim KGS tarafından yapılmaktadır. Bu denetimlerde, beton üretim tesislerinin yerinde denetiminin yanı sıra habersiz ürün denetimleri de yapılmaktadır. Hazır betonda kaliteli üretim için KGS’nin uyguladığı denetim sistemi esas alınarak tüm tesisler ciddi bir şekilde denetlenmelidir, denetim için KGS’ye yetki verilmelidir.

Deprem Yönetmeliği hükümleri uyarınca, deprem bölgelerinde C20 dayanım sınıfının (200 kg/cm2 mukavemet) altında beton kullanılamaz. Ancak bu dayanım sınıfı durabilite (uzun ömür) açısından yeterli değildir. Yapıların uzun ömürlü olması ve depreme karşı dayanımlarını koruması için Deprem Yönetmeliği’nin bu hükümleri değiştirilerek, taşıyıcı sistemlerde kullanılacak asgari beton dayanım sınıfı C30’a yükseltilmelidir.

Sektörün gelişimi için gerekli olan bir diğer düzenleme ise, hazır beton sektöründeki araçların trafik saatleri uygulamasıdır. Uzun ömürlü ve depreme dayanıklı yapı üretimi için, betonun inşaatlarda zamanında ve tekniğine uygun şekilde işlenmesi gerekmektedir. Şöyle ki: kolon, kiriş vb. taşıyıcı yapı elemanlarının beton dökümlerinin bir seferde yapılması gerektiği için trafiğe çıkış saatlerinin Avrupa ülkelerinde olduğu gibi düzenlenmesi gerekiyor”.