Türk Yatırımcısı Olsam Nükleer Yerine Rüzgara Yatırım Yapardım



Washington Post tarafından "dünyanın en etkili düşünürlerinden biri" olarak gösterilen 84 yaşındaki Lester Brown, "Türk yatırımcısı olsam nükleer enerjiye değil, rüzgara yatırım yaparım" dedi.

Lester Brown 84 yaşında, dal gibi ince bir delikanlı. TEMA’nın 15. yıl etkinlikleri çerçevesinde Türkiye’ye gelen çevre analisti, bilimsel tarım uzmanı, Brown, Washington Post tarafından "dünyanın en etkili düşünürlerinden biri" olarak ilan edilmiş.

50’ye yakın kitapta imzası var

Dünya Gözlem Enstitüsü ile Yerküre Politika Enstitüsü’nün kurucusu. Santralistanbul’daki konferansında son kitabı "Plan B 3.0 Uygarlığı Kurtarmak İçin Harekete Geçmek" ile ilgili konuşan Brown ile, ünlü manken Kate Moss’u ağırlamanın tatlı telaşı içerisinde olan Les Ottomans Oteli’nde buluştuk.

Hükümetler baskı altında

Açlık, küresel ısınmaya bağlı doğal afetler, petrol fiyatlarının çılgın yükselişi. Uzmanlara göre bunlar yerküremizde işlerin çığrından çıktığını gösteriyor. Ne dersiniz?

Dünya tarihinde ilk kez çeşitli eğilimler kesişiyor. Petrol ve tahıl fiyatlarının son 2 yılda zirvede olması. Tahıl stoklarının azalması. Küresel ısınma, kuraklık, susuzluk gibi şeyler. Bunların hepsinin bir arada olması dünya için yeni birşey. Dolayısıyla bunlarla nasıl başa çıkacağını bilemeyen hükümetler aşırı baskı altında. Beni en çok kaygılandıran husus bu baskıya dayanamayan devletlerin çöküyor olması. Somali, Sudan, Haiti, Kongo gibi örnekler var. Bu ülkelerde artık gıda güvenliği yok. Daha kaç devlet çökecek?

Petrolde üçüncü bir şoktan söz ediliyor. Sizce bu doğru mu?

Arz ve talep konusunda dengesizlik olduğu sürece artacak. Fiyatın sınırını bilmiyoruz.

Türkiye Kyoto Protokolünü imzalama kararını aldı. Sizce fazlasıyla gecikmedik mi?

ABD sizden beter. Artık kaybedecek vaktimiz yok. Kyoto’nun bitmesine dört yıl kaldı ve yeni protokol için görüşmeler yıllarca sürebilir. Bu noktadan sonra ülkeler kendi başlarına da birşeyler yapmalı. Grönland’daki buz tabakası hızlı eriyor. Deniz seviyesi yükseliyor. Trendi tersine çevirmeliyiz. Yenilenebilir enerjiye dayalı yeni ekonomik sistem oluşturmak zorundayız.

Türkiye nükleer enerjiye ağırlık verme eğiliminde. Bu konuda ne diyorsunuz?

Bu bir hatadır. Nükleer reaktör çok masraflı bir yatırım. Atıklar ne olacak? ABD’de yıllardan beri bu atıklar birikiyor. Çok sayıda ülke bu atıklarla başa çıkamıyor. Ayrıca nükleer reaktörü kazalara karşı sigortalayacak bir şirket bulmak gerek ki yeryüzünde böyle bir sigorta şirketi olacağını sanmıyorum. ABD en son 29 yıl önce nükleer reaktör sipariş edilmiş. Wall Street nükleere asla bulaşmaz. Riskli bir iş.

Yani Türkiye için asla tavsiye etmiyorsunuz?

Hayır. Çok masraflı. Yapımı yıllarca sürebilir oysa bir rüzgar çiftliğini bir yılda kurabiliyorsunuz. Türkiye rüzgar çiftlikleri kurmak için ideal konumda. Kıyılarınız çok uzun. Ben Türk yatırımcısı olsaydım nükleer yerine yenilenebilir enerjiye yatırım yapardım. Güneş enerjisi de önemli.

Son kitabınız Plan B 3.0’da şöyle bir cümlenizin altını çizdim: "Siyasi liderliğin ölçütü artık vergi sistemini yeniden yapılandırmaktaki başarı olacak." Bu cümlenizi biraz açar mısınız?

Piyasanın en zayıf yanlarından biri dolaysız maliyetleri harcamalara eklemeyi becermemesi. Dolaysız maliyetleri fiyatlama sistemine entegre etme kararını veren siyasiler gelecekte başarılı sayılacak. ABD’de sigaranın -hastalıkların tedavisi vs.- topluma maliyetinin paket başına 10.47 dolar olduğu hesaplanmış. Bu maliyetin vergiye yansıtılması gerek. Ancak vatandaşın fazla vergi ödemesi gerekmiyor. Gelir vergileri düşürülürken, çevreye zararlı faaliyetlere uygulanan vergiler artmalı. Bu dolaysız maliyetleri biz ödemezsek yarın çocuklarımız ödeyecek.

Son kitabınızda özellikle nüfusa istikrar kazandırmanın önemine değiniyorsunuz. Türkiye’de geçenlerde Başbakan Erdoğan’ın "üç çocuk yapın" polemiğini yaşadık. Böyle çağrıda bulunan başka bir lider var mı?

Tam aksine. Çinli liderler 20 yıl önce, nüfus artışı duruncaya kadar tek çocuk istiyoruz dediler. İranlı liderler cesur kararlar aldılar. İran erkekleri kısırlaştıran ilk Müslüman ülke. Üç çocuklu ailelerle nüfusun artma eğilimini koruyacağı hesaplanmış. Bir çocukla ise toplumlar küçülmeye eğilimine giriyor. Uzun vadede istikrarlı nüfus artışı iki çocukla sağlanabilir. Nüfus özellikle gelişmekte olan yoksul ülkeler için bir tehlike. Zira bununla ilgili gıda pahalılığından susuzluğa kadar sürüyle sorunla başa çıkamıyorlar.

82 yaşındaki petrol kralı 12 milyar doları rüzgara yatırdı

Brown’ın anlattığına göre, Teksaslı petrol kralı milyarder T. Boone Pickens yaklaşık iki yıl önce dünyanın en büyük "rüzgar çiftliğini" kurmaya karar veriyor. 4 bin megavatlık rüzgar çiftliğini kurmak için gözünü kırpmadan 12 milyar dolarlık yatırım yapıyor. Pickens, 1950’lerde petrol işine atılmış.

Kısa sürede bir petrol imparatorluğu kurmayı başarmış. Peki 82 yaşındaki petrol kralı neden aniden sıkı bir çevreci kesilmiş? Lester Brown’a bakılırsa, Pickens dünyanın petrol üretiminde "sona" yaklaştığını hissetmiş.

Yılda 5 milyar varil petrol ithal eden ABD ekonomisinin de tehdit altında olduğunu düşünmüş. İki nükleer reaktör parasıyla dünyanın en büyük rüzgar çiftliğini kurmaya soyunmuş.

Brown "Pickens hesabını yapmış. Rüzgar işinden karlı çıkacak" diyor.

Ted Turner, Plan B Takımı’nın kaptanı

Lester Brown, çevre için alternatif çözümler öneren ilk Plan B kitabını dört yıl önce yayınlamıştı.

Plan B 2.0 iki yıl önce yazıldı. TEMA’nın Türkçeye çevirdiği Plan B 3.0 ise 2007 yılı sonunda piyasaya çıktı. Plan B kitaplarını satın alıp, devlet başkanlarına, politikacılara, dev şirketlerin CEO’larına, ünlü milyarderlere dağıtım işini üstlenen kişilere Lester Brown "Plan B Takımı" adını vermiş.

İki yıl önce yazılan kitabı Fortune 500 listesindeki CEO’lar ve dünyada 672 milyarder dahil 3 bin 600 kişiye ulaştırmayı başaran CNN’in kurucusu TED Turner Plan B Takımı’nın kaptanı seçilmiş.