Beş gün içinde aynı hat üzerinde Silivri, Çorlu ve
Lüleburgaz hattına yolumuz düştü. Hem E5 hem
de TEM yolundan çevreye dikkatli gözlerle bakınca
Trakya’nın tarım topraklarında yağmalamanın ne kadar hızlı
sürdüğünü gözlemledik.
Hiçbir siyasetçi Trakya topraklarının öneminin
farkında değil; özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediyesi...
Türkiye coğrafyasının %3’ünü oluşturuyor Trakya bölgesi.
Buğdayın %10’u bu bölgede, ayçiçeğinin %30’u,
pirincin de %50’si buradan elde ediliyor. Özellikle yeraltı
sularında büyük felaket yaşanacak birkaç yıl içinde. Yeraltı sularına kaynaklık
eden Istranca suları İstanbul’a taşınıyor. O kaynaklar en geç
Cumhuriyet’in 100. yılında tükenmeye aday...
Lüleburgaz’da
‘Türkiye ve Trakya’da Tarımın Dünü Bugünü ve Yarını’ başlıklı
bir panelde çarpıcı bilgiler açıklandı. CHP İlçe Başkanı Turabi
Kayan, Trakya topraklarının öneminin altını çizerken, CHP Muğla
Milletvekili ve eski Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Gürol
Ergin, “Trakya’nın Türkiye’nin hatta dünyanın en kaliteli toprakları
arasında yer aldığını” belirtti, tarım topraklarının hızla kirletildiğini ve
yağmalandığını anlattı. Bu arada Başbakan’ın “Bizim petrolümüz yok ama bereketli
topraklarımız var” biçimindeki sözleri akla geliyor. Prof. Ergin “Sütte ve
gübrede büyük oyunlar oynandığını” vurguladı ve “Tütünden sonra şimdi de şeker
fabrikalarının özelleştirilmesiyle şeker işçileri aynı Tekel işçilerinin
durumuna düşürülecektir” dedi. “Süt 68 kuruşa düştü. Mandıralar çalışamaz hale
geliyor. Türkiye, altı süt fabrikasının elinde kaldı” diyen Prof. Ergin, CHP’nin
tarım politikalarında özellikle üç unsuru öne çıkarttı:
“1 ve 2. sınıf
tarım topraklarının üzerine hiçbir şey kondurtmayacağız. Yabancılara toprak
satışını kaldıracağız. Ne özelleştirildiyse hepsi geri alınacaktır.” Trakya
topraklarının verimliliğinin üretimde Türkiye ortalamasından
%60 yüksek olduğunu, ancak son verilere bakıldığında tarımın ne kadar
geriye gittiğini, çiftçinin tarımdan ne kadar soğutulduğunu AKP iktidarı görmez
mi?
667 yılda 1 santim toprak oluşuyor
Bundan bir
süre önce vefat eden ve ‘Trakya sevdalısı’ Prof. Cemil
Cangir’in asistanlığından beri yanından ayırmadığı Yard. Doç.
Duygu Boyraz, Padişah Orhan Bey’den başlayarak 36 padişah ve
Cumhuriyet’ten başlayarak 10 cumhurbaşkanının yaşadığı sürecede 1 santim toprak
oluyor. Yani 667 yılda... Bu nedenle Trakya toprakları acilen sit alanı ilan
edilmeli, verimlilikle ilişkisinin korunması gerekiyor.” (Not: Cangir hakkında
hiç hak etmediği tertiplerin sonunda gerçekdışı olduğunun ortaya çıkması, çok
kişi için teselli olduğunu aktaralım. Y.B.)
Arazi kapatan
sanayici ve siyasetçiler kim acaba?
Namık Kemal Üniversitesi
Ziraat Fakültesi’nden Prof. Halim Orta’nın konuşmasında yeraltı
sularının ne kadar vahim olduğu ortaya çıktı.
Çerkezköy, Çorlu,
Lüleburgaz Muratlı dörtgeninde yeraltı su kaynaklarının bilinçsizce ve
kontrolsüzce ve amaç dışı kullanıldığını, su seviyelerinin giderek düştüğünü;
tarım alanlarının köylünün elinden çıkıp sanayici, politikacı ve sanatçıların
eline geçtiğini” söyledi. “Kim bu isimler?” deyince “Çatalca, Silivri,
Marmara Ereğli, Çorlu, Lüleburgaz ile Çerkezköy-Saray hattını iyi
araştırırsanız, tapudan, köylülerden ve muhtarlardan öğrenebilirsiniz” dedi. (Ya
damatların veya akrabaların üzerineyse tapular? Araştırılırsa bulunur canım!)
Prof. Orta’nın şu sözlerine dikkat ediniz: “Trakya bölgesi sanayiye doymuştur.
Kurumsal ve halk desteği ile bu vatan toprağı daha fazla yağma edilmemeli...
Yoksa bu ekosistemde huzur bulamazsınız.” Bunlar bir şey mi? Akarsu ve
göletlerin 49 yıllığına pazarlandığını da göreceksiniz.
Lüleburgaz’da hava sıcaklığı 1.4 arttı
Ünlü
‘ormancı’ Prof. Doğan Kantarcı, İstanbul Büyükşehir’in
Metropolitikan Plan Bürosu’na hazırlattığı Trakya’nın
Çevre Düzeni Planı ile üç valiliğin kurduğu Trakab
planlarına bilim adamı olarak itiraz ederken başlarına neler geldiğini
ve nasıl engellenmek istediklerini anlattı. Istranca (Yıldız)
ile Işıklar (Koru) dağları arasındaki kalkerli yapının nasıl
yeraltı sularını oluşturduğunu belirterek “Artık eskisi gibi kar yağmıyor.
Trakya’nın orta göbeğinde de su azalması olacak. Bu ilk olarak Lüleburgaz’da
görüldü. İlçenin çukurda kalması ve yanındaki Hamitatabat doğalgaz santralının
bacasından çıkan karbondioksit sera etkisi yaratıyor. Hava sıcaklığını
1.2 derece artırdı. Buna bağlı olarak da %25
yağış azalma görülmeye başlandı
artık.”
Vize’nin kuzeyindeki ormanlık arazinin kireç
taşı ile kaplı olduğunu söyleyen Prof. Kantarcı, “Ne yazık ki
burasının çimento sanayiine ve kırma taş olarak kullanımına açmak bir plan
değişikliği var... Buraya çimento fabrikası kurmak ve taş ocağı açmak ihanettir.
Halbuki o taşlar, Istranca’ya yağan sularını, süzülerek
Ergene’ye yeraltı suyu olarak taşır. Doğal dengeyi bozmak
tehlikelidir.”
Enerji Bakanlığı Maden Dairesi’ne
duyurmak istiyoruz; bu taşocağı raporları nasıl verdiğinizi görmek için o
bölgeye bir gider misiniz?
İş
istismarı
Kırklareli Milletvekili Dr. Tansel
Barış, Anne ve babalar benden çocuklarına iş istiyor. Kendi özel
ilişkilerimizle iş bulmaya çalışıyoruz. Ama AKP bunu yapmıyor,
Lüleburgaz dahil, başta taşeron firmalar dahil, AKP’nin verdiği
isimler işe alınıyor. Bu ayrımlığa CHP olarak buna son vermek
istiyoruz.”