Türk Firmaların Aldığı İşler Üç Kat Artabilir



Libya Büyükelçisi Abdurrazaq Mukhtar, Libya’nın alt ve üst yapısında yeniden inşaya ihtiyaç olduğunu, bu nedenle 150 milyar dolarlık yatırım planlandığını ifade ederek, “Libya’nın yeniden inşasında Türk firmalarının etkin rol alacağını tahmin ediyorum. Türk firmalarının aldığı işler 3 katına çıkabilir” dedi. Eski rejimle yapılan anlaşmalara sadık kalacaklarını dile getiren Mukhtar, “Döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki oynamalar nedeniyle bazı anlaşmaların maliyetini gözden geçirme ihtiyacı doğdu. Ancak genelde anlaşmalara sadık kalınacak” şeklinde konuştu.

Mukhtar Dünya Gazetesi'nden Ferit Parlak ve Filiz Coşkun’un sorularını yanıtladı.

Sıkıntılı bir süreçten geçtiniz. Son durum nedir?

Evet, bizim için zor bir süreçti. Hükümetler değişti. Güvenlik sorunları vardı. Ama şimdi Libya Milli Mutabakat Hükümeti kuruldu ve uluslararası toplumdan da tam destek geldi. Yeni bir dönem başladı.

Kaddafi’den sonra 5 yıl geçti. Yeni Libya’yı nasıl özetlersiniz?

Devrimin en büyük meyvesi başta Kaddafi rejiminin sonlanması ve Libya vatandaşının özgür olarak hissetmeye başlaması. Ama tabi devrimlerden sonra nerede olursa olsun bir istikrarsızlık dönemi yaşanır. Biz devrimden sonra Libya’nın daha ilerleyeceğini umuyorduk ama maalesef tersi oldu. Libya biraz geriledi ama çok güçlü bir sosyal, ulusal ve dini yapısı var. Kaddafi döneminde Libya’da kurumlar, özel sektör ya da bir kuruluş kültürü yoktu. Çarpık bir güvenlik yapısı vardı, sadece rejimi ve kendi kurumlarını koruyan. Sıradan vatandaşlar düşman olarak görülüyordu. Polis yetersizdi. Ordu ise mevcut değildi. Bu yüzden güvenlik sıkıntıları yaşadık ve hala yaşıyoruz. Tabi coğrafya olarak da çok büyük bir ülke. Türkiye’nin yüz ölçümünün 3 katı her halde.

Şimdi özgürlük var ama en önemlisi özgürlüğü sorumlu bir şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz. Yani herkes kanunlar karşısında eşittir. Yeni hükümetin oluşturacağı kurumlarla bu sorumluluk kültürü de gelişecek.

Özel sektöre odaklanmalı ve girişimciliği teşvik etmeliyiz. Özel ve kamu sektörleri kapsamında büyük işler başarılabilir. Bu, Özel Kamu Ortaklığı (PPP) olarak bilinir. Bu, iki farklı sektörün birbirine yardımcı olduğu ve destek verdiği Libya gibi ülkeler için zorunluluktur. Her tür mali, idari yolsuzluk ve yönetim zafiyetleriyle savaşmalıyız. Bu sayede devlet inşası ve modern gelişimin düşmanlarını ortadan kaldırabiliriz.

Kaddafi döneminde de Türkiye ile olan ilişkiler iyiydi. En azından biz öyle biliyoruz. İyi miydi?

Kaddafi genel olarak bölücü, ihtilaf çıkaran bir insandı. Kişisel ve politik olarak çok aldatıcı birisiydi. Türkler belki onu Kıbrıs olaylarından dolayı biraz seviyorlar. Belki inşaat sektörüne destek verdiğini düşünüyorlar. Libya o dönem 100 milyar dolarlık bir yatırım planına sahipti. Ama bu yatırım tutarı Türkiye’den ziyade Avrupa ülkelerine gidiyordu. Çünkü Kaddafi’nin Türkiye ile ilgili kalbi farklı söylemleri farklıydı. Bu yüzden Türk firmaları ötekileştirdi. Türkler Türkiye’yi, Libyalılar da Libya’yı iyi bilirler diye bir deyiş vardır. Ateş içinde olan insanlar ateşi çok hissederler. Yani Kaddafi bizi 40 yıldan fazla süren bir gerileme ile yaktı. 42 yıllık döneminde Libya’yı cennete çevirebilirdi.1960 yılında Libya daha iyiydi Türkiye, Malezya, Hong Kong ve Dubai ile kıyaslandığında. O kadar yatırıma rağmen Libya’da ne yazık ki modern bir havaalanı bulamazsınız. Aynı şekilde trenyolu, modern yollar da. Altyapı da öyle. O nedenle yeni dönem çok daha iyi olacak.

Durdurulan ve planlanan yatırımlar vardı. O program devam edecek mi?

Edecek. Bu hükümetin çok önemli bir görevi var. Libya’da istikrarı sağlamak. İstikrar sağlandığı anda uluslararası şirketler Libya’da durdurulan projelerini tamamlayacak. Şu anki hükümetle yeni projelerin başlaması ve eski projelerin tamamlanması mümkün olacak. Onların arasında Türk şirketleri de var. Türkiye’de göreve başladığımdan bu yana şirketlerin sorunlarını çözmeye ve ikili ilişkileri sürdürmeye çalıştım.

Libya yakın dönemde Türk firmalarının yoğun çalıştığı ülkelerdendi. Yeni dönem için Türk firmalarına önerileriniz var mı?

Sürekli hükümet değişikliği ve politik çalkantı nedeniyle genel olarak projeler olumsuz etkilendi. Ama şimdi yeni hükümet ile durdurulan ve planlanan projeler hayata geçirilecek. Özellikle savaştan çok etkilenmiş bölgeler var. Altyapı ve üstyapı ciddi zarar gördü. Ve bu bölgelerin yeniden inşası gerekiyor. Projelerin fazla olacağını düşünüyoruz. Daha önce söz verdiğimiz gibi eski rejimle yapılmış anlaşmalara da sadık kalacağız. Ama bazı anlaşmaların maliyet bakımından tekrar gözden geçirilmesi gerektiği düşünülüyor. Türk müteahhitlerinden bu dönemde bir beklentimiz var. Sabırlı olmalarını ve Libya’nın istikrara kavuşmasını beklemelerini istiyoruz.

Müteahhitlik sektörünün aldığı işler artabilir mi?

Kaddafi döneminde 16 milyar dolara yakın proje yürüyordu. Yeni dönemde bu miktarın 3 kat artabileceğini düşünüyoruz. Altyapının yeniden yapılmasını öngörüyoruz. Yollar, havaalanları, limanlar vs. Ve bir tek altyapı değil. Gıdadan tekstile kadar ithalat ve ihracat işleri de olacak. Devrimden sonra Libya ve Türkiye 12 anlaşma imzaladı. Bunlardan bazıları inşaat sektörüne yöneliktir. Bu anlaşmaların sayısı artacaktır.

Hükümet tarafından bu anlaşmaları gözden geçirmek için uzman bir komisyon kurulacak. Libya Başbakanı Türkiye’ye bir dostluk ziyaretinde bulunmuştur ve başbakanınızla görüşmüştür. Bu konu da ele alınmıştır. Önümüzdeki ay İslam konferansına katılacak Başbakanımız ve bu konu yüksek bir ihtimalle orada da ele alınacaktır. Ama dediğimiz gibi en önemli şey istikrar. Şimdiden tüm bölgenin ülkelerin maruz kaldığı terör saldırıları var. Libya olarak bunları kınıyoruz. Çünkü bunlar Türkiye’nin kalkınmasına karşı dış güçler tarafından yapılan saldırılardır. Biz Türkiye’nin 20 yıldır kalkınma konusunda kat ettiği mesafeleri de görüyoruz ve Türkiye’nin deneyimlerinden de faydalanmak istiyoruz her sektörde. Yeniden yapılanmada da kanaatimce Türk şirketlerinin “aslan payı” alacağını düşünüyorum. Yani önümüzdeki 10 yılda en az 100-150 milyar dolar yatırım yapılacağını düşünüyorum.