İki ülke arasındaki öğrenci ve akademik personel değişimi sağlaması, aynı zamanda da istihdam piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman ihtiyacını karşılaması hedeflenen üniversitenin yapısı ve hedefleri, Berlin'de yapılan bir basın toplantısında kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya, Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Johanna Wanka, TAÜ Rektörü Halil Akkanat, TAÜ Alman Konsorsiyumu Başkanı Rita Süssmuth ve Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) yetkilileri katıldı.
7 yıllık bir hazırlık ve inşa döneminin ardından 2013 yılının sonbahar-kış öğretim döneminde ilk öğrencileri ile akademik hayatına başlayacak olan üniversite alanında bir ilk. Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre Federal Eğitim ve Araştırma Bakanı Johanna Wanka, üniversitenin açılmasının Türkiye'deki sivil toplumun gelişmesi bakımından önemli bir sinyal olduğunu belirterek, kurumun önemine şu sözlerle vurgu yaptı:
“Artık gerçek öğrenci ve gerçek profesörlerle eğitim başlıyor. Son yıllarda Almanya'nın Türkiye'ye ilgisi çok arttı; sadece yüksekokullar arasındaki işbirliğinin sayısı bile son üç yılda iki katına çıktı. Üniversitelerin Türkiye'de faaliyet gösterme ve ortak çalışmalara katılma yönünde büyük bir talebi var. Türk-Alman Üniversitesi, buna olanak sağlayacak bir kurum”.
Öğrenci sayısı artacak
2013-2014 akademik yılına şimdilik 135 öğrenci ile başlayacak olan üniversitenin hedefi gelecek yıllarda öğrenci sayısını 5 bine çıkartmak. Üniversitede bu sene açılan bölümler lisans düzeyinde Hukuk Fakültesi, Mekatronik Sistemler Mühendisliği ve İşletme olacak. Yüksek lisans düzeyinde ise Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler ile Kültürlerarası Yönetim dallarında eğitim verilecek. Ancak Mühendislik, Fen, Hukuk, iktisadi ve İdari Bilimler ile Kültür ve Sosyal Bilimler olmak üzere beş fakülteden oluşan üniversitede ileride bölüm sayısının da artırılması amaçlanıyor.
"Kitle üniversitesi olmayacak"
Türk-Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Halil Akkanat'a göre, kurumun diğerlerinden en önemli farkı, öğrencilere pratik alanda tecrübe kazanma fırsatı sunacak olması. Rektör, bu kapsamda Alman şirketler ve araştırma kurumları ile ortak projeler planlandığını ifade ediyor. Örneğin, öğrencilerin Almanya'da staj yapması, dil bilgilerini geliştirmesi ve böylece henüz üniversite aşamasında iş tecrübesi kazanması öngörülüyor. Prof. Akkanat, eğitim kadrosunun ise hem Türk, hem de Alman akademisyenlerden oluşacağını söylüyor. Rektör, hedeflerini şöyle açıklıyor:
“Hem Türk, hem de Alman taraflarınca üniversitenin bir kitle üniversitesi olması istenmiyor. Daha çok araştırma üniversitesi olsun diye bir hedefimiz var. Bu şu demek: Lisans programları kanunun emrettiği sayıda tutulacak; bunun üzerine yüksek lisans ve doktora programlarına önem verilecek. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarına ve yatırımlarına yoğunlaşacağız; böylece araştırma üniversitesi olma hedefimize ulaşacağız diye düşünüyorum".
Denklik verilecek mi?
Türk-Alman Üniversitesi'nin müstakbel ilk mezunları Almanya'da eğitim hayatına devam etme ya da iş arama şansına sahip olacak mı, diplomalara denklik verilecek mi? Rektör Halil Akkanat, bu konuda çalışmaların sürdüğünü söylerken, Alman Akademik Değişim Servisi Genel Sekreteri Dorothea Rüland umutlu olduğunu dile getiriyor:
“Ben öğrencilerin her ikisini de yapabileceklerini düşünüyorum. Almanya'da üniversiteler diplomaları kontrol etme ve kimi kabul edeceklerine karar verme hakkını elinde bulunduruyor. Türkiye 2011 yılından bu yana Bologna sürecine dâhil, pratikte işlerin çok mükemmel yürümediğini bilsek de, aslında diplomalara denklik tanınması gerekiyor”.