Yüzyılımızın en büyük tehdidi olan iklim değişikliği, doğal kaynakların
gereğinden fazla tüketildiğinin en belirgin göstergesi. Karbon ayak izi,
insanlığın ekolojik ayak izinin büyük bir bölümünü oluşturuyor ve hızla artıyor.
Öyle ki karbon ayak izi 1970 yılına kıyasla iki katına çıktı. Atmosferde biriken
karbondioksit, insanlığa iklim değişikliği olarak geri dönüyor.
Türkiye'de tüketimin ekolojik ayak izi 209.6 milyon küresel hektar olup kişi
başına düşen ekolojik ayak izi 2.8 küresel hektara denk geliyor. Türkiye
1974'den beri ekolojik borçlu ülkeler arasında yer alıyor. 2006'dan beri,
talebin bir kısmı ithalat yoluyla karşılanmasına rağmen ekosistemin kendini
yenileme hızından daha hızlı üretim gerçekleşiyor. Türkiye'deki ayak izinin
büyük bir kısmı gıda sektöründe gerçekleşiyor.
Doğa yetişemiyor
Küresel Ayak İzi Ağı Başkanı Mathis Wackernagel konuyla ilgili olarak "Bütün
yıl ihtiyacımız olan doğal kaynağı dokuz ayda tüketiyoruz. İklim değişikliği,
biyolojik çeşitliliğe yönelik tehditler, ormansızlaşma ve su krizi açıkça
gösteriyor ki doğa mevcut tüketimimizi karşılayamıyor" diyor. Bugün ortalama bir
Amerikalı için beş, bir Avrupalı için üç, Türkiye'de yaşayan ortalama bir
vatandaş için iki dünya gerekiyor.