Küresel ekonomik krizi 1929 büyük buhranına benzeten
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başekonomisti Dr. Ümit
İzmen, "Dünya ticaret hacminde çok büyük bir daralma var. Küresel kriz
1929 büyük buhranına benziyor. Ama alınan önlemler geçmişe göre daha kuvvetli.
Bu trend böyle giderse toparlanma güç olacak, daha da derine gidecek gibi"
dedi.
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) olağan
yemekli toplantısında konuşan İzmen, 2010 yılında da kuvvetli bir düzelme
olmayacağını söyledi. İzmen, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede dışarıdan
finansal kaynak bulmanın eskisi gibi kolay olmayacağına işaret etti. Bugünkü
krizin hareket biçimi ile 1929 bunalımı arasında bir paralellik bulunduğunu
anlatan İzmen, "Hatta 1929 bunalımından bile çok daha fazla kayba yol açtığını
görüyoruz. Bu trendin böyle devam etmesi halinde birkaç yıl daha bir toparlanma
olmayacak gibi, daha da dibe gidilebileceğini gösteriyor" diye konuştu.
İzmen, Türkiye'de bundan sonra ne olacağı, nereye nasıl gidileceği, kamu ve
özel sektörün davranış biçimi, kamu, hanehalkı harcamaları, dayanaklı tüketim
malzemesi harcamalarının durumu gibi bilinmeyen birçok parametre olduğunu
söyledi. Yeni teşvik yasasının ortaya konulduğunu, ancak iş dünyasının önünü
görecek ekonomik parametrelerin olmadığını vurgulayan İzmen, kamu sektöründeki
açığın artması durumunda yılın ikinci yarısında faiz oranlarının da
artabileceğini kaydetti. Dr. İzmen, "Bu durum çok ciddi bir belirsizlik
yaratıyor. Bunları ortadan kaldırmaya ihtiyacımız var. Geleceğe ilişkin bir
senaryo ortaya koymak gerekiyor" dedi.
Reformlar önemli
IMF ile program yapılması durumunda ortada sayısal tablo ve hedefler
olacağını vurgulayan İzmen, "IMF ile yapılması konuşulan anlaşmaya en çok
2008'in son aylarında ihtiyacımız vardı. Çünkü dünya pazarları çok hızlı
daralıyordu. O dönem IMF'nin parasına nakit akımını kontrol etme ihtiyacı
nedeniyle gerek vardı. Daha sonra bu kadar vahim bir tablo olmadığı görüldü.
Ayrıca bankacılık sektörü de yüzde 65-85 oranında dış borcunu çevirebildi.
Böylece IMF'den gelecek paraya lüzum kalmadı" değerlendirmesinde bulundu. İzmen,
gelecek döneme bakıldığında da finansman ihtiyacının 10-15 milyar dolarlar
seviyesinde olacağını düşünmenin mümkün olabileceğini vurgulayarak, şunları
söyledi: "Ama bir parça kredibiliteye ihtiyacımız var. Geleceğe ilişkin
belirsizliklerin ortadan kalkması gerekiyor. Reformlar zamanında yapıldıysa
söylenen rakamlar elde edilecek. Bunlar yapılmadıysa yine bileceğiz ki bu
rakamlar böyle olmayacak. IMF şu anda esas olarak bize bunu sağlayacak. Biz bunu
kendi kendimize yapabiliyorsak ne alâ. O zaman IMF'ye de ihtiyacımız
yok."