TRT Çalışanları Tarihi İstanbul Radyoevi'nin Yıktırılacağı Duyumları Üzerine Bir Açıklama Yaptı

Tarihi İstanbul Radyoevi'nin de "gökdelen" yapılmak üzere yıktırılacağı yönündeki duyumlar ve girişimler üzerine, TRT çalışanları 25 Ağustos Perşembe günü saat 13.30'da, Harbiye'de, İstanbul Radyoevi önünde bir basın açıklaması yapacaklarını duyurdular. TRT çalışanlarının yaptıkları açıklama şöyle:

"Kafalarına koydular bir kez. Eninde sonunda toplumsal belleğimizi yok edecek, hatırlamaya değer tüm anılarımızı ortadan kaldıracaklar. Bir yandan geleneksel değerlerin yegâne savunucusuymuş gibi yapacaklar, bir yandan da güçlerinin yettiği tüm değerleri sinsice
yok edecekler. Gün geçmiyor ki, bir varlığımıza saldırmasınlar, bir değerimizi satılığa
çıkarmasınlar! Bir vapurlara takıyorlar kafalarını, bir güzelim Haydarpaşa Garı'na; Taşkışla, AKM ve İstanbul Radyosu'na. Peki ne istiyorlar bu şehirden, bu ülkeden, bizden?
Tabii ki rant! Daha çok, daha çok, daha çok kâr için yapamayacakları şey, satamayacakları değer yok! Açacakları her bir ihale gözlerini kamaştırıyor, sözü edilen paralar başlarını döndürüyor.

MEHMET BARLAS 'BAKLAYI AĞZINDAN ÇIKARIYOR'

Geçenlerde Mehmet Barlas, nihayet baklayı ağzından çıkardı: Beyaz Radyo binası da, kanımca eski anlamını kaybetmiş yapılardan biridir. Günümüz dünyasında radyo yayıncılığı için önünde askerlerin nöbet tuttuğu, içinde köhne stüdyo ve salonların bulunduğu bir binaya ihtiyaç yoktur. Keşke mümkün olsa ve "İstanbul Radyosu" binası da bir kamu ihalesiyle satılıp, yerine görkemli,modern bir otel yapılabilse. Görülen o ki Taksim'den başlayan ve Taşlık'a uzanan alanda ve vadide bulunan taşınmazlar büyük değer ifade ediyor. Swissotel'den sonra Hilton'un da büyük bir rekabet içinde satılması bunun kanıtı. AKM ve Radyo gibi kamuya ait binaların bu açıdan yeniden yapılandırılmaları, hem aklın hem de ekonominin gereğidir. (Mehmet Barlas, Sabah gazetesi, İşte İnsan, 14.8.2005)

- Bu sözümüz, Barlas'a ve sözcülüğünü yaptığı rantperverlere: Kentlere kimliğini veren kimi yapılar, toplumun belleğidir. İstanbul Radyosu da bu kişilikli binalardan biridir. Türkiye'nin kültür tarihinin yaşandığı o koridorları, ülkenin en önemli sanatçılarına okul olmuş o stüdyoları, en güçlü kalemlerimizin oyunlarının provasının yapıldığı o odaları çıkarıp atın bu toplumun belleğinden. Elinizde kalacak belleksiz toplum, bundan sonra dayatacaklarınıza
çok daha kolay uyum sağlayacak, çok daha kolay güdümünüze girecektir. Çünkü, anıları yok edilen toplum, aidiyet duygusunu da yitirir. Hiç kimse artık "bu şehir benim" diyemeyecek.
Yapılacak o büyük ve modern otellerin lobilerinde bir akşamüstü "drink"i almak için parası da olmayacak üstelik. Ama onun da keyfini sizler sürersiniz mutlaka.

ANI DEFTERLERİMİZİ ÇALAMAZSINIZ!

Bizler, sığ dizileriniz, cıvık televoleleriniz, magazinleştirdiğiniz haberlerinizle yozlaştırdığınızı zannettiğiniz bir güruh değiliz. Bizler, radyo ile doğduk, radyo ile büyüdük. Sizin kâr üzerine
kurduğunuz hayalleriniz varsa, bizim de başka bir dünya hayalimiz var! Aklınızdan bile geçirmeyin! Ne Taşkışla'yı, ne Haydarpaşa'yı, ne Radyoevini almanıza izin vereceğiz. Anı defterlerimizi çalamazsınız!.."