Ernst & Young'ın 'Hızlı Gelişen Pazarlar Raporu' yayımlandı. Rapora göre 2022 yılında aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 25 ülkede yıllık geliri 35 bin doların üzerinde olan kişi sayısı 200 milyona ulaşacak. Türkiye'de bu gelire ulaşması beklenen kişi sayısının 10 milyon olacağı tahmin edilirken, Çin'de 80 milyon, Brezilya ve Rusya'da ise 15 milyon kişi olacağı öngörülüyor.
Aralarında Türkiye'nin yanı sıra Çin, Brezilya, Arjantin, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri, Polonya, Gana ve Kazakistan'ın bulunduğu 25 ülkeye ait ekonomik tahminlere yer verilen raporda önümüzdeki dönemde söz konusu pazarlarda orta sınıfın önemli ölçüde genişleyeceği ifade ediliyor.
Ülkelerin ekonomik büyümelerine ilişkin tahminlerin de yer aldığı raporda Türkiye GSMH'sinde 2014 yılında yüzde 3,3'lik bir artış beklendiği kaydedildi.
Türkiye ekonomisinin, 2013 yılı ortasından beri yaşanan bozulmaya rağmen büyümeye devam ettiği belirtilen raporda, "Öte yandan yatırımcıların risk almaya daha az gönüllü olduğu bir dönemde, cari açığı kapatmak için duyulan büyük miktarlı dış finansal kaynak ihtiyacı Türk Lirası'nda değer kaybının süreceği anlamına geliyor. Hane halkı ve şirketler kısa vadede daha ihtiyatlı olacak. Bütün bunları göz önünde tutarak 2013 yılında gerçekleşen yüzde 4,2'lik büyümenin ardından 2014 yılında Türkiye'nin gayri safi milli hasılası yüzde 3,3 büyüyecek" ifadelerine de yer verildi.
Ekonomik büyümeye ilişkin uzun vadede duyulan iç güven hala yüksek
Hızlı Gelişen Pazarlar Raporu'nda Türkiye'nin özellikle döviz kurunun rekabetçi olduğu koşullarında, büyümek için global ekonomik toparlanmadan yararlanması gerektiği belirtildi. Ekonomik büyümeye ilişkin uzun vadede duyulan iç güvenin hala yüksek olduğu vurgulanan raporda, Türkiye'nin GSMH büyümesi 2015 ve 2016 için yüzde 5 olarak tahmin edilirken, enflasyonun da makul seviyelerde kalması bekleniyor.
Raporda, GSMH'ye oranı yüzde 7'den daha fazla olması beklenilen cari açığın endişe unsuru olarak kalmaya devam edeceğinin altı da çizildi.
2013'teki nispi yavaşlamanın ardından hızlı gelişen 25 ülkenin toplam ortalama büyümesinin 2014 yılında yüzde 4,7'ye, 2015 yılında ise yüzde 5'e çıkacağı tahmin edilen raporda, global ölçekli sıkı para politikalarına doğru bir şekilde yanıt verilememesi durumunda söz konusu ülkelerden sermaye çıkışları yaşanacağı, para birimlerinde zayıflama olacağı tahmin ediliyor. Bunlara bağlı olarak da büyümenin 2014'de yüzde 3,7, 2015 yılında ise yüzde 2,8'le sınırlı kalacağına dikkat çekiliyor.
"Orta vadede hızlı gelişen pazarlar, cazibesini korumak adına hala önemli avantajlara sahip"
Rapora göre orta vadede hızlı gelişen pazarlar, cazibesini korumak adına hala önemli avantajlara sahip. Raporda, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve temel ekonomik reformların yapılmasının bu ülkelere yatırımcı çekmek adına kayda değer katkılar sağlayacağı dile getiriliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Müşfik Cantekinler, iş dünyasının hızlı gelişen pazarlarla ilgili aksiyon belirlerken kısa vadeli riskleri bir bahane olarak görmemesi ve uzun vadeli demografik ve ekonomik değişikliklerin yarattığı fırsatları dikkate alması gerektiğini bildirdi.
Amerika kıtasındaki hızlı gelişen pazarların ivme yakalamak için ciddi mücadele verdiği aktarılan raporda, şunlar da kaydedildi:
"Sıkı para politikaları Brezilya üzerinde baskı yaratırken, Meksika ise yaptığı enerji reformları ile özel sektörden yatırım çekecek ve hızlı büyümenin tetikleyicisi olacak. Çin'in sürekli büyümesi Asya'yı taşımaya devam ederken Tayland'daki politik riskler büyüme için ciddi bir risk oluşturuyor. Hindistan'ın kredi pazarını genişletmesi durumunda büyüme oranı beklentilerin üzerinde gerçekleşerek 2016-2020 yılları arasında yüzde 8'in üzerine çıkacak. Bu durum da dünya ticaretinde daha fazla fırsat yaratacak. Hindistan'ın büyüme potansiyeline karşın önümüzdeki aylarda yapılacak seçimler bir belirsizlik yaratacak. Almanya, Avro Bölgesi'nin resesyondan çıkmasına yardımcı olacak. Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde endüstriyel üretim giderek güçlenecek".