Türk Plastik Sektörü Dünya 6'ncısı Oldu



Türk plastik sektörü 2015 yılında 8,6 milyon tona ulaşan üretimiyle Avrupa ikinciliğini korurken, dünya plastik liginde 7. sıradan 6. sıraya yükseldi.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) açıklamasına göre, çoğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 6 bin 500 civarında üretici firmanın faaliyet gösterdiği ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan plastik sektörü, 2015 yılında ülke ekonomisine 13 milyar dolarlık katkı sağladı. Sektör, geçen yıl yakaladığı başarılı üretim grafiği ile Avrupa'da ikinciliğini devam ettirdi. 2014 yılında dünya sıralamasında 7. olan sektör, 2015'te yüzde 2,7 payla 6. sırada yer aldı.

Plastik sektörü 2015 yılında büyümeyi üretimde yakaladı. Sektörün 2015 yılında mamul üretimi bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 3,2 artışla 8,6 milyon tona yükseldi, değer bazında ise yüzde 6,6 azalışla 32,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Değer bazındaki gerilemede, petrol fiyatlarındaki düşüş ve euro/dolar paritesindeki dalgalanmalar etkili oldu.

Plastik sektörü kapasitesini yüzde 73 kullandı

Geçen yılki 8,6 milyon tonluk toplam plastik mamul üretimi içinde 3,4 milyon tonla plastik ambalaj malzemeler ilk sırada yer alırken, bu ürün grubunu 1,9 milyon tonla plastik inşaat malzemeleri takip etti. Plastik sektörü söz konusu üretimle kapasitesini yüzde 73 kullandı. Sektörün 2015 yılında iç pazardaki tüketimi miktar bazında önceki yıla göre yüzde 4,1 oranında artarak 7,6 milyon tona yükseldi.

Sektörün 2015 yılında makine teçhizat yatırımı yüzde 3 azaldı ve 839 milyon dolar olarak gerçekleşti. Plastik sektörü 2003-2015 yılları arasında yüzde 78'i ithalatla olmak üzere toplam 8,1 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yapmış oldu.

Türk plastik sektörünün mamul ihracatı 2015 yılında 2014'e kıyasla miktar ve değer bazında geriledi. Miktar bazında ihracat yüzde 1,6 düşüşle 1,58 milyon ton, değer bazında ihracat yüzde 12,8 düşüşle 4,34 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2015'te plastik sektörünün en çok plastik mamul ihracatı yaptığı ülkeler Irak, Almanya ve İngiltere olarak sıralandı.

İthalatta ödenen vergiler rekabeti olumsuz etkiliyor

PAGEV 2015 değerlendirmesine göre, sektörün en önemli sorunu olan hammadde ithalatındaki yüksek vergi problemi 2015 yılında da devam etti. 2014 yılına kıyasla sektörün hammadde ithalatı miktar bazında yüzde 3,7 artarak 6,3 milyon tona ulaşırken, değer bazında yüzde 15,1 azaldı ve 9,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye plastik sektörünün 2015 yılında toplam plastik hammadde üretimi yaklaşık 1 milyon ton civarında gerçekleşti. Aynı dönemde plastik hammadde ihracatı miktarda yüzde 2,6 artışla 688 bin tona yükseldi, değerde ise yüzde 17 azalışla 933 milyon dolar oldu. Sektör 2015 yılında en çok hammadde ihracatını Almanya, Mısır ve Rusya'ya yaptı.

"Yurt içindeki plastik tüketimi sektörü yüzde 4,1 büyüttü"

Açıklamada görüşlerine yer verilen PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Türk plastik sektörünün 2015'teki ihracat performansıyla ülke ihracatından yaklaşık yüzde 3,6 pay aldığını ve ihracatçı ilk 10 sektör içinde yer aldığını belirtti. Eroğlu, şunları kaydetti:

"Yurt içindeki plastik tüketimi sektörümüzü yüzde 4,1 büyüttü. Her yıl Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) üzerinde büyüyen bir sektörün temsilcileri olarak ihracatta miktar ve değer bazında yaşadığımız düşüşler nedeniyle büyüme önceki yıl ile aynı seviyelerde kaldı. Plastik için en kötü senaryo GSMH kadar büyümek ve maalesef bu sene bu gerçekleşti.

Yüzde 85 oranında olan plastik hammadde ithalatı sektörün performansını olumsuz etkiledi. İthalatta Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dışındaki ekseri ülkeye gümrük vergisi uygulanıyor ve bu durum Türk plastik üreticilerinin rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. AB, sanayicilerinin rekabetçiliğini korumak üzere 'Askıya Alma ve Tarife Kontenjanı' sistemi uyguluyor. Buna göre Türkiye ve AB'de üretimi bulunmayan hammadde ve ara mamul niteliğindeki ürünler için askıya, AB ve Türkiye'de üretimi bulunan ancak yetersiz olan hammadde ve ara mamul niteliğindeki ürünler için ise tarife kontenjanına yani kotaya tabi tutuluyor."

Eroğlu, Türkiye'de yeteri kadar üretilmeyen polipropilen (PP) için yaptıkları kota başvurularına hem AB'li üreticilerin itiraz etiklerini hem de AB pazar durumuna göre kapasite ayrılarak kendilerine kısıtlı hammadde verildiğini dile getirdi. Bunların yanı sıra, verilen hammaddelerin fiyatlarının da farklılık gösterdiğini ifade eden Eroğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Bu durum ülkemiz plastik endüstrisinin rekabetçiliğini azalttığı gibi tedarik yönünden de zor durumda bırakıyor. Bakanlığımızdan yerli üretimi yeterli olmadığından ithal edilen plastik hammaddeler için vergisiz kota oluşturulmasını talep ediyoruz. Söz konusu kotanın verilmesi halinde hem Türk plastik sektörü çok daha ileri gidecek hem de Türkiye ekonomisi kazançlı çıkacaktır. Bu konuda Bakanlığımıza hem AB ile Gümrük Birliği güncelleme süreci ile ilgili teklifimizi hem de kota talebimizi ilettik, süreci takip ediyoruz."