Tunus'ta başlayarak diğer Orta Doğu ülkelerine sıçrayan ve adına
''Arap Baharı'' denilen ayaklanmalarda Türkiye en çok zararı Libya'da gördü ve
son dönemde Türkiye'nin dünyada ihracatı donan tek ülke Libya oldu.
Türkiye'nin Arap ülkeleri arasında ihracat listesinde 15'inci, müteahhitlik
hizmetleri listesinde ise 2'inci sırada yer alan Libya'da yaşanan iç savaşta,
muhaliflerin Trablus'a girmesiyle Kaddafi döneminin bittiğini düşünen
ihracatçıların gözü ülkenin bundan sonraki dönemine çevrildi.
Genel merkezi Mersin'de bulunan Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB)
Genel Başkanı Doğan Narin, Libya'da 6 aydır tüm ticari hayatın donduğuna dikkati
çekerek, ''Tabii kendi güvenliklerinde sorun vardı. Şimdi olaylar değişebilir.
Bundan sonra yeni dönem çok önemli. Irak'ta da benzer bir sorun yaşandı ama Irak
bölündü ve orada hala istikrar yok. Bu durumun Libya'da oluşmamasını arzu
ediyoruz'' dedi.
Türkiye'nin Libya konusunda sorunun çözümüne yönelik her aşamada ciddi
kararlar vererek önemli rol oynadığını belirten Narin, şunları söyledi:
''Türkiye'nin Libya ile ilgili uyguladığı dış politika bölgede ağırlığını
koymasını sağladı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Libya'daki muhaliflerle
görüştü. Türkiye, Libya'nın yeniden yapılanmasında söz sahibi olacak duruma
geldi. Hatta Türkiye, Libya ekonomisinin ve yeniden yapılanmasının ele alındığı
Katar'daki Libya ekonomik toplantısında Katar, ABD, Fransa, Libya ve İngiltere
ile birlikte masaya oturdu. Türkiye'nin dış politikada başarılı olduğu
kanaatindeyim. Türkiye, Libya üzerindeki politikasında yanlış davranmış olsaydı
o masada bulunmayacaktı.''
Olayların çıktığı dönemde Türkiye'nin insani kayıp vermeden sorunun çözülmesi
için çalıştığını, muhaliflerle mevcut hükümetin sorununu diyalog yoluyla
çözmesini istediğini vurgulayan Doğan Narin, ''Bunun nedenlerinden biri orada
yaşayan 25 bin vatandaşımızdı. Bu vatandaşlarımızın hayatı söz konusuydu.
Türkiye'nin Libya konusunda dengeli hareket ettiğini düşünüyoruz'' dedi.
Arap Baharı'nın Tunus'ta alevlendiğini ve daha sonra Mısır'a sıçradığını
hatırlatan Narin, ''Tunus'ta ve Mısır'da sorun bitti. Bu ülkelerin liderlerinin
iktidarı çabuk bırakması sivil kaybının az olmasını sağladı. Bu iki ülkede
ekonomik hayat devam ediyor. İki ülke eski ekonomisine kavuşmaya başladı. Bu
ülkelerde güven doğmaya başladı. Türkiye olarak Mısır ve Tunus'ta ticari
işlemlerimizi devam ettiriyoruz. Herhangi bir sıkıntı yok. Ama Libya'da öyle
değil'' dedi.
Doğan Narin, Libya'da kurulacak yeni rejimin daha demokratik, çok partili ve
daha iyi yönetilecek duruma getirilmesinin önemine işaret ederek, bugüne kadar
Libya'ya destek veren Birleşmiş Milletler (BM), NATO, ABD, Türkiye ve diğer
ülkelerin Libya'nın yapılanmasında iyi rol alması gerektiğini söyledi.
Libya'daki müteahhitlik hizmetleri
Libya'nın petrol gibi doğal zenginliklerinin hızlı bir şekilde toparlanmasına
katkı sağlayacağına ve Türkiye ile ticaretinin tekrar eski halini alacağına
inandığını ifade eden Narin, zarar gören petrol kuyularının onarılmasıyla kısa
süre içinde Libya'nın yeniden petrol satar konuma geleceğini kaydetti.
Türkiye'nin Libya'daki müteahhitlik hizmetlerinin 27 milyar doları bulduğunu
belirten Narin, şunları kaydetti:
''2011 yılında ise Libya'da 15 milyar dolarlık müteahhitlik hizmeti devam
ediyordu. Aynı zamanda Türk müteahhitlerin 1,5 milyar dolar seviyesinde hak
edişleri vardı. Müteahhitlerimiz 1 milyar dolarlık makine ve tesisatını Libya'da
bırakıp geri dönmek zorunda kaldı. Türkiye gelecekte yeni Libya hükümeti ile
müteahhitlerin alacaklarını, zarar-ziyan tablosunu gündeme getirecek ve
müteahhitlerimiz burada mağdur edilmeyecektir diye düşünüyoruz.''
Libya'nın Türkiye ekonomisi için önemli bir ülke olduğunu vurgulayan TURAB
Başkanı, Libya'nın müteahhitlik hizmetlerinde Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'nden
sonra geldiğini belirterek, ''Türkiye'nin Libya'ya ihracatı 2010 yılında 2
milyar dolar seviyesinde. İthalatımız ise 425 milyon dolar seviyesinde. Yani
bizim Libya'yla ticaret hacmimiz yaklaşık 2,5 milyar dolar seviyesinde''
dedi.