Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi Sonuç Bildirgesi



Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, 11-13 Mayıs tarihleri arasında Ankara'da düzenlenen 22. Uluslararası Madencilik Kongresinin sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede üç gün süren Kongre'de dile getirilen görüş ve önerilere yer verildi.

İçinde bulunulan yüzyılda da madencilik faaliyetleri olmaksızın insan yaşamının refah içinde sürdürülebilmesi olasılığının bulunmadığı belirtilen bildiride, madenlerin milyonlarca yılda oluşan ve tüketildiğinde yenilenemeyen kaynaklar olduğu, bu nedenle çok iyi planlanarak kamu yararına değerlendirilmesinin önemli olduğu vurgulandı.

Birçok ülkede madencilik endüstrisinin ''özelleştirme, liberalleşme ve küreselleşme''nin etkisi altında çalkalanıp durduğu, bu durumun ciddi boyutta insani ve sosyal sorunlara yol açtığı ifade edilen bildiride, Türkiye'de uzun yıllardır uygulanan madencilik ve çevre politikalarının sonucu olarak madenlerin yağmalandığı ve sağlıklı çevrede yaşama hakkının tehdit altında bırakıldığına dikkat çekildi.

Bildiride, Türkiye'nin doğal kaynaklar açısından önemli bir potansiyel taşımasına rağmen ülke ekonomisinde madenciliğin önemli bir yeri olduğunun söylemediği ifade edilerek, ''Sektörün, GSMH içindeki payı yüzde 1,5 dolayındadır. Oysa bu oran pek çok gelişmiş ülkede daha yüksektir. Madencilikte en önemli politikamız, ülkemizi hammadde üretip satan bir ülke olmaktan çıkarıp, katma değeri yüksek nihai ürünlerde söz sahibi bir ülke konumuna getirmek olmalıdır'' denildi.

Madencilik sektöründe yaşanan iş kazalarının artarak sürdüğü hatırlatılan bildiride, ''Madencilik sektörü, doğası gereği özellik arz eden ve bu nedenle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş koludur. Odamız kayıtlarına göre, 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı 92'ye çıkmıştır. 2010 yılında 105 kişi iş kazalarında hayatını kaybetmiştir. 2011 yılında ise bugüne kadar 27 maden emekçisi yaşamını yitirmiştir. Ancak bu sayının daha yüksek olduğu tahmin edilmekte ve hayatını kaybedenler içerisinde maden mühendisi meslektaşlarımız da bulunmaktadır'' ifadelerine yer verildi.

Oluşumunda hiçbir kişinin ya da sınıfın emeği olmadığı için madenlerin, insanlığın ortak değerleri olduğu, bu nedenle toplumların refahı ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçları doğrultusunda üretilmeleri gerektiği belirtilen bildiride şöyle denildi:

''1980'li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans gibi yanlış uygulamalar, kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, teknik ve altyapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmuştur. Kazaların önlenebilmesi için insanı merkeze koyan, çalışanı koruyan bir mevzuatın acilen hazırlanması ve uygulanması olmazsa olmaz bir önceliktir. Bu konuda TMMOB'un, Odamızın ve ilgili tarafların görüşlerinin dikkate alınması sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır.''