Tuğlayı Onlar İcat Etmedi, ama Yeni Bir Bilinçle Yorumluyorlar



Foto: Işıklar İnşaat Malzemeleri Genel Müdürü Cem Baki Sinal

1973 yılında Bartın'da Boğaz mevkiinde kurulan ilk fabrikayla temelleri atılan Işıklar Klinker Tuğla Grubu, bugün Işıklar Holding’in en kalabalık ve en önemli şirketlerinden biri olarak “Türkiye’nin en iyi klinker tuğlası” mottosuyla faaliyetlerine devam ediyor. 1980 yılında Ağdacı köyü mevkiinde kurulan Bartuğsan ile hem üretim kapasitesine hem de teknolojisine önemli bir yatırım yapan firma, 2012 ve 2013 yıllarında yapacağı yaklaşık 14 milyon euro'luk yatırımla yeni bir atılıma hazırlanıyor.

Otomatik öğütme, şekillendirme, kurutma, pişirme ve ambalajlama safhalarını tamamen bilgisayar destekli ünitelerde gerçekleştiren ve önümüzdeki dönemde en azından bir parkurda robotlu üretime geçmeyi hedefleyen firma, en popüler ürünlerinden kaplama malzemesi Architon üretimini de yeni bir roller fırın kurarak Boğaz mevkiindeki fabrikasına kaydırmayı planlıyor.

Kendi sektöründe Türkiye’nin en önemli üretim tesislerinden biri olan firmanın Boğaz mevkiindeki fabrikası 30 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulmuş ve 8 bin 500 metrekare kapalı kullanım alanına sahip. 200 bin metrekarelik bir alan üzerinde yükselen Bartuğsanise 36 bin metrekare kapalı kullanım alanına sahip. Işıklar Klinker Tuğla Grubu Genel Müdürü Cem Baki Sinal’ınsektöründe ‘fennine uygun üretim’ yapan ilk firma dediği Işıklar Klinker Tuğla Grubu’nun yeni yatırımları öncesi Bartın’da üretim yaptığı iki fabrikayı gezdik.


Ambalajlanmış, gönderilmeyi bekleyen ürünler

Küçük bir tuğla üretim üssü: Bartın

Firmanın, inşaat tuğlası üretimiyle başlayan yolculuğu, daha sonra yapılan bir strateji değişikliğiyle cephe ve kaplama ürünlerine yoğunlaşmış ve Işıklar Pres Tuğla, Işıklar Kaplama Tuğla, Işıklar Taban Tuğla, Işıklar Cotto, İzoklinker Panel Sistemi ve son yıllarda çağdaş cephelerde yoğun şekilde tercih edilen Architon Cephe Sistemleri ’nden oluşan zengin bir ürün grubuna doğru evrilmiş.

Fabrikaların Bartın’da kurulmasında elbette kurucuları Turgut Işık’ın memleketi olmasının büyük payı var; hatta şirket, Bartın ve bölgesinin bir tuğla üretim merkezi olmasını düşleyen Turgut Işık’ın hedefini daha da büyütmüş ve tuğlanın daha da yaygınlaşması için yapacağı çalışmaları yazılı bir misyona dönüştürmüş. Cem Baki Sinal, Bartın ve bölgesinin bir tuğla üretim merkezi olması düşünün kısmen de olsa gerçekleştiğini, çevrede irili ufaklı birçok üreticinin bulunduğunu aktarıyor ve özellikle son 10 yılda Bartın’ın çevre ilçelerinde, ayrıca Samsun, Zonguldak, Çayeli, Çaycuma ve Amasra’da taban tuğlası kullanımının büyük bir artış gösterdiğini sözlerine ekliyor.



Bartın’ın sunduğu avantajlardan biri de, limanının sağladığı lojistik destek. Hacimli yapısı nedeniyle nakliyesi ciddi maliyetler getiren tuğla sektöründe, deniz taşımacılığı özellikle ihracat konusunda ciddi avantaj anlamına geliyor. Ürünlerinin ihracatı konusunda Türkiye’nin en büyük firmalarından biri olduklarını söyleyen Sinal, özellikle Gürcistan, Rusya, Bulgaristan, Azerbaycan gibi Karadeniz etrafındaki pek çok ülkeye ihracat yaptıklarını, zaman zaman İstanbul limanlarından da transfer gerçekleştirdiklerini belirtiyor.


Doğayla diyalog kurabilen tek malzeme


Profesyonel kariyeri boyunca uzun yıllar yalıtım sektöründe görev almış olan Sinal, “Burası da inşaat sanayisi içinde faaliyet gösteren bir yer olmasına rağmen, çalıştığım diğer firmalardan çok farklı bir yerde duruyor” diyor ve ekliyor:

“Kiremit ve tuğla çok değişik malzemeler; hammaddesi nedeniyle çok basit gelebilir, ama inanılmaz bir teknoloji aynı zamanda. Hatta çalıştığım en karmaşık malzeme diyebilirim. Öyle ki, doğayla diyalog kurabilen tek malzeme diyebiliriz. Tuğlaya dokunduğunuz zaman, ona bir insan elinin değdiğini hissedebiliyorsunuz. Her şeyin hızla endüstrileşip mekanikleştiği bir dünyada, hem modern hem de çok doğal. Tuğlanın modern malzemelerle uyumunun en güzel örneği, Türkiye’de en büyük üreticisi olduğumuz Architon. Alüminyum, beton ve cam ile inanılmaz güzel bir uyum yakalayan bu malzemenin ihtiyaç malzemesi olmadığının sanılması gibi bir handikap var. Ama fonksiyon, kullanım ömrü ve şıklığı birlikte düşünürseniz, aslında bir ihtiyaç malzemesi”.



Foto: Bartuğsan'ın toprak depolama alanı

Hassas bir hammadde; toprak

Fabrikaların Bartın’da kurulmasında en az sahiplerinin Bartınlı olması kadar önemli olan bir diğer unsur da Bartın ve çevresinin toprak kalitesi olmuş. Toprağın çok hassas bir malzeme olduğunu vurgulayan Sinal, 50’şer metre arayla alınmış olsalar bile kurutma ve pişirme süreçlerinde değişik tepkiler verebildiğine, farklı özellikler gösterebildiğine dikkat çekiyor. Sinal, bu anlamda üretim sonrasında yapılan kalite kontolünün artık yeterli olmadığını, sürecin tamamını kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekliliğine işaret ediyor ve Şubat ayında toprak ocaklarında yapılacak yeni sondaj çalışmalarından bahsediyor:

“İşimizi şansa bırakmıyoruz; sondajlardan alınan toprak örnekleri tek tek analiz edilecek. Ancak detay analizlerinde görebildiğiniz eser miktarda bir mineral, uzun vadede kiremit ya da tuğlanın ömrünü kısaltabiliyor. Amacımız, bu gibi olumsuzlukların önüne geçmek. Bugün Türkiye'deki kiremit pazarının yüzde 20'si yenileme işinden oluşuyor; ama komşumuz Yunanistan'da ömür boyu kullanım garantisi verilen kiremitler üretiliyor”.



Foto: Şekillendirilene kadar birçok farklı işlemden geçirilen toprak, bantlarla taşınıyor

Lunapark gibi fabrika


Ocaklardan getirildikten sonra en az bir yıl fabrikada bu iş için ayrılan alanda dinlendirilen toprak, farklı ölçeklerdeki eleklerden geçirildikten sonra bantlarla fabrikanın içine taşınıyor. Lunaparklardaki eğlence trenlerini andıran bantlar, fabrikanın da önemli bir bölümünü kaplıyor. İçerde de sıcaklığı ve nem oranı sabitlenmiş bir ortamda bir süre daha dinlendirilen toprak, daha sonra yine bu bantlarla taşınıyor ve mikronize olacak biçimde eziliyor ve ürün gurubuna göre şekillendiriliyor.



Devasa tünel, fırınların pişirme sırasında yarattığı ısıdan, aynı zamanda kurutma işlemi için de faydalanıyor. Merkeze uzak olmanın yaşanabilecek herhangi bir mekanik ya da dijital soruna müdahale biçimlerini nasıl etkilediğini sorduğumuzda Sinal, makine parkurunun işleyişinden sorumlu çalışanların bu konuda Türkiye’nin, özellikle tuğla sektörünün en yetkinleri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Ancak çok büyük mekanik ya da elektrik arızalar olması durumunda, yine oradaki arkadaşların kontrolünde dışarıdan ekipler çağırabiliyoruz”.


Foto: İşlenebilecek kıvama gelene kadar pekçok kez ufalanan, eleklerden geçirilen toprak, son olarak bu teknede mikronize olacak biçimde eziliyor. 





“Sadece ürün odaklı Ar-Ge üzerine yoğunlaşmıyoruz; sistem Ar-Ge’sini de geliştirmek için çalışıyoruz”


Geniş ürün yelpazelerine atıfta bulunarak, tuğla ve kiremitin inovasyona ne kadar açık olduğunu, Ar-Ge staratejilerini nasıl şekillendirdiklerini soruyoruz Sinal’a. “Tuğla, kendi içinde birçok yenilik barındırıyor; iş onu ortaya çıkarıp işleyebilmekte” diyor Sinal ve ekliyor:

“Tuğla, termal bir gövde. Belli kalınlıklarda kullandığınızda, ısıyı içine hapsedip zaman zaman verebilen, diğer inşaat malzemelerine nazaran çok daha iyi termal özellikleri olan bir malzeme. Tek başına ısı yalıtımı yapar gibi bir iddiamız yok; ama ısı yalıtımını inanılmaz iyileştiren bir malzeme. Isı yalıtımı, bizim en iddialı olduğumuz dallardan biri ve bu konuda da şirket bünyesinde yeni bir üretim müdürlüğü oluşturduk. Kaplama tuğla ile mantolamayı nasıl birlikte sunacağımızın üzerine çalışıyoruz, ki bu da bir yenilik. Yalnızca ürün odaklı ar-ge üzerine yoğunlaşmayıp, sistem ar-ge’sini de geliştirip, nasıl daha estetik, daha kompakt çözümler sunabiliriz konusunun çalışmalarını yapıyoruz.

Ar-Ge konusunda Türkiye’nin iyilerinden biri olmamıza rağmen hala önümüzde uzun bir yol olduğunu biliyoruz. Yurtdışındaki danışmanlarımızdan çok önemli teknik destekler alıyoruz. Dünyanın önde gelen tuğla - kiremit üreticilerinden isimlerle birlikte çalışıyoruz, laboratuarları ortak kullanıyoruz”.



Detaylar için özel üretim


Bartuğsan’ın en ilginç bölümlerinden biri de ‘özel’ talepler için ‘elişi’ üretim yapılan atölye . 5 - 10 kalemi geçmeyen taleplerin bile karşılandığı özel üretimin toplam ciro içindeki payı çok küçük olmasına rağmen, hiçbir talep geri çevrilmiyor. Bazı mimarların çok ilginç detay malzemeleri istediklerini, o küçük parçalar olmadan projenin tamamlanamadığını aktaran Sinal, mimarın tasarımına özel işler olduğu için bu tür tuğla ürünlerini stok yapma şanslarının da olmadığını kaydediyor.



“Çok teknolojik testler için yurtdışına bağımlıyız”

TSE’nin istediği standart testlerini fabrika bünyesinde oluşturulan laboratuarda yapan Işıklar Klinker Tuğla Grubu , çok teknolojik testler içinse yurtdışına gidiyor. Bu dışarı bağımlılığı Türkiye’nin zayıf noktası olarak değerlendiren Sinal, ayrıca pekçok sektörün de özel test makinesi ihtiyaçlarını yurtdışından karşılamak zorunda kaldığını sözlerine ekliyor.


Foto: Kaydırmazlık testinin yapıldığı makine





Enerji yoğun üretim


Tuğla sektörü, enerji yoğun üretim gerçekleştiren sektörlerin başında geliyor. Sinal, doğalgazın şu anda kullanabilecekleri en ucuz ve çevre dostu enerji türü olduğunu söylüyor. Rekabeti zorlaştırdığı için artık sektörde, LPG, mazot ya da kömür kullanımından vazgeçilmiş. Yaptıkları düzenlemelerle minimum enerjiyle maksimum faydayı elde etmeye çalıştıklarını, örneğin fırınların yaydığı sıcaklığı yine fabrika içinde kurutma işleminde kullandıklarını hatırlatıyor. Sinal ve yeni yatırımlarında da bu hassasiyetlerinin devam edeceğini sözlerine ekliyor:

“Yeni fabrika yatırımlarımızda da hem ekonomik hem de çevresel anlamda minimum enerji tüketimi için gerekli tedbirleri alacağız”.


Foto: Üzerindeki borular, vanalar, göstergeler ve kablolarla fırınlar, bilim kurgu filmlerinden fırlamış platformlara benziyorlar


Pişirme işleminin her aşaması bilgisayar tarafından kontrol ediliyor


“Çalışanlarımızın kalifiye olmasını önemsiyoruz”

Bartuğsan’da 190 mavi yaka ve 25 beyaz yaka personel çalışıyor. “Personelimizin tamamının kalifiye olmasını isteriz; çünkü mimari detay ya da dekorasyon malzemesi üretiyoruz” diyor Sinal. Mavi yaka çalışanların büyük çoğunluğu Bartın çevresinden istihdam ediliyor. Firma ayrıca, seramik teknisyenleri ya da mühendisleriyle çalışmayı da özellikle tercih ediyor. Farklı disiplinlerden gelen çalışanların uyum süreci, fabrika bünyesindeki Turgut Işık Eğitim Merkezi ’nde yapılan periyodik eğitim çalışmalarıyla sağlanıyor. Eğitim merkezi, ayrıca usta seminerlerine de ev sahipliği yapıyor. Bu eğitimlere Türkiye’nin farklı bölgelerinden ustalar katılabildiği gibi, komşu ülkelerden de misafirler olabiliyor.



Anahtar teslim proje hizmeti de veren Işıklar Klinker Tuğla Grubu, Türkiye’de bu sektörde en fazla endüstriyel tasarım yapabilen mimar çalıştıran firma olma iddiasını da taşıyor. Firma bünyesinde oluşturulan mimari büroda, fonksiyonel kullanımı arttıracak detay elemanlarının (denizlik tuğlası, çim tuğlası, harpuşta elemanı vb.) alternatif tasarımlarının hazırlanmasında ve özel tip detayların tasarlanmasında üretim bölümüne destek de veriliyor.





Yeni ürünler

Ürün yelpazesini sürekli geliştiren Işıklar Klinker Tuğla Grubu, önümüzdeki dönemlerde Architon’u boyut ve renk olarak çeşitlendirmeyi planlıyor. Ayrıca şu sıralar çok popüler olan ve ‘teknolojisine uygun olarak üretebilen tek firma’ olma iddiasını taşıdıkları Pres tuğlayı çeşitlendirmek için de çalışılıyor. Görme engelliler için işaret ve takip tuğlaları üreten firma, tüm handikaplı gruplara yönelik ürünler geliştirmek için de Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor.

 



Foto: Ürünlerin standartlara uygunluğu her aşamada farklı biçimlerde kontrol ediliyor







Foto: Defolu ürünler, öğütülerek farklı biçimlerde değerlendiriliyorlar



Foto: Işıklar Klinker Tuğla Grubu'nda her fabrikaya bir kadın ismi vermek gelenek olmuş