Kopenhag'da aralık ayında yapılan BM iklim
zirvesinde, ABD Eski başkan yardımcısı Al Gore ve
Norveç Dışişleri Bakanı Jonas Gahr Store'nin birlikte sunduğu
ve bütün dünyanın çok beğendiği iklim raporunu, Türk asıllı araştırmacı
Nalan Koç'un hazırladığı ortaya çıktı. Norveç'in Tromsö
şehrinde Norveç Kutup Bilimleri Enstitüsü, Buz, İklim ve Ekosistem
(ICE)araştırma merkezi başkanı olarak görev yapan Nalan Koç, dünyaca
ünlü bir bilim insanı... Norveç'e geliş öyküsünü ve ardından başlayan iklim
çalışmalarını şöyle anlatıyor:
Ben İzmir’de Amerikan Kız Koleji’nde okudum. Çok güzel bir kütüphanesi
vardır. Ben de gezmeye ve okumaya çok meraklıydım. Özellikle National
Geographic’i severek okurdum. Hatta bir keresinde, şimdi zamanını tam
hatırlayamayacağım ama 70’lerin sonu sanırım, National Geographic’in bir sayısı
beni inanılmaz etkilemişti. Orta sayfasının kapaklarını açınca sayfa daha
büyüyordu ve jeolojik zaman birimlerini gösteriyordu. Orada dünyanın aslında
çoğunlukla buzul çağı yaşadığını gördüm. Her yüz bin yıllık dönemde ancak 10 bin
yıl sıcak, geri kalanı buzul çağı oluyordu. Bu benim buzlara, iklim
değişikliklerine ilgimi arttıran ilk şeydi. Bir de her pazar hiking kulübü ile
dağları tepeleri dolaşırdık. Yani bir doğa sevgisi zaten vardı ve bu gittikçe
arttı. O yüzden üniversitede jeoloji okuyayım dedim. Sonra da 9 Eylül
Üniversitesi’nde jeoloji mühendisliği okumaya başladım. Ama bölümü bitirmeden
Norveç’e geldim. Bergen Üniversitesine girdim. Orada Deniz Jeolojisi eğitimi
aldım.Mezun olduktan sonra aynı bölümde mastırımı, doktoramı yaptım. Bir süre
araştırmacı olarak çalıştım. 1999 Yılında Norveç Bilimleri Enstitüsüne girdim ve
Tromsö'ye taşındım. Burada araştırmacı olarak çalışmaya başladım. 2004 yılının
ortalarına kadar, enstitüde kutup bilimleri bölümünün başkanlığını yaptım. Sonra
2009 yılının ortasından itibaren de, Norveç hükümeti kutup bölgelerine
odaklandığı ve buradaki kutup araştırmalarına önem verdiği için enstitüye ekstra
imkanlar tanıdı.
Ice, Climate and Ecosystems (ICE) adı altında bir merkez kuruldu. Haziran
2009'dan itibaren beni de merkezin başkanı yaptılar. İlk görevimiz de,
Kopenhag'da yapılan COP 15 adlı BM iklim zirvesinde, Al Gore ve Jonas Gahr
Store'nin sunacağı raporu hazırlamak oldu.
BM'nin son iklim raporu 2007'de hazırlanmış. Kopenhag'daki zirve için bu
rapor eskiydi. Benden, 2007 yılından bugüne kadarki gelişmeler ve yapılan
araştırma neticelerini içeren bir rapor hazırlamam istendi. Ben de Dünya'da bu
konuda en ileri araştırmacılarla birlikte araştırma neticelerini derleyip bir
rapor hazırladım ve kendim de Kopenhag'daki iklim zirvesine katıldım.
İklim dediğimiz zaman 30 yıllık iklim değişikliği verilerine bakmak gerekir.
Yani bir yıllık gelişme ile bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü kısa vadeli
doğal iniş çıkışlar her zaman oluyor. Bir Alman araştırmacı bir İngiliz
dergisine yaptığı açıklamada önümüzdeki 20 yılda küresel ısınmanın biraz
yavaşlayacağını söylüyor. Bu doğal iniş çıkışlar nedeniyle Ama küresel ısınma
belirli bir dönem yavaşlasa dahi, uzun vadedeki gelişimi malesef
endişelendirici.
İklim değişikliğini önlemek yani havanın ısınmasını önlemek için bir defa
atmosfere verilen CO2 gazlarını mutlaka azaltmak gerekiyor. Maalesef Kopenhag
zirvesinden beklenen sonucun çıkmaması herkesi özellikle biz araştırmacıları hem
üzdü hem kızdırdı. Zaten ülkelerin son yıllara kadar iklim değişikliğini önlemek
için pek bir şey yapmadıklarını görüyoruz. Ama daha önceki yıllarla
kıyasladığımızda Kopenhag'daki zirveye daha çok ülkenin katılması bile büyük bir
gelişme. Alınması gereken önlemleri alabilmek için hem finansal hem de
teknolojik destek şart. Çin, Hindistan ve Afrika ülkeleri endüstrilerindeki
gelişme nedeniyle CO2 gazlarını kısıtlamaya kolay, kolay yanaşmak istemiyorlar.
Ama teknolojiyi, yeşil enerjiye çevirmek, çevreyi koruyarak geliştirmek mümkün.
Tahminimce hem bu teknolojiyi geliştirenler hem de uygulayanlar zengin
olacaklar.